Sığınmacı ya da mülteci konusu önemlidir ve günceldir. Türkiye’ye sığınanlar Bireysel ve Toplu Sığınmalar olarak iki başlık altında ele alınabilir. Bireysel sığınmalardan küçük örnekler görmeye devam edelim:
SEWERYN BİLİNSKİ: Avusturya'da Galiçya bölgesinin ileri gelen ailelerinden birisi olan Bilinski ailesinden Fransuva Bilinski'nin oğludur. 1820 senesinde Galiçya'da Jojuf kasabasının Gordiko Köyü'nde doğdu. İlk ve ortaöğretimini tamamladıktan sonra yüksek tahsilini Avusturya'da Lümberg Üniversitesi'nde tamamladı. Akabinde Fransa Harp Akademisi'ni bitirdi. Bilinski tahsil sırasında Fransızca, Almanca ve Lâtince öğrendi.
1848 Avrupa ihtilâllerinin en yoğun bir şekilde görüldüğü ülkelerden birisi de şüphesiz Avusturya'ydı. Macar ve Lehliler'in Avusturya'ya karşı ayaklanmaları binlerce insanın ölümüne neden oldu. Avusturya ayaklanma karşısında çaresiz kalınca müttefiki Rusya'dan yardım istedi.200 bin kişilik Rus ordusu adeta bir silindir gibi Macar ve Leh milliyetçilerinin üzerinden geçti. On binlerce Macar ve Leh mülteci olarak komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı. Osmanlı Devleti Macar ve Leh mültecilere kucak açarak her türlü yardımı yaptı.
Osmanlı Devleti'ne sığınan bu mülteciler arasında Seweryn Bilinski de bulunuyordu. Sewweryn, 1854 senesinde Müslüman oldu ve Sadreddin Nihat adını aldı. 1854 Kırım Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin yanında Rusya'ya karşı gönüllü olarak savaştı. Çeşitli görevlerde bulundu. 1862’de Midilli’de görevliyken, oğlu Alfred dünyaya geldi. (Müslüman olan ve Ahmet Rüstem adını alan Alfred, Kurtuluş Savaşı sırasında önemli hizmetlerde bulunmuştur.) 1895'te ölmeden Ferik/Orgeneral rütbesinde olan Nihat Paşa Jandarma dairesinde çalışmaktaydı.
KARLO DE KOTZİ: General Karlo De Kotzi, Kral II. Joseph ile anlaşamadığı için Avusturya ordusundan kaçtı ve Osmanlı Ordusuna sığındı. Müslüman olan Kotzi, Osman adını aldı ve Osmanlıya önemli hizmetlerde bulundu. Mühtedi ( Mühtedi: başka dinde iken Müslüman olan) Osman adıyla tanınıyordu.
LAJOS KOSSUTH: Macaristan’ın Avusturya’dan bağımsızlık mücadelesine önderlik eden Macar siyaset adamıdır. 1802- 1894 yılları arasında yaşadı. 14 Nisan 1849’da Macaristan’ın bağımsızlığını ilân etmesinden sonra, Meclis tarafından Macaristan Geçici Cumhurbaşkanı seçildi.
Rus ordularının Avusturya’nın yardım çağrısını kabul edip Macarları yenilgiye uğratmasından sonra, bütün yetkilerini Görgey’e devredip, 11 Ağustos 1849’da Macaristan’ı gizlice terk etti, Osmanlı Devleti’ne sığındı. Görgey ise ertesi gün Vilagos’ta Rus ordusuna teslim oldu. Avusturya ve Rus makamlarının yaptıkları baskılara karşın Osmanlı yönetimi Kossuth’u Avusturya’ya teslim etmeyi reddetti. Kossuth, iki yılını Kütahya’da geçirdikten sonra, ABD hükûmetinin davetini kabul ederek Osmanlı topraklarından ayrıldı.
Prens Kossuth, Osmanlı Devleti’ne sığınmasında kendisine gösterilen yakın ilgi ve konukseverlik hakkında şunları belirtmiştir: “Bugünkü hayatım ve hürriyetime sahipliğim, Avusturya ile Rusya’nın tehditlerine, baskılarına rağmen beni ve arkadaşlarımı muhafaza eden Türkler sayesindedir. O Türkler ki, yüksek hislerle ve insan haklarına saygılı oluşları ile tüm tehditlere boyun eğmediler. Türk Milleti bu yönüyle, üstün bir güce sahiptir. Türkiye’nin bugün ve istikbalde mevcut olması, Avrupa’nın ve insanlık âleminin yararınadır. Ben Türklerden gördüğüm lütuf ve saygının hatıralarıyla yaşıyorum.”
KOSTANTY BORZECKY: Polonyalı asil bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1848 devriminden sonra Prusya hükûmetinden pasaport almayı başardı. Subay olma hayaliyle Fransa’ya gittiyse de hayalini gerçekleştiremedi. Osmanlı Devleti’nin bütün Polonyalı mültecileri kabul ettiğini duyunca 1849 yılında İstanbul’a geldi. Henüz 23 yaşındaydı. Müslümanlığı kabul etti. Mustafa Celâleddin adını aldı. Osmanlı ordusuna katıldı. Paşalığa kadar yükseldi. 1870 yılında Paris’te basılan “Les Turcs anciens et modernes” (Eski ve Yeni Türkler) adlı eserinde Fransız, Alman, Rus ve Leh kaynaklarına dayanarak Türklükten, Türklüğün dünya tarihindeki rolünden söz etti. Oğlu Enver Celâledin Paşa, Nazım Hikmet’in dedesidir.
GENERAL JOZEF ZACHARİASZ BEM: Macar ve Polonyalı birliklerin efsanevî komutanı olarak bilinen General Josef Bem, 1795 yılında Galiçya’nın Tarnow kentinde doğdu. İhtilâlden önce Polonya, ihtilâlden sonra da Macar birliklerinin komutanı oldu. Macaristan’da Avusturya ordularına karşı kazandığı zafer ününü artırdı. Ancak çok güçlü Rus ve Avusturya kuvvetleri karşısında komuta ettiği birliği yenildi. General Bem de birçok mülteci gibi Macaristan’dan kaçmak zorunda kaldı ve Osmanlı Devleti’ne sığındı; 1849’da Müslüman oldu, Murat adını aldı; Osmanlı ordusunda çeşitli görevlerde bulundu, Halep’te vefat etti.
Paşa’nın Halep’teki nâşı, 1929 yılında Polonya’ nın talebi üzerine önce İstanbul’a getirildi, buradan da törenle Polonya’ya gönderilerek Tarnow’ da toprağa verildi.
MİCHAL CZAJKOWSKİ: 1804 yılında Ukrayna’nın Berdiçev yakınlarındaki Halczyniec kentinde doğdu. Askerî okuldan mezun olduktan sonra Süvari Alayı’nda göreve başladı. Hızla yükseldi. Kendi kurduğu Kazak Süvari Alayı ile 1830- 1832 yıllarındaki Polonya’da meydana gelen ihtilâllere katıldı.
Czajkowski, 1830 ihtilalinin başarısız olması üzerine, Fransa’ya iltica etti. 1838 yılında Prens Adam Czartoryski’nin politik kulübü olan Hotel Lambert Teşkilâtı’ na katıldı. Adam Czartoryski’ den sonra teşkilatın başına geçti. 1841 yılında İstanbul’a geldi. 1845 yılında Hotel Lambert’in ilk daimî şubesini İstanbul’da kurdu ve başına geçti. Bu teşkilâtta 1850 yılına kadar faaliyette bulundu ve ardından Osmanlı hizmetine girdi. Müslüman oldu ve Mehmet Sadık adını aldı. Osmanlı Devleti’ne sığınan Leh ve Macar mültecileri ile Kazaklar ve Tatarlar’ dan meydana gelen Kazak Süvari Alayı’nı kurdu. Alay bünyesinde Dragon (Ejder) Bölükleri oluşturdu. Bu Alay ile birlikte Kırım Savaşı’na katılarak Ruslara karşı savaştı.
Mehmet Sadık Paşa, 1872 yılında ordudan ayrılmaya karar verip- Rusya’nın kendisi için verdiği af kararını kabul ederek- Ukrayna’ya gitti. Kiev’de yaşarken tekrar Hıristiyanlığa döndü. 1886 yılında intihar ederek hayatına son verdi.