GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
FIFA Dünya Kupası futbol maçları 2018 yılında Rusya’ da yapılmış; ilk maç Rusya ile Suudi Arabistan arasında oynanmıştı.
Maçı televizyonda izlerken, Çin ve Japonya’ da ortak yapılan Dünya Kupası futbol maçlarının geldiğini çok iyi hatırlıyorum.
Türkiye- Çin maçında, Türk futbolcuların sırtlarındaki formalarında Türk harfleriyle adları yazılıydı; ancak Çinli futbolcuların sırtlarındaki formalarda oyuncuların adları Çin alfabesiyle değil, Lâtin harfleriyle yazılıydı. Yani, Çin’ de, kendi takımının maçını izleyen bir Çinli, kendi oyuncusunun sırtında yazılı olan adını okuyamayacak ve anlayamayacaktı.
Aynı durum Türkiye- Japonya maçında da oldu. Türk futbolcuların sırtlarındaki formalarda adları Türkçe harflerle yazılı olmasına rağmen, Japon futbolcuların sırtlarındaki formalarda adları Japonca değil, Lâtin harfleriyle yazılıydı. Japonya’ da oynanan kendi takımının maçını izleyen bir Japon, kendi oyuncusunun sırtında yazılı adını okuyamayacaktı.
Rusya’ da oynanan Rusya- Suudi Arabistan maçında da aynı olay oldu. Rus oyuncuların sırtlarında adları Rus harfleriyle değil, Lâtin harfleriyle yazılıydı. Rusların hepsinin Lâtin harflerini bildiğini zannetmiyorum. Dolayısıyla halkın çoğu, kendi futbolcularının adlarını okuyamamıştır.
Suudi Arabistan takımının oyuncularının sırtlarında yazılı adları da kendi Arapça harfleriyle değil, Lâtince harflerle yazılıydı.
Türk harfleri Lâtince harfleri temel olarak alınmıştır ama özeldir. Örneğin Ş, Ç, Ğ, Ü, İ harfleri Lâtin harfler arasında yoktur.
Uluslararası sahalarda oynan maçları izleyenlere bir kere daha hatırlatırım, maçları bir de bu gözle izleyin ve Türk harflerinin önemini daha iyi anlayacaksınız.
Bu vesileyle bir konuyu da hatırlatayım: 1353 sayılı yasayla belirlenmiş Türk alfabesindeki tüm harfler be, ce, de, fe, ge, yumuşak ge, he, je, ke, le, me,…. şeklinde okunur. K harfinin okunuşu “ka”, h harfinin okunuşu “ha” değildir.
Televizyonda bir yarışma programında, bir yarışmacı harf söylerken, “Kastamonu’ nun kası, kelebeğin kası “ derse ki aynen böyle diyenler var, yanlıştır.
***
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Handyside Kararı, 1976:
“İfade özgürlüğü, demokratik toplumun vazgeçilmez temel taşlarından birini, bu toplumun ilerlemesinin ve her insanın gelişmesinin temel şartlarından birini oluşturur. İkinci fıkra hükmü saklı kalmak kaydıyla ifade özgürlüğü, sadece hoşa giden ya da insanları incitmeyen veya önemsenmeyen ‘bilgi’ ve düşünceler için değil, aynı zamanda devleti veya toplumun herhangi bir kesimini inciten, şok eden veya rahatsız eden bilgi ve düşünceler için de geçerlidir. Demokratik toplumun olmazsa olmaz koşullarını oluşturan, çoğulculuk, hoşgörü ve açık görüşlülük bunu gerektirir!’’
ATATÜRK Diyor ki:
“Türkiye Cumhuriyeti’ ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.”
“Türk Milleti’ nin dili Türkçe’ dir. Türk dili, dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir.”
“Türk dili, Türk Milleti’ nin zihnidir, kalbidir.”
“Türk Milleti’ ndenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.”
“NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!”