Kent Meydanları o kentin kimliği hakkında bizlere önemli ipuçları verir. Kentlerin kimliği ise kuruluşu ve gelişmesiyle birlikte oluşur. Kent meydanları o kentin adeta hafızasıdır. Bu hafızayı oluşturan anıtlar, büstler, heykeller, binalar, çeşmeler, iskeleler, çeşitli mekanlar, ağaçlar orijinal şekilleriyle muhafaza edilmelidir.
Sık sık meydan düzenlemeleri yaparak geçmişten gelenleri silerseniz o kentin hafızasını silersiniz. Hele o kent çok hızlı göç alan bir kent ise geçmişle olan ilişkileriniz giderek zayıflar. Bu oluşumdan en çok hemşehrilik duygusu zarar görür.
Gelelim Yalova kent meydanına, her gelen belediye başkanı meydan düzenlemesi yaptı. Sonunda geçmişten gelen pek bir şey kalmadı.
Adı ilk önceleri İskele Meydanı olarak biliniyordu. Cumhuriyetin ilanından sonra Cumhuriyet Meydanı oldu. Son ismi ise 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı olarak belirlendi.
ATATÜRK ANITLARI 4 DEFA YER DEĞİŞTİRDİ.
Kent meydanından güneye doğru uzanan Cumhuriyet Caddesinin başlangıcında Eski hükümet konağının karşısında küçük bir Atatürk Anıtımız vardı. İlk anıtın yerini hatırlayan çok az kişi kaldı. 1940 lı yıllarda dikilen anıt yuvarlak bir kaide üzerinde Atamızın büstü bulunuyordu.
Milli bayramlarımızda ve anma günlerinde bu büstün önüne çelenkler konuyordu. Hükümet binasının önüne ise kurulan kürsüye kaymakam, belediye başkanı, garnizon komutanı çıkarlar arkasında ise kentin müdürleri, memurları, dernek temsilcileri ve halk konuşlanırdı. Tören korteji bu kürsünün önünden geçerdi. Coşkulu çok güzel törenler düzenlenirdi.
Mevcut anıt, Atatürk’ün “Benim kentim” dediği Yalova’ya yakışır bir anıt değildi ve eleştiriliyordu. Tartışmalara bir son vermek ve kente yakışır bir anıt yapılması için hazırlıklar başladı. İlk önce Atatürk Anıtı Yaptırma Derneği kuruldu. Başkanlığına İskele Amiri Neşet Kul getirildi.
KENT MEYDANI GENİŞLETİLECEKTİ
O yıllarda (1970) yürürlükte olan imar planına göre Gazipaşa caddesinin deniz tarafı postane binasından iskele meydanına kadar binalardan boşaltılacak büyük bir kent meydanı olarak düzenlenecekti. Yeni Atatürk Anıtı’da bu meydanın en güzel yerine konacak bütün törenler bu meydanda yapılacaktı.
Çalışmalar başladı bir yandan masraflar için dernek tarafından para toplanırken bir yandan da İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Öğretim Üyesi olan Prof. Dr.Haluk Tezenor ile görüşüldü ve heykel yapımına başlandı.
Ancak uygulamadaki plana göre boşaltılacak alan için 10 milyon lira istimlak parası gerekiyordu. Belediye para yok diyerek istimlak yapmıyordu. O günlerde Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay Yalova’ya geldi. Proje kendisine sunuldu ve destek sözü alındı. Ancak günler geçmesine rağmen beklenen destek gerçekleşmedi. Dernek gerekli parayı toplayamadı. Bronz yapılacak heykelin betondan yapılması kararlaştırıldı. Sonunda heykel 1971 yılında trafiğin tam ortasına Cumhuriyet Meydanı’na dikildi.
YALOVA’NIN İLK HEYKELİ ŞİMDİ NEREDE?
Büstten ve yuvarlak bir sütun kaideden oluşan eski anıt ise Atatürk İlkokulu bahçesine dikildi.
Okulun bahçesine yeni bir anıt yapıldıktan sonra ise nereye kaldırıldığı konusu bir türlü anlaşılamadı. Gazeteci arkadaşım Faruk Kırtay bulmak için çok uğraştı ancak bulamadı.
YENİ HEYKELİNDE YERİ BEĞENİLMEDİ.
Kent meydanına konan, Prof. Dr. Haluk Tezonor’un yaptığı heykelin avucu aşağıya doğru bakan eli toprak ve vatanı, avucu yukarıya doğru açık olan sağ eli ise vatan için atılıma çağrıyı simgeliyordu. Ancak heykelin yeri beğenilmedi. Bayram törenlerinde ise trafik durduruluyor kent içinde sıkıntılar yaşanıyordu. Bu defa belediye meclisi heykelin kaldırılması yönünde bir karar aldı. Heykel kaldırılıp Atatürk Arboretumu’na dikilecekti.
YENİ BİR HEYKEL DAHA YAPILDI.
Yeni bir heykel yapılacak, Cumhuriyet Meydanın ortasına, trafikten uzak uygun bir yere konacaktı. Marmara Üniversitesi öğretim görevlisi Ümit Öztürk’e görev verildi ve yeni heykel yapımına başlandı. Yeni heykel 1998 yılında Cumhuriyet Meydanı’nın ortasına konuldu ve törenler burada yapılmaya başlandı. Ancak eski heykelin kaldırılması için, geçen sürede vefat eden Prof Dr. Haluk Tezonor’un eşinden izin alınması gerekiyordu. Bu izin gereği heykelin kalıbı alınacak daha sonra plastik yada bronzdan dökülerek Atatürk Arboretumu’na konacaktı.
İzin alındıktan sonra kalıp alındı ve 1998 yılında meydandaki Atatürk Anıtı sökülerek Arboretum’a kondu. Araya büyük Marmara Depremi girince Atatürk Anıtı bir süre gündemden düştü ve burada bekledi.
ATATÜRK ARBORETUMUNA KALDIRILAN HEYKEL TEKRAR MEYDANLA BULUŞUYOR.
Depremde Yalova’daki çalışmaları görmeye gelen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e Karaca Arboretum’da gezdirildi. Bu gezi esnasında Hayrettin Karaca Atatürk Anıtı’nın yerinin arboretum değil meydanın uygun bir yeri olacağını söyledi. Bunun üzerine Atatürk Anıtının yeri konusu yeniden alevlendi. Kent halkından da şikayetler geliyordu. Atatürk heykelinin bir anlamı olduğu ve bu nedenle daha güzel ve görünür bir yere konması gerektiği birçok platformda konuşuluyordu.
Bunun üzerine dönemin Belediye Başkanı Yakup Bilgin Koçal yeni bir çalışma başlattı. Heykel kaidesi ile birlikte daha önce alınan kalıbından yeniden döküldü ve bugünkü yerine dikildi.
AMERİKA’YA ATATÜRK HEYKELİ GÖNDERDİK
Ümit Öztürk’ün yaptığı heykel ise Amerika’ya gönderildi. Büyükelçiliğin deposunda beklerken Atatürk Anıtı’nın konacağı kentin belediye başkanı değişti. Yeni başkan anıtı uygun bir yere koymak istemedi. Amerika’daki Türkler anıtı kendilerine ait özel bir parka koydular. Milli bayramlarımızda ve Atatürk’ü anma günlerinde Amerika’daki Türkler tarafından ziyaret ediliyor.
SAFA ÇEŞMESİ VARDI.
Kent meydanımızda geçmişi hatırlatan öyle güzel değerlerimiz vardı ki. İşte bunlardan biri bugünkü Şehitlik Anıtı’nın önündeki alanda bulunan Sefa Suyu idi. Belediye Başkanı M. Sefa Tüzünataç tarafından yaptırılan Sefa Suyu Çeşmeleri’ne su Safran Köyü’nden gelmekteydi. Meydanda çok önemli bir ihtiyacı karşılamaktaydı. Hatta yakındaki evlere ve resmi kurumlara bile buradan içme suyu taşınırdı.
O dönemde evlerin bahçelerinde kuyu suları vardı. İçme su ihtiyacı ise bu kuyulardan ve bazı sokak çeşmelerinden karşılanmaktaydı. Çeşme Sokak adı da buradan gelmektedir.
HÜKÜMET KONAĞI’NA DA 1968’DE VEDA ETTİK
Kent meydanının ortasında bulunan eski Hükümet Konağı 1908 yılında kullanılmaya başlandı. 1968 yılında ise yeni hükümet binasının yapılmasıyla yıkılarak meydan genişletilmiş oldu. Böylece kent meydanında geçmişi hatırlatan bir bina daha ortadan kaldırılmış oldu. Oysa 60 yılda o kadar çok tarihi olaya şahit olmuştu ki.
Aradan yıllar geçti 42 yıl sonra orijinaline uygun olarak yeniden inşa edildi. Alt katına kent müzesi yapıldı. Üst katta ise sergi salonu var. Kent meydanında yapılan en isabetli düzenleme bu oldu. Hükümet meydanı anıları yeniden canlandı.
İSKELE BİNASI VE DENİZ GAZİNOSU DA YOK OLMAKTAN KURTULAMADI.
Yalova’da herkesin birçok anısının yaşadığı iskele binası yapılan düzenlemelerin birinde kaldırılarak yerine yeni iskele binası yapıldı. Anılar yok oldu gitti. Milyonlarca yolcu bu binanın içinden geldi geçti. Ön tarafında gişeler arka tarafında ise bekleme salonu vardı.
İstanbul’dan her vapur gelişinde iskele önü ana baba günü gibi kalabalık olurdu. Lahmacuncular, simitçiler, salepçiler, mısırcılar, sucular, pişmaniyeciler. Ne arasan vardı. Bursa’ya giden otobüsler hemen yanından dolup kalkardı. Bursa’ya kalkan taksi dolmuşlarda vardı. Termal’e, Çınarcık’a giden yolcular ise Halk Eğitim binasının yanındaki dolmuş duraklarına koşardı. Telaş kısa sürerdi 15-20 dakika sonra iskele meydanı eski sakinliğine dönüverirdi.
Hemen bitişiğindeki araba vapuru iskelesi hareketi ise hiç bitmezdi. Park yerine sığmayan arabalar Yalı caddesinde uzun kuyruklar oluştururdu. Her gün yüzlerce aracın şehir ana caddesinden geçip iskeleye gitmesi, özel günlerde ve yaz aylarında kuyruklar oluşturması büyük sıkıntı yaşatıyordu.
Deniz gazinosu ise eğlence ve dinlenme mekanıydı. Zengin düğünleri burada yapılırdı. Ön cephesindeki dükkanlar, büfeler önünden insanlar eksik olmazdı. Denizin üzerine doğru uzanan kısmında çay keyfi bir başka güzel olurdu.
YALOVA GEMİSİNİ KAÇIRDIK, İNKILAP GEMİSİNİ HURDAYA ÇIKARDIK.
1988 yılında Yalova isimli gemi Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından şehir hatlarından satın alındı ve Samsun limanında yüzen restoran olarak kullanılmaya başlandı. Yalova bu fırsatı kaçırdı. İlerleyen yıllarda şehir hatlarından İnkılap gemisini satın aldı. İskelenin doğu tarafına sahile çekildi. Önce yüzen restoran, gazino, kafe olacaktı. Sonra karaya oturtuldu. Temizlenip boyandı. Üstüne bir de kat daha çıkılarak otel yapılmak istendi. En sonunda da hurdaya satıldı gitti. Kent Meydanı’nın böyle bir macerası da sona ermiş oldu.
Meydanın etrafındaki Tan Oteli’ni, Aydın Han’ı, Atacan Çay Bahçesi’ni de unutmamak lazım. Kent Meydanı’nın deniz kıyısında ve sol tarafında balıkçılar ve balık lokantaları vardı. Balıkçı Erdinç Erkorkmaz buradaki işyerinden soğuk hava tertibatlı araçlarla Yunanistan’a balık ihraç ederdi.
Kent meydanı hakkında söylenecek o kadar çok söz o kadar çok anı var ki. Yazmaya kalksam bir kitabı doldurur.
Yapılan düzenlemeler sonunda ANILARA YAZIK OLDU.
KENT HAFIZASINDAN ÇOK ŞEYLER YİTİRDİ.
Yazmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki haftanın yazı konusu kentin geçmiş dönem idarecilerini Yalova kaymakamlarını, belediye başkanlarını hatırlayacağız.