Merhaba saygıdeğer okurlarım;

Birinci Cihan Harbinde büyüklerimiz Yalova kaplıcaları Üvezpınar köyünde ikamet ederlermiş.

İstilacı düşman askerleri de o dönemde Üvezpınar köyüne 5 km. uzaklıktaki Kadıköy’üne yerleşerek (sözüm ona) üs kurmuşlar.

Amaçları haftanın muayyen günlerinde köylere baskınlar yapıp, evlerini barklarını yakıp yıkıp, itiraz edenleri de çoluk çocuğun önünde öldürürlermiş. Bizimde sonumuz böyle olacak korkusuyla gece gündüz teyakkuzda nöbet tutarlarmış.

Dedem Tevfik Çavuş’un dostu olan Ermeni Süleyman Efendi, düşman askerleri ile haşır neşir olduğundan, köylere baskını ne zaman yapacaklarını söyleyeceği sözü üzerine, Dedem Tevfik Çavuş’tan gelecek haber üzerine odaklanmıştı tüm köy sakinleri.

Tabi bu arada yiyecek ihtiyacını gidermek adına ekip biçtikleri arpa, buğday, mısırı öğütüp un haline getirmek şimdi ki Gökçe Barajı suları altında kalan Yemenici dayının değirmenine ulaşmaktan başka çareleri olmayan köylülerimiz, gece yarısı atlarla, katırlarla gelip, gün ağarmadan işlerini bitirip tekrar köye dönerlermiş.

Yine böyle bir gece yarısında değirmene ulaştıklarında Ermeni Süleyman Efendi ile karşılaşırlar. Süleyman Efendi, “Rahat olun beyler, Tevfik Çavuş dostuma bir haberim var. Yarın Cuma saatinde köylere baskın yapacaklar, haber verin” deyince, ekip biçtikleri ne varsa Yemenici dayıya teslim ederek Tevfik Çavuş’a haberi ulaştırmışlar.

Tevfik Çavuş gençlerin bir kısmını hemen komşu köylere haber yollayarak sabah ezanında burada olsunlar talimatı sonrasında, Üvezpınar köyü sırtında 2-3 km. mesafedeki Gola denilen merayı daha doğrusu eski yerleşim bölgesini paylaşmışlar.

Bu arada kapısı, penceresi olmayan barakalarda çocukların hasta olacağını düşünen bazı köylüler Samanlı dağlarını takip ederek Adapazarı’ndaki akrabalarına gitmek için yola koyulmuşlar.

Köylere baskın yapan düşman askerleri köylerin boşaldığını görünce kalan yaşlıları şehit ederek tüm köyleri yakmışlar.

O zaman anlaşılmış ki düşmanın niyeti halkı göçe zorlamak değil, çoluk çocuk demeden bahse konu haritada tek bir Müslüman bırakmamak.

100 yıl evvel yapamadıkları, beceremedikleri katliam görevini İsrail askerine yükleyerek tüm ihtiyaçlarını (para, silah, kamuoyu) fazlasıyla temin ederek hedefe kilitlenmişler.

Bilmezler ki içlerinde Ermeni Süleyman Efendi gibi insanların olduğunu, bilmezler ki halk, huzur ve güvende yaşarken, korku dolu günler yaşasın.

Göz göre göre hangi askerin kışlığı, yazlığı hem kendisinin hem eşinin altında son model arabası varken, Allah Allah sesleriyle ölüme koşsun.

Dünyada bu konuda korkudan değil, şehitlik mertebesine ulaşmak, bir karış toprağını düşmana vermemek için, helallik alarak cepheye koşan kaç devlet var bilir misiniz?

Rahat ve huzur içinde yaşayan siz olacaksınız, bir de üstelik doymayacaksınız. Ne kadar sömürülen devlet varsa inim inim inleteceksiniz. Yok öyle şoför mahalli 25 kuruş.

İçinizde vicdani düşünen Ermeni Süleyman Efendiler başladılar sokaklara çıkmaya.

Böyle giderse çoluk çocuk demeden katlettiğiniz günahsızların acısı içinizden çıkan adaletten yana olan Süleyman Efendiler davanıza bakabilir benden hatırlatması.

NOT: Son model arabayla çalı çırpı içinden geçmeye kalkarsan, mutlaka kaportan çizilir.