GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Güneşli günler insanın içini ısıtmaya başladı. Havayı güzel bulunca biraz deniz kenarında gezinmek istedim. Sözüm ona Yalova’ da yaşıyoruz ama uzun zamandır denizi görmemiştim. Yıkılan belediye binasının yerine yapılan araç park yerinin yanından yürüyüp, yaya geçidinden sahile geçtim.
Daha geçitte iken Atatürk ve Çoban Mustafa heykeli dikkatimi çekti. Bana bir şey tuhaf geldi ama önce ne olduğunu anlayamadım. Heykelin yanına gelince durumu fark ettim. Fotoğraflı pano ile yanındaki tanıtıcı ve anıtın anlamını açıklayıcı pano kaldırılmış. Bilmeyen biri ya da Yalova’ ya dışarıdan gelen biri, bu heykel grubunun ne amaçla yapıldığını anlayamaz.
Bir şeyi özenle yapıyor, sonra da bırakıp Allah’a emanet ediyoruz. Takip ve devamlılık denen kavramın ne olduğundan haberimiz yok!
Anıtın biraz ilerisinde, Barış Manço Açık Hava Tiyatrosu’nun batısında, küçük bir koruluk var. Bir zamanlar buradaki ağaçlar, iç güvenlik harekâtında şehit düşen Yalovalılar adınaydı. Her ağacın altında, bir betona raptedilmiş pirinç levhalara şehitlerin adları tek tek yazılıydı. Kısacası her ağaç bir şehidin adınaydı ve bir bakıma öncelikle o şehidin ailesine ve Yalovalılara emanet edilmiş gibiydi.
Vefa denilen duygudan o kadar yoksunuz ki, ilgisizlik ve takipsizlikten dolayı, bu levhalar çalındı, yerleştirildikleri betonları da kırıldı. Bir ara yenilendi. Duyarsızlar tekrar parçaladılar. Sonra farklı bir çözüm bulundu. Tüm isimler bir pirinç levhaya yazılarak beton bir kitabeye tutturuldu. Merak ettiğim için özellikle baktım, isim listesi yazılı olan bakır levha yoktu, sökülmüştü.
Tabi insan bu duyarsızlığa hem şaşırıyor hem de üzülüyor. Bu durum herhalde bozguncuların işidir. Yalova Belediyesi’nin bu isim levhalarını derhal yerine taktırması gerekmez mi? Bu isimlerin aileleri yok mu? Onlar işin farkında değil mi?
Dolaşırken, ağaçlık alanın kuzey tarafında, yol kenarında, renkli ay- yıldızlı ve renkli fotoğraflı çok güzel bir şehit kitabesi gördüm. “Şehit Muhammed İslâm Altuğ 1994- 2019” adına yapılmış. Çok beğendim. Şehidimize Allah’ tan rahmet diliyorum, nurlar içinde yatsın! (Sonra öğrendim, şehidimizin adı Çiftlikköy’ de İmam Hatip Lisesi’ ne verilmiş. Ne kadar güzel ve anlamlı…)
Peki, diğer şehitlerimiz ne olacak? Hatta sorayım, onların isimlerini hatırlayan var mı? Unutmayalım, şehitlerin adlarının yaşatılması gerekir. Onlar asıl unutulduklarında ölürler! Biz şehitlerimizin anılarını böyle mi yaşatacağız? Şehitlerimiz anılarına sahip çıkıldıkça yaşarlar. Şehitlerimize ve onların anılarına sahip çıkmak da, her Türk evlâdının görevidir.
Bir ara yine bu bölgede, Şehitler Anıtı yapıldı; anıt sonra buradan kaldırıldı… Yap- boz tahtası gibi…
Anıt deyince aklıma geldi, yine aynı bölgede bir zamanlar Onno Tunç Anıtı vardı. Anıtın açılışı oldukça görkemli olmuş, meydanda bir de ünlü sanatçıların katıldığı konser verilmişti. Hatta açılışa Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ ın eşi Sayın Semra Özal da gelmişti. O anıtı da parçaladılar. Günümüzde sembolik bir düzenlemeyle Kültür Merkezi kapısı civarında bulunuyor, çoğu kimse de onun ne olduğunu bilmiyor!
“Plân bir işin iskeletiyse, takip de ruhudur” diyerek bölgede gezmeye devam edelim. Yaptığınız işi takip etmezseniz, hiç ummadığınız sonuçlarla karşılaşırsınız.
Aynı bölgede, uzun yıllar evvel yapılan mermer sanat eserleri var. Bölgede yapılan kanalizasyon, yat limanı vb. çalışmalar sırasında bunların bir kısmı kırıldı, bir kısmı oraya buraya atıldı.
Gördüğümde, üzerlerinde çocuklar oynuyordu. Oysa bu atılmış taş parçaları gibi duran eserlerin üzerlerinde ya da yanlarında, bu eserleri yapan sanatçıların adı, eserin adı ve eserin yapım tarihi yazılı tanıtıcı levhalar olması gerekmez miydi?
Yapılan uygulamanın o sanatçılara saygısızlık hatta hakaret olduğunun farkında değil miyiz? Deniz kenarı tüm özelliğini kısacası doğallığını yitirmiş. Eğlence alanları ve diğer tesisler denizin görünümünü kapatmış. Son derece çirkin bir görüntü var!
Ama esas çirkinlik eskiden “ Osmanlı Parkı” olarak tanımlanan alanda… Osman Beg anıtının yeri ve kaidesi değiştirilmiş. Eski konumu ve kaidesi çok güzeldi. Anıtın tanıtım yazıları da biri bir tarafta diğeri diğer tarafta… Bunu hangi akıl, akıl etmiş bilemedim!
Osmanlı Çeşmesi de, galiba gözden uzak kaldığı ve ihmâl edildiği için çeşitli sloganlarla yazılı halde… Yalova Valiliği’ nin hemen karşısındaki bu çirkinlik neden kimsenin dikkatini çekmemiş/çekmiyor anlamak mümkün değil!
Yeri gelmişken bu anıtın yeri hakkındaki görüşümü de belirteyim.
Bafeus Zaferi’ ni temsilen Osman Beg heykeli, 27 Temmuz 2011 tarihinde, Yalova il merkezinde açıldı. Prof. Dr. Halil İnalcık merhum, bu anıtın Hersek Köy meydanında yapılması gerektiğini ısrarla söylüyordu. Sonra ne değişti de il merkezine yapıldı? Bafeus Muharebesi, Hersek Mahallesi (eskiden köy)’nde önce kıyıda başlamış, meydanda ve günümüzdeki Altınova ilçe merkezinde meydana gelmiştir. Anıtın Hersek Mahalle meydanına dikilmesi gerekirdi.
Bu konuda bazı örnekleri hatırlamakta yarar var. Örneğin, Sakarya Muharebeleri Ankara ili Polatlı ilçesi sınırları içinde yapılmıştır. Sakarya Zafer Anıtı, Ankara il merkezi ile Polatlı İlçe merkezine değil, muharebenin geçtiği Polatlı ilçesi Şehitler Kaşı Mevkii’nde yapılmıştır.
İnönü Muharebeleri’ nde kazanılan zaferi temsil eden anıt, muharebenin geçtiği Bilecik ili Bozöyük ilçesi Metris Tepe’ de;
Çanakkale Muharebeleri’ ni temsil eden Şehitler Abidesi, Çanakkale il merkezine değil, Çanakkale ili Eceabat ilçesinde Morto Koyu’ na bakan Hisarlık Tepe’ de yapılmıştır.
Kanaatimce, Yalova il merkezindeki Osman Beg Anıtı, zaferi temsil eden rölyeflerle zenginleştirilmeli ve Hersek Mahallesi köy meydanına taşınmalıdır. Eğer burada uygun alan bulunamazsa Altınova ilçe merkezinde de uygun bir alanda olabilir. Osman Beg anıtının Yalova il merkezinde bulunmasının tarihi gerçeklikle ilgisi yoktur! Kaldı ki, içinde Osman Beg heykeli ve Osmanlı Çeşmesi’ nin bulunduğu Osmanlı Parkı, oyun alanları ile çevrildiği için ilk yapıldığı dönemdeki muhteşem görüntüsünü yitirmiştir. Yapılan uygulamanın Osmanlı Devleti’ nin ve onun hanedan ve devlet kurucusunun manevî varlığına saygı olduğu düşünülemez!
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.