Mart ayının son günlerini geride bırakırken yaza bir adım daha yaklaşıyoruz. Baharın güzel ve dinlendirici havasının tadını çıkartmak ve biraz da doğayla iç içe olmak isteyenler için tatil günlerini değerlendirmeleri adına bir gezi rotası hazırladık.
Rotamızın ilk durağı Yürüyen Köşk;
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gemiyle Mudanya’ya gittiği sırada kıyıdaki çınar ağacını görüp kıyıya çıkmasıyla başlayan hikaye, ağacın dalları kesilmesin diye köşkün taşınmasıyla devam ediyor. Dinleyenleri kendine hayran bırakan köşkün hikayesini gerçek yerinde görmek büyüleyici olacaktır.
Ikinci durağımız Yalova sahili (köşk ile arası araba ile 5 dakika).
Sahil boyunca yürüyüş yapıp 1999 depremi anıtını ve müzesini gezebilirsiniz. Deniz kenarındaki sakin ve güzel kafelerde kendinize bir kahve molası verin.
Üçüncü durağımız Karaca Arboretumu (Yalova Sahil ile arası araba ile 10 dakika).
Türkiye’deki en özel ağaç ve bitki koleksiyonlarından biri olan bu yerde 20 binden fazla bitki türü bulunmaktadır. Türkiye’nin ilk ağaç ve bitki koleksiyonu olan Karaca Arboretumu TEMA Vakfının da kurucularından biri olan Hayrettin Karaca tarafından 1980 yılında kurulmuştur. Girişi ücretli olan bu bitki cennetini cüzi bir fiyat karşılığı gezebilirsiniz.
Dördüncü durağımız Termal Kaplıcaları ( Karaca Arboretumu arası araba ile 15 dakika).
Doğal kaynaktan çıkan sıcak suyu ile turistlerin de uğrak noktası olan Termal kaplıcaları hem doğası hem de geleneksek Türk hamamıyla dikkat çekmektedir. Gezmek için biçilmiş kaftan olan bu yer şifalı doğal suları ile ön plana çıkıyor. 55 65 derce arasında olan bu suyun içinde sodyum sülfat, kalsiyum ve florür gibi mineraller bulunmaktadır ve bu mineraller sağlık açısından oldukça değerlidir. Suyun sıcaklığı sebebiyle kış aylarında da havuza girmeyi mümkün kılıyor. Tarihi roma dönemine uzanan kaplıca Osmanlı döneminde de önemli bir sağlık merkezi olarak kullanılmıştır.
Beşinci durağımız ise dipsiz göl (Termal Kaplıcaları arası araba ile 20 dakika)
Çevresi sık ormanlarla kaplı olan bu göl, mistik havası ve huzur veren doğasıyla doğa severlerin uğrak noktalarından biridir. İsminin dipsiz göl olma sebebi gölün derinliği tam olarak bilinmemesidir. Yürüyüş , piknik ve fotoğraf çekmek için biçilmiş kaftan olan dipsiz göle giderken dikkat etmeniz gereken birkaç şey var. İlk olarak burada telefon çekmeyebilir, yanınızda su ve yiyecek olmasına özen gösterin çünkü bölgede alışveriş imkanı yok ve geceleri vahşi hayvanların olma ihtimali sebebiyle gündüz saatlerinde gitmenizi öneririz.
Altıncı ve son durağımız ise Çifte Şelale (Dipsiz Göl arası araba ile 25 dakika)
Ormanın içinde saklı kalmış bu şelale, huzur dolu bir atmosfere sahip. Burada suyun sesi eşliğinde dinlenebilir, güzel doğa fotoğrafları çekebilirsiniz. Şelaleler, yemyeşil ormanların içinde saklı kalmış doğal güzelliklerdir. Serin suları ve temiz havası, özellikle yaz aylarında serinlemek ve doğayla iç içe olmak isteyenler için harika bir kaçış noktası sunar. Kamp veya dinlenmek istiyorsanız sizlere burayı gönül rahatlığıyla öneririz. Dikkat etmeniz gereken şeyler ise bölgede alışveriş imkanı olmadığı için yiyecek ve suyunuzu yanınızda götürmeniz gerekmekte ayrıca bölgedeki kaygan taşlar ciddi sağlık problemleri yaşamanıza neden olabilir bu sebepten dolayı ayakkabı seçiminize dikkat etmenizi öneririz.
Geri dönüş ise Çifte Şelale - Yalova Merkez arası araba ile 30-35 dakika.
Tüm bu rota boyunca unutmamanız gereken tek bir şey var. Bu da doğanın hepimizin olduğu ve doğaya saygılı davranmamız. Çöplerinizi en yakın çöp kutusuna ya da yanınızda götürerek çevrenin temiz tutulmasına katkı sağlayalım.
