GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Bugün, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ nın 50’nci yıldönümü… Elbette Türkiye’ nin her tarafında, yabancı ülkelerdeki Türk temsilciliklerinde ve KKTC’ de yapılan çeşitli etkinliklerle kutlanacak ve günün anlam ve önemi hakkında programlar düzenlenecektir.
Ben sadece, harekâttan sonra “KKTC’ nin tanınması” konusundaki görüşlerimi sizlerle paylaşacağım.
Ama önce, şu meşhur “Kardeş Ülke” kavramı üzerinde duralım.
Günümüzde bir ülkeden söz ederken, “o bizim kardeş ülkemiz” ya da “kardeş ülke Suriye”, “Suriyeliler bizim kardeşimiz” gibi ifadeler kullanıyoruz.
Bir kere ülkeler arasındaki ilişkilerde kişisel ilişkiler değil, ülke çıkarları, ülkenin millî menfaatleri esastır; din ya da ırk kardeşliği söz konusu olamaz. Bunun tarihteki örnekleri sayılamayacak kadar çoktur.
Size birkaç örnek vereceğim.
Birinci Dünya Savaşı’ nda, Sarıkamış Muharebeleri sırasında, bizim karşımızdaki Rus Kolordusunun adı ”Türkistan Kolordusu” idi. Yakalanan Rus subayları sorgularken tercümana bile gerek kalmamıştı. Pek çok Türkistan Kolordusu askerinin başında kalpak vardı. O dönemin fotoğrafları merak edip incelerseniz görürsünüz.
Yine Birinci Dünya Savaşı günlerinde kalalım.
Çanakkale Muharebeleri sırasında, Gelibolu Yarımadası’ na çıkarma yapan İngiliz dominyon askerleri arasında Müslüman Hintliler de vardı.
Savaştan sonra ülkemiz dört bir taraftan işgal edilirken, İstanbul’ da ve Ankara’ da Müslüman Senegal askerleri vardı ve bunlar bazen camilere gidip namaz kılıyorlardı.
Birinci Dünya Savaşı’ nda Ortadoğu’ da Arap yarımadasında Türk askerinin başına gelmeyen kalmadı. Neden acaba? Osmanlı Ordusu Filistin’ den neden çekildi? Hiç kimse bunu merak edip araştırıp okumadı mı?
Suudi Arabistan’ da Mekke’ nin çok yakınlarında Cidde’ de, ünlü İngiliz casusu Thomas Edward Lawrence’ e ait iki katlı güzel bir ev var. Suudi yönetimi, Kral Fahd'ın emriyle müzeye dönüştürdüğü evin kapısına, ‘‘Bu ev, Osmanlı'ya karşı bağımsızlık savaşı veren Suudilere yardımcı olan Thomas Edward Lawrence tarafından karargâh olarak kullanılmıştır’’ diye tabela koydurdu. (Hürriyet, 9 Ocak 2022)
“Suudiler bizim kardeşimiz” diyenler var, bölgeye turistik geziye gittiklerinde burayı görmeden gelmesinler, öneririm!
“Suriyeliler bizim kardeşimiz” diyenler var. Suriye’ de iktidarda bulunan parti, Baas Partisi, 1943’ te kuruldu. Aşırı milliyetçiydi. Hafız Esad iktidarı ele geçirdiğinde, kendisini tehdit eden en önemli güç “Müslüman Kardeşler Örgütü” idi. Ayrıntısına girmiyorum.
Kısacası, Suriye ( resmî adı Suriye Arap Cumhuriyeti ) bizim iyi ilişkiler içinde olmamız gereken diğer komşu ülkeler gibi komşumuzdur; Suriyeliler de (akraba ilişkileri olanları bundan hariç tutuyorum) bizim kardeşimiz değildir.
Ben, uluslararası ilişkilerde kim Türkiye’ nin yanında, kim değil, ona bakarım.
Örneğin,1978 yılına giderim, bakarım; hangi ülke terör örgütüne kucak açmış ve Türkiye aleyhine eylemlere izin vermiş?
1979 yılına gider, Büyükelçiliğimizde görevli polis ve bekçimizi hangi ülke vatandaşlarının şehit ettiğine bakarım.
Hakikaten tarih sayfalarını aralamak bazen yararlı oluyor.
Örneğin, 1989 yılında kimin, "Ermenistan'ın haklı davasını destekliyoruz" açıklamaları yaptığına bakarım. Kim Karabağ işgaline ve Ermeni katliamlarına destek verdi, diye düşünürüm.
2009 yılındaki gazete sayfalarına bakar, Kıbrıs’ ta Türklerin işgalci olduğunu kimin söylediğini, bulmaya çalışırım.
2019 yılında, Türkiye'nin Suriye'de başlattığı “Barış Pınarı Harekâtı” için kınama mesajı yayınlayanlara bakarım.
2020 yılında, Türkiye'nin Doğu Akdeniz’deki hak iddialarına karşı olarak kurulan Doğu Akdeniz Gaz Forumuna hangi ülkelerin üye olduğuna bakarım. (Bu tarihleri özellikle yazdım, tesadüfen değil!)
Tabi bu arada, hangi ülkelerin Türkiye’ nin Mavi Vatan tezine karşı cephede yer aldığına bakarım.
Evet, bakarım ve düşünürüm; örneğin, 2023 yılında, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunların çözümünde, hangi ülkeden yana tavır alındığına bakarım!
Güzel bir söz vardır, severim: “Aman dikkat edin; dost bildikleriniz düşman, düşman bildikleriniz belki de dosttur bu dünyada!”
Gelelim asıl konumuza…
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, 15 Kasım 1983'te bağımsızlığını ilân etmesinin ardından BM Güvenlik Konseyi, 18 Kasım’da aldığı bir kararla bağımsızlık kararını kınadı. Türkiye ise bağımsızlık kararı sonrasında KKTC'yi tanıdı. Pakistan ile Bangladeş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıdıktan sonra, ABD ve İngiltere’nin baskıları ile tanımaktan vazgeçtiler. 18 Kasım 1983’te de BM Güvenlik Konseyi 541 sayılı kararı ile üye ülkelere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilânını tanımama çağrısı yapıldı.
Kısacası, KKTC, Türkiye dışında hiçbir ülke tarafından tanınmamaktadır.
Nerede bu kardeş denilen ülkeler?
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun!