Bahçeyi suluyordum, karşı komşum geldi. Kapı önünde ayaküstü sohbet başladı.

Abi nolacak bu memleketin hali?

Son seçimde bayağı umutlanmıştık ama olmadı.

Abi bunlar hiçbir seçimi kaybetmez. Muhalefet ne yaparsa yapsın, bunları iktidardan indiremez. Bunlar BOP projesi tamamlanmadan başımızdan gitmez… gitmez…

Hiçbir şey sonsuza dek sürmez.

Abi ben de onu diyorum. Proje tamamlanmadan gitmezler. Zaten çok az kaldı. Bazı kentlerimizde neredeyse azınlığa düşmek üzereyiz. Hatay, Antep ve hatta Yalova…

Hızla konut, arsa, arazi alıyorlar. Geçen hafta memlekete gittik. Kardeşim “sözde bu göçmenler, buraların sahibi gibi davranıyorlar. Kendi gettolarını oluşturmuş durumdalar.” Dedi.

Çok doğru söylemiş abi. Bak abi, ben Almanya doğumluyum. Memleketim, ülkem diye buralara geldim. Çok şükür benim geçim derdim, sorunum yok. Amma bu milletin hali perişan. Aha yaptığım şu ev dışında burada bulunan tüm varlığımı satıp tekrar Almanya’ya dönmeyi ciddi ciddi düşünmeye başladım.

Değerli komşum yanlış yaparsın. Ülkenin tüm üretim ve hizmet varlıklarını Körfez Ülkeleri bir bir satın alıyor. Evler, arsalar ve parsel parsel araziler yine başta Araplar olmak üzere yabancılar tarafından alınıyor. Kısaca geçmişte Filistinlilerin yaptığı hatayı biz de göz göre göre yapıyoruz. Yarın tüm varlığımızı tapularıyla satın alan bu Araplar ve diğer yabancılar bizleri uygun gördükleri kamplara sürecekler. Korkarım biz de Filistin benzeri bir sorunlar yumağının içine düşmüş olacağız.

Aynen öyle abi.

Buna fırsat vermemeliyiz. Korkmadan, kaçmadan mücadele etmeliyiz. Ülkemizin Araplara satılmasına, Türk ulusunun Araplaştırılmasına; sağcısı, solcusu güç ve gönül birliği ile karşı durmalı ve Atatürk’ün çizdiği ülke sınırlarına ve kurduğu cumhuriyete sahip çıkmalıyız.

Abi sen ne dersen de, bu ülke insanı afyonlanmış ve sanki uyutulmuş gibi. İnsanlar aç ve işsiz. Ama yine gidip bu sorunları yaratanları seçiyor. Benim pek değil, hiç umudum yok. Caddelerde, sokaklarda Türkçeden çok Arapça konuşuluyor.

Kurtuluş Savaşı da çok zor koşullarda kazanıldı.

İşte abi, savaşarak, kanla sulanarak kazanılan bu ülke, bu vatan toprağı karış karış satılıyor. Bu vatan toprağını, ülke varlığını bugün bizden satın alan güç; yarın bizi bu topraklardan kovacak. Dünya yeni bir Filistin benzeri sorunu kucağında bulacak. Abi ben ülkem için çok endişeliyim ve çok korkuyorum.

Seçimlerde oy desteği için göçmene kapıyı açık tutmak, “itibardan tasarruf olmaz” diye israfta sınır tanımamak ve sonuçta boşalan devlet hazinesi için ülke varlıklarının ve topraklarının satılması elbette bizi hızla uçuruma doğru sürüklüyor.

Abi ben de tam bunu diyorum zaten.

Şunda anlaşmamız gerek: “Vatanı savunmak, vatanı terk ederek olmaz.” Ülkemizde kalarak sabırla mücadele edeceğiz. Hiçbir iktidar sonsuza kadar sürmez.

Abi sen ne dersen de; ben çocuklarımı düşünüyorum. Çocuklarımın burada bir geleceği yok. Bunu net görüyorum.

Evet; ne yazık ki tablo bu. Başta umudu tükenmiş gençler, çok büyük fedakarlıkla ve öz kaynak tüketerek yetiştirdiğimiz doktorlar, mühendisler de ülkeyi terk etmeyi düşünüyor.

Abi sen yüzünü Araplara, sırtını da uygarlığa ve Avrupa’ya dönersen olacağı bu olur. Abi ben çok üzülüyor ve çok korkuyorum. Korkuyorum, çünkü ülkem elden gidiyor.