Sığınmacı ya da mülteci konusu önemlidir ve günceldir. Türkiye’ye sığınanlar Bireysel ve Toplu Sığınmalar olarak iki başlık altında ele alınabilir. Bireysel sığınmalardan küçük örnekler görmeye devam edelim:

BUHARA CUMHURBAŞKANI OSMAN (KOCAOĞLU) HOCA: 1878 yılında Türkistan’ın Fergane vadisindeki Oş kasabasında doğdu. Tahsilini Buhara’da yaptı. 20 yaşındayken Çarlık Rusya’sının Türkistan’daki egemenliğine karşı başlatılan 17-19 Mayıs 1898 Dükçi İşan ayaklanmasına katıldı. Bu isyan Ruslar tarafından bastırıldıktan sonra akrabalarından birçok kimse ile birlikte tutuklandı, daha sonra serbest bırakıldı.  Bir kısım arkadaşlarıyla önce Bahçesaray’a gidip Gaspıralı İsmail ile görüştü. Oradan da İstanbul’a geçti. İstanbul’da kaldığı süre içerisinde aralarında Enver Paşa’nın da bulunduğu bazı önemli kişiler ve aydınlarla görüşmeler yaptı.

1913’de memleketine geri dönen Osman Hoca, Buhara'da hemen bir Cedit Okulu açarak çalışmalarına başladı. Buhara Emiri Alim Han görevden alınıp yerine Buhara Halk Şuralar Cumhuriyeti ilân edilince, 29 Ağustos 1920’de kurulan geçici hükûmetin Maliye Bakanı oldu. Fakat, Buhara’dan kaçan Emir Alim Han Afganistan’a yerleşerek taraftarlarını Buhara hükûmetine karşı saldırtmaya başlayınca Buhara’nın doğusunda özerk bir “Şarki Buhara Millî Hükûmeti” kurularak, başına Muhtar Vekil unvanıyla Osman Kocaoğlu atandı.

23 Eylül 1921’de Buhara Halk Temsilcileri’ nin İkinci Kurultayı’nda Osman Kocaoğlu Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanı Osman Hoca,  bu sıralar Buhara Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan Enver Paşa ile de yakın işbirliğine girdi.  Basmaçılar hareketini destekledi. Ayrıca, Rusya’nın Krasnoyarsk’ daki esir kampından kaçarak Buhara’ya kadar gelmiş olan Osmanlı subaylarına Buhara ordusunun çekirdeğini oluşturacak milis güçlerini kurdurdu.

9 Aralık 1921’de Rus Garnizonunu kuşatıp komutanları, Hükûmet konağı içinde de Rus diplomatlarını tutuklatıp Rus askerilerinin Buhara topraklarından çekilmesini istedi. Ruslar buna şiddetle tepki gösterip baskılarını artırınca, 1922 yılında Afganistan’a gitti. Ancak, Ruslar, Osman Hoca’nın varlığından ve eylemlerinden rahatsız olup baskı yapmaları üzerine Afganistan’dan ayrılmak zorunda kaldı ve Eylül 1923’te Türkiye’ ye geldi. Kendisiyle görüşen Mustafa Kemal Paşa’dan, sıcak bir ilgi gördü. Mustafa Kemal Paşa, ona milletvekili maaşı bağlattı. Bu maaş ölümünden sonra eşine bağlandı ve o ölünceye kadar devam etti. Osman Hoca, Türk vatandaşlığına geçti ve Türkiye’de soyadı kanunu çıkınca Kocaoğlu soyadını aldı.

Kocaoğlu, Türkiye’ye geldiği ilk yıllardan itibaren İstanbul’daki Türkistanlıları, Türkistan Gençler Birliği (1927) adlı bir dernek çevresinde toplarken, bir yandan da Yeni Türkistan (1927-1934) adlı dergiyi çıkarmaya başladı.  Gerek bu dergide yazdığı başyazılarda, gerekse Türkiye’nin çeşitli yerlerinde verdiği konferanslarda Sovyetler Birliği’nin Türkistan’daki sömürgecilik politikalarını eleştirdi.

 Ruslar, bu defa, Osman Kocaoğlu’nun Türkiye’ den çıkarılması için baskı yapmaya başladılar. 1938 yılı sonunda önce Polonya’ya, daha sonra İran’a gitti. Ancak 2’nci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra 1945 yılında Türkiye’ye geri dönebildi.

1951 ile 1957 yılları arasında Pakistan’da bulunan Osman Kocaoğlu, 28 Temmuz 1968’de ölümüne kadar Türkiye’de yaşadı. Üsküdar’da Sultantepe’ de bulunan Özbekler Tekkesi’nde toprağa verildi. Kurtuluş savaşı sırasında çok önemli etkinliklerde bulunan Özbek Tekkesi Şeyhi Ata Efendi de, Özbek Türkleri’ ndendi.

 Buhara Cumhuriyeti’nin kurucularından ve Cumhurbaşkanı olan Osman Kocaoğlu, gerek kendi ülkesinde, gerekse sürgün hayatı yaşadığı Türkiye’de, döneminin birçok önemli siyasi olayları içinde yer aldı. Daha çok Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Buhara Cumhuriyeti’nin gönderdiği (önemli bir bölümüne Rusya’nın el koyduğu)  100 milyon Ruble nedeniyle tanınmaktadır.

İSA YUSUF ALPTEKİN: 1908 yılında Doğu Türkistan'ın Kaşgar vilâyetine bağlı Yenihisar kazasında dünyaya geldi. Öğrenimini Doğu Türkistan'da tamamladıktan sonra çeşitli memuriyet görevlerinde bulundu.

 1926 yılında Batı Türkistan'a geçerek burada millî mücadele taraftarlarıyla irtibata geçti. 1931'de Hoca Niyaz tarafından başlatılan ayaklanma sırasında Doğu Türkistan'daki valilerin halka yaptıkları zulmü Çin hükûmetine anlatarak, bu durumun önlenmesini, aksi takdirde ayaklanmanın yayılacağını, Rusya'nın işgalinin söz konusu olacağını anlattı.

1936 yılında Çin Meclisi üyeliğine de seçildi. Mücadelesini daha çok siyasî alanda yoğunlaştırdı.

1947 yılında kurulan Doğu Türkistan Hükûmeti' nin Genel Sekreterliği’ne getirildi. Bir yıldan fazla kaldığı bu görev esnasında, milliyetçi, anti-emparyalist ve anti-komünist politikalar sebebiyle, Rusya'nın ve Çin'in tepkilerini üzerine çekti.

1949'da Çin'in Doğu Türkistan'ı işgali ile birlikte o günkü Hindistan'ın Keşmir eyaletine iltica etti.

1954 yılında Türkiye'ye geçti. Türkiye'ye gelir gelmez İstanbul'da Doğu Türkistan Göçmenler Cemiyeti'ni kurarak, bundan sonraki faaliyetlerini Doğu Türkistan davasının dünya kamuoyuna anlatılmasında yoğunlaştırdı.

İsa Yusuf Alptekin 17 Aralık 1995 gecesi vefat etti.