Bu hafta siz değerli okurlarıma enflasyon konusu hakkında birşeyler yazma ihtiyacı duydum. Sürekili artan fiyatlar, ekonomideki durgunluk, yaşam pahalılığı birçok sorunlarıda beraberinde getiriyor. Neler yapılabileceğini sizlerle paylaşmak istedim.
Malum ülkemiz gelişmekte olan ülkeler kategorisinde olup, dışarıya bağlı bir döngü içinde ithalat ve ihracat dengesini yakalamaya çalışmaktadır.
Enflasyon denen olgu; özellikle emeğiyle geçinen dar gelirli insanların hak kaybını arttırarak yaşamsal döngüyü sağlarken zorlanmaktadır.Orta ve üst düzeyde yaşayan kesim enflasyon sayesinde elindeki ürünlerin değeri artarak belli bir refah düzeyini yakalar.Buda derin yoksulluğu  beraberinde getirir.Bakıyorsunuz  şu güzel yurdumuzda en zengin kesim ile en yoksul kesim arasındaki fark 15 kata kadar çıkmış.Hayli üzücü bir dırum.
Yazımın başında belirttiğim özellikle ücretli kesimin enflasyon karşısında yenilmesi alım gücünün düşmesine neden olur.Bu da en temel ihtiyaçların karşılanmasında zorlukları beraberinde barındırır.  Ben size görev yaptığım okuldaki bir öğretmenimizin enflasyon karşısında nasıl ezildğini anlatmak istiyorum.Devlete 37 yıl görev yapmış değerli bir öğretmenimin 1.100.000 civarında emekli ikramiyesi ve 30.000 civarında bir emekli maaşıyla ne yapabileceğini siz değerli okurlarıma bırakmak isterim.Çok  uzağa gitmeye gerek yok bundan 5 yıl önce 250.000 ile 300.000 arasında değişen fiyatlarla konuta ulaşabiliyorduk.Maalesef makas açıldıkça en temel ihtiyaçlara ulaşmak hayli zor olmaya başladı.
Bunun yanında serbest piyasada sürekli değişen fiyat algısı insanların ruh halinide olumsuz etkiliyor. Kısılan talep üretimi ekonomik tablonun değişmesine neden olarak birçok yapısal sorunlarıda beraberinde barındırıyor.
Ahlak denen kavramda yerini bulmada zorlanıyor.Hangi din olursa olsun ahlak kavramı yoksa hiçbir  geçerliliği yok.Dinlerin yapı taşı olan ahlak;ekonominin iyi olmadığı ülkelerde  giderek yozlaşıyor. Her şeyin mübah olduğu bir anlayışı getiriyor.
    Geçtiğimiz haftalarda bir arkadaşımız zor olan bir şeyi yaparak evliliğe adım attı. Fiyatları ve harcanan rakamları duyunca yuva kurmakta oldukça pahalıya mal oluyor.Gençlerimze ve yuva kurmak isteyen insanlarımıza sosyal bir devlet olarak sahip çıkmamız gerekiyor.
Öncelikle tarımsal faaliyetlerde bulunan üreticilerimizi korumak onların ürünlerini hak ettiği değer le buluşturup alınterini korumak önemli olsa gerek.Tarım olmasa,üretim olmazsa kalkınmak ve geliş  mek hayal olduğunu pandemi  bir kez daha ortaya koydu.Üretim beraberinde kalkınmayı o da gelişen ekonomileri barındırır.
Enflasyonla topyekün mücadele etmeliyiz.Doğru bir reçete ile iyileşebiliriz. Bunun için dünya ülkeleri  nin nasıl yol izledikleri ve nasıl bir proğramla devam ettikleri yakınen takip edilerek amaca ulaşabiliriz.  Hatta son zamanlarda kamuda tasarruf politikaları gündeme gelmektedir.