GÜNAYDIN Değerli Okurlar,

Bugün Tarihî Yalova Kâğıthanesi’ nden değil de, İzmit Kâğıt Fabrikası’ nın Yalova ile ilgisinden söz edeceğim.

Celâl Bayar, İş Bankası’ nı kurduktan sonra İzmit’ te bir kâğıt fabrikası kurmaya karar vermişti. Sermayesini hazırladı. Plânlarını yaptırdı. Yerini tespit etti. Hükûmete bu fabrikanın yapılmasına müsaade edilmesi için müracaat etti. Hükûmet aylar sonra, İş Bankası’ na verdiği cevapta “Kâğıt fabrikasının devletçe yapılacağını” bildirdi. İş Bankası da hükûmetin bu kararı karşısında çalışmalarını durdurdu.

Bundan sonrasını Celâl Bayar’ ın hatıralarından okuyalım:

“… Bir gün bana Mehmet Ali Kâğıtçı adında bir gençten bahsettiler. Almanya’ da kâğıt sanayii ihtisası yapmış. Türkiye’ de de bir kâğıt fabrikası kurulmasını düşünüyormuş. Hakkında bilgi toplattım. Böyle bir fabrikayı kuracak ve işletecek bilgiye ve kabiliyete gerçekten sahip bir genç olduğunu öğrendik. Kendisini çağırtıp konuştum. Projelerini incelettim. Sonucun olumlu olduğunu görünce konuyu İş Bankası yönetim kuruluna getirdim ve karar verdim.

Yerini seçtik. Banka olarak izin istedik. ‘İzin veremeyiz’ dediler.

Ben bu gibi sorunları Atatürk’ e duyurmazdım. İdare meclisimizden bir arkadaş (Kılıç Ali) Atatürk’ e söylemiş.

Atatürk ilgilenmiş.

Bir gün çiftlikte atla geziyordum. Beni gördü yanına çağırdı. Arabanın çamurluğuna ayağını koymuş elinde sigara vardı.

‘Şu senin konu ne oldu?’ diye sordu.

Ben de o günlerde başka bir mesele vardı, onu soruyor sandım ve açıklamaya başladım.

‘Yo, o değil, kâğıt meselesi’ dedi.

Anlattım.

“Atlayın otomobile” dedi, bindik.

‘Bir daha anlat’ dedi.

Anlattım.

Birkaç gün sonra Atatürk, Yalova’ ya gitti.

O zamanın İktisat Vekili Mustafa Şeref (Özkan) Bey’ i çağırdı.

Atatürk, onu dinledikten sonra İktisat Vekâletinden uzaklaştırdı ve beni İktisat Vekili yaptı.

Kâğıt Fabrikası sorununun da böylece önü açıldı.”

(Kaynak: Nazmi Kal, Atatürk’ ün Diktiği Ağaçlar, sayfa 265)

Gelecek yazımızda Atatürk’ ün Yalova’ da Mustafa Şeref Bey ile neler konuştuğu ve daha sonra da Başbakan İsmet İnönü ile aralarında geçen olayı ele alacağız.

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.

NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!