İdareciler, vatandaşın durumunu her zaman tam anlamıyla anlayamayabilir. Halkın hali, sıkıntıları, istekleri üst kademede görev yapanlara tam anlamıyla ulaşmayabilir. Bu gibi durumlar için  geçmişte kimi yöneticiler tarafından çeşitli tedbirler, farklı yöntemler uygulanmıştır.
Bu yöntemler içinde en  bilineni tebdil-i kıyafet uygulaması. “Tebdil gezmek” olarak da ifade edilen bu denetleme ile kimi zaman hükümdarlar, kimi zamansa bir sadrazam, bir vali veya bir kadı yaşadığı şehrin ve ahalisinin durumunu birebir görme imkânına kavuşuyordu. Halkın durumunu izleyip şikâyetlerini dinliyor, daha alt derecedeki idareci ve memurların vatandaşlara karşı tutumunu öğrenebiliyorlardı.
Günümüzde ise idarecilerin katılacakları açılış, ziyaretlerinden önce gidilecek ortam güzelleştiriliyor, eksikler gideriliyor. Her şey güllük gülistanlık. Hoş geldin, güle güle ziyaretleri ile sürüp gidiyor. Vatandaşa dokunmaya, sorunlarını yerinde dinlemeye ise  sıra bir türlü gelemiyor.
Geçmişten örnek alıp, bir veya birkaç yetkili gözün ilimizi tebdil-i kıyafet ile gezip bakmasının zamanıdır diye düşünüyorum. Sosyal medya algılarımızı şekillendirmeye başladığından beri bırakın idarecileri vatandaş dahi kendi yaşamını adil, mutlu, huzurlu geçirmek için etrafındaki olumsuzluklara sağlıklı bakamıyor, baksa da göremiyor, görse de bana ne diyor.
Eleştirmek değil amaç katkı sağlamak.
Mesela Fatih Caddesinde bir gün tebdil-i kıyafet ile kaldırımda yürüyün. Kendinizi yabancı hissederek kaldırımda yürüyüş yaparken kask takmanızı tavsiye ederim. Hayret ve şaşkınlıkla  etrafınıza bakar iken her an bir motosiklet, elektrikli bisiklet çarpabilir, kaldırımda trafik kazası geçirebilirsiniz. 
Adnan Menderes Mahallesinde dere kenarında yürüyüş yolunda (Bu arada çok güzel oldu bu yürüyüş yolu katkı sağlayanların emeğine sağlık) yürüyüş yaparken, aynı şekilde motorlara dikkat. Hele hele çocuğunuz ile yürüyorsanız daha dikkatli olun. Bisiklet kullanıyor iseniz cadde geçişlerinde yanılmayın,  yaya çizgisi ve dur uyarıları unutulmuş. Akan trafiğe dikkat. 
O kadar çok örnek var ki; kırımızı ışıkta geçen yayalar, çocuklarını motosiklet önünde yada direksiyonda kucağında oturtarak karşılaşacakları riskleri görmemezlikten gelen sürücüler. Dörtlülerini yakıp bir şeridi kapatıp trafiği felç eden araçlar.  Hepsi şehrin merkezinde. Hepsi gözler önünde.
Kendi sürecinde, ilgili görevliler müdahale etmeden düzelme şansı da yok gibi.  Çünkü uyaramıyorsunuz hata yapan vatandaşları, şikayetleriniz ise genelde sonuçlanmıyor.  Hele bir uyarın neyle karşılaşacağınız belli değil. Araçlarda jop veya beyzyol sopası taşımak sanki normal bir ihtiyaç. Yapılan hiçbir hatanın karşılığı  uyarı neticesinde özür dilemek veya hoşgörü ile sonuçlanmıyor. Kavga ile, şiddet ile bitiyor. Bu yaşanan tatsız olayları azaltmak için kamu spotları ile vatandaş bilinçlendirileceği yerde televizyonlarda her gün yaşanan karakol olayları en çok izlenen saatlerde veriliyor.  Sanki hayatımızın normal akışı olarak beynimize sokuluyor.
Niçin görülmüyor, gözden kaçıyor yaşamımızı zora sokan bizleri huzursuz eden kuralsızlıklar. Neden uyarılmıyor veya cezalandırılmıyor kuralları hiçe sayanlar.
Toplam dört beş ana caddesi olan bir şehir Yalova. 
Geçmiş yöntem olsa da tebdil-i kıyafet dolaşıp, vatandaş ile empati kurarak yaşamı kolaylaştırmak zor değil. Uygulamacılara yeterli güven sağlandığında mevcut kurallarımız mutlu, huzurlu yaşamamıza yetecektir.
Şu an verilen örnekler çok basit gibi gelmiş olabilir.  Ancak basit de olsa en çok karşılaştığınız sorunlara çözüm bulunduğunu bilmek, görmek  idarecilere, vatandaşa güven hissini kazandıracaktır. Daha iyi şeyler olacak umudu hepimize iyi gelecektir.