Emekliliği yaklaşan polis memuru işine sivil giyimli gidiyor, mesaisini merkezde masa başında tamamlıyordu. O sabah evden çıktı, sokağın sağ tarafındaki virane ahşap evin kırık kapısının önünde iki küçük çocukla kadını gördü. İçinden; “belki işe yarar diye bir şeyler arıyordur” diye düşündü ve geçip gitti.

Memur öğlen yemeği için evine gelirken bu defa viran evin kapı aralığında kadını oturur ve çocukları yerde uyur gördü. Meraklanmıştı ama birkaç adım sonrası kendi eviydi, kapıdan girdi, elini yüzünü yıkayıp hazırlanmış olan masaya oturdu. Yemek arasında eşine; viran ev önünde gördüklerini anlattı.

Mevsim yaz başı, güzel bir gün ve memur mesai bitiminde arkadaşlarıyla kahvehaneye gitti. Ama aklından; viran evin kapı aralığındaki gizemli ve o kadar da iç acıtan manzarayı çıkaramıyordu. Arkadaşları ısrar etse de kalmadı, kalkıp evin yolunu tutu.

Viran evin kapı aralığındaki manzara aynıydı. Kadın dilenciye hiç benzemiyordu. Soylu, ağırbaşlı bir görüntüsü vardı. Çocuklar da yaramaz tipli görünmüyordu. Biri aşağı yukarı beş, diğeri üç yaşlarında gibi görünen iki erkek çocuk…

Memur eşine:

Yemek ne zaman hazır olur?

Daha çok erken ama biraz acele ederim.

Ben çok aç değilim de şu viran evin kapı aralığında sabahtan bu yana oturan genç kadınla çocukları aç olabilir. Yemeği ona göre ayarlı yap. Hazır olunca Birgül veya sen götürürsünüz. Ekmek yetmezse, soyunmadan ekmek de alayım.

Ekmeği sabah taze alırsın. Akşama yeter.

Yarım saat geçmeden yemek hazır oldu. Birgül kız da yeni gelmişti. Anası:

Kızım üstünü değiştirmeden şu tepsiyi al viran evin kapısında duran kadına götür. Çocuklarına yedirsin. Tepsiye su koymayı da unutma.

Birgül tepsiyi götürdü, genç kadına verdi. Genç kadın teşekkür etti, tepsiyi dizlerinin üstüne koydu.

Çok zahmet etmişsiniz… Allah razı olsun. Keşke bir de kaşık olsaydı…

Birgül hızla gidi bir kaşık getirdi. Gördüğü manzara karşısında büyük bir şaşkınlık yaşıyordu. Geç kadın dilenci, çocuklar da sokak çocuğu gibi görünmüyordu. Sanki varsıl bir durumdan şok bir düşüş yaşanıyor görüntüsü vardı. Birgül’ün verdiği kaşıkla genç kadın hızla yemeğe başladı. Bu hızlı yemek Birgül’de büyük bir şaşkınlık yarattı ama çocuklar son derece ağır başlı oturuyor yemekle ilgili bir tepki vermiyorlardı. Birgül:

Biraz da çocuklara versen…

Genç kadın utanmış bir tavırla:

Kusura bakmayın. Çocukları bugün öğlende doyurmuştum. Tam iki günden beri benim ağzıma tek lokma girmedi. Ben onlar için yaşamak zorundayım. Onlar büyüyecek, çok güzel şeyler yiyecekler.