Bu hafta sizlere ülkemizde yaşadığımız önemli sorunlardan birisi olan beyin göçünü ve yansımalarını ele almak istedim.
  Geçen haftalar okuduğum bir yazıda yurdumuzda iyi liselerde okuyan öğrencilerimizin %90 ‘ı imkân verildiği takdirde yurt dışında eğitim almak ve orada yaşamak istediği gözlemlenmiş. İnsan soramadan edemiyor; Neden gençlerimiz daha hayatlarının baharındayken neden başka ülkeleri tercih ediyorlar.
   Her şeyden önce yeterli imkân verilmediği için gençlerimiz tercihlerini yabancı ülkeler lehine kullanıyor. Bir de olmazsa olmaz adalet duygusunun zedelendiğini, adamı olanın işe girdiği bir sistem onların umutlarının yitirmesine sebep oluyor. Maalesef akla ve bilime önem vermeyen yöntemleri tercih etmemiz belli başlı etkenlerden birisi.
 Düşünün bir doktor adayını, neredeyse ömrünün yarısını okumak ve araştırmakla geçiriyor. Düşünün ki ailesi ne umutlarla evladını okutuyor. Yemiyor yediriyor, yeter ki evladı okusun diye uğraşıyor. Devlet yaptığı okullarla ve yaptığı yurtlarla her türlü imkanı vermeye çalışıyor. Bunun devlete ayrı bir maliyeti var. Kısacası bir doktor kolay yetişmiyor. Böyle gençlerimizi başka diyarlarda görmek hatta başarılarını duyunca hüzünlenmemek elde değil. Seviniyorsunuz ama başka memleketlerin ekonomilerine değer katmaları işin ayrı bir yönü.
  Sizler ne emeklerle yetiştirip yurda yararlı bir evlat bırakıyorsunuz lakin başka devletler sizin hazır yetiştirdiğiniz cevherleri kendi topraklarında işleyerek artı değer kazanıyorlar. Uluslararası saygınlıklarını arttırarak ekonomilerini dünya standartlarına taşıyorlar. Bizler kaçırdığımız değerlere üzülmekten başka bir şey yapmıyoruz gibi geliyor.
  Kanada hükümeti yılın belli başlı zamanlarında; bilgisayar mühendisi, elektrik elektronik mühendisi gibi yüksek puanla girilebilen fakülte öğrencilerini kendi uhdesine alarak yetiştiriyor. Böyle bir hazır işgücüne hiç emek vermeden sahip oluyor. Ekonomisini iyileştirirken uluslararası saygınlığını yükseltiyor.
 Gençlerimize özellikle de böyle beyinlere sahip çıkmak devletin asli bir görevi olmalıdır.  Onların umutlarını taze tutmalı ve geleceğe daha emin adımlarla bakmasını sağlamak hepimizin bir görevidir. Biz bunları yapmazsak geleceğimize sahip çıkmamış oluruz.
  Bu konuda devletimize ve idarecilere büyük bir görev düşmektedir. Gençlerimize iyi bir ortam hazırlayalım ki; bilimsel araştırmaları burada yaparak insanlığa ve ülkelerine büyük hizmet etmiş olacaklardır.
  Onlar bizim geleceğimizin bir teminatı olduğunu akıldan çıkarmamalı ve ona göre bir strateji belirleyip çalışmalıyız ki; kendi memleketlerinde güzel başarılara imza atsınlar.
 Bu haftaki yazımı burada noktalarken herkese sağlık ve huzur dolu günler diliyorum. Sağlıkla kalın….