GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
25 Aralık 1973 günü vefat eden, Türkiye’ nin İkinci Cumhurbaşkanı Mustafa İsmet İnönü, Türk demokrasi tarihinin "dinsel söyleme başvurmayan" belki de tek politikacısı olarak, çok saygın ve özel bir yere sahiptir.
  İsmet İnönü'nün uzun politik hayatı boyunca "dinsel söyleme başvurmaması", "din istismarı yapmaması", seçim konuşmalarında "Allah, Kitap, Kur’an" sözcüklerini ağzına almaması; ne yazık ki bazı kesimler tarafından İsmet İnönü'nün "din düşmanı" olduğu biçiminde yorumlanmıştı.
 Ancak, bu iddialarının aksine İsmet İnönü, dini asla siyasete karıştırmamasına karşın, özel hayatında "oldukça dindar" dı.
Merhum gazeteci- Yazar Mete Akyol’ dan bizzat dinlemiştim. Tesadüfen ve şans eseri kapısının aralık olmasından yararlanarak gördüğü, merhum İsmet İnönü’ nün son derece sade döşenmiş yatak odasında başucunda asılı Kur’an-ı Kerim ve “Allah’ın Dediği Olur” yazılı bir levha olduğundan söz etmişti.
Bir ara, CHP iktidarı döneminde camilerin kapatıldığı da iddia edilmişti.
Hatta İsmet İnönü dönemindeki bazı camilerin ahır veya silâh deposu olarak kullanıldığı, birçoğunun yıkıldığı, birçoğunun da satıldığı ileri sürülmüştü.
Önce, Sayın Yalçın Bayer’ in, “Yeter Söz Milletin” başlıklı köşesinde, bir mimar okurun yazdıklarını okuyalım:
“ II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar, Balkanlar’ a kadar indi; İsmet İnönü iktidarı endişeye kapıldı; Almanlar, Türkiye’ ye de saldırabilirlerdi. İsmet Paşa, Topkapı Sarayı’ ndaki Peygamber Efendimizin sancağından Sakal- ı Şerif’ e, Kaşıkçı Elması’ ndan Şah İsmail’ in tahtına kadar önemli Osmanlı eserlerini Niğde’ deki eski Selçuklu camilerine yerleştiriyor; kapısına kilit vurdurarak asker korumasına aldırıyor. Bunu kimseye de duyurmuyor. Hatta o dönemdeki Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü’ nü de oraya tayin ediyor. Bir gün Çukurova’ ya inerken kimseye haber vermeden Niğde’ ye gidiyor ve camideki eserleri kontrol ediyor. “ ( Hürriyet, 10 Mart 1994)
Konuyla ilgili olarak 3 Mayıs 2012 tarihli Sözcü gazetesinde, “Cami Kapattı Denilen İnönü Ankara’ da Cami Yaptırmış” üst başlığı ve “Camiler Yaktırdı’ denilen İsmet İnönü’ nün, 1950’ li yıllarda Ankara Bükreş Sokak’ taki caminin yapımı sırasında 2 500 lira verdiği ortaya çıktı“ alt başlıklı yazıda, Sayın Perihan Üçer’ in bir mektubu yayımlandı.
Perihan Üçer şöyle yazmış:
“ Ankara’ nın yerlisiyim. Çocukluğum şimdiki Seymenler Parkı içindeki bağımızda geçti.
Yani, İsmet Paşa’ ya komşuyduk.
1950’ lerin başlarında bağ sahiplerinden Şefika Hanım Teyze, Bükreş Sokak’ a cami yapılması için bağının bir köşesini bağışlamıştı.
Cami, Çankaya halkının bağışlarıyla yapılmıştı.
Caminin mimarı dayım Hayati Tabanlıoğlu’ dur. 
Dedemin isteği üzerine henüz doktora öğrencisiyken çizmiştir o caminin projesini. 
İsmet Paşa da, camiye 2 bin 500 lira bağışta bulunmuş, dedem tarafından çok takdir edilmişti.
Dikkatinizi çekerim, İsmet Paşa o dönemde iktidarda değildi.
Onun bu bağışını pek kimse bilmez.
Bu durumu sağduyulu insanların bilgisine sunmayı Allah rızası için vazife saydım. “ (Sözcü, 3 Mayıs 2012)
Merhum İsmet İnönü’ yü yakından tanıyanların ifadelerinden edindiğim kanaate göre, İsmet İnönü, "bir politikacının din istismarı yapmadan da Müslüman olabileceğini gösteren" en iyi örneklerinden birisiydi; “gerçek”, “samimî” ve “gösterişten uzak” bir Müslümandı.
Saygı ve rahmetle anıyorum; nur içinde yatsın.