GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Her ne kadar konu bize yabancıysa da, geçmişten ders almak adına, zaman zaman yurt dışına çıkıp tarih sayfalarını karıştırmak gerekiyor. Bu gün, tam demokrasiyle Almanya’ nın dümenini ele geçiren ve tarihin en hastalıklı diktatörlüğünü kuran Adolf Hitler’ den kısaca söz edeceğim.
Yukarı Avusturya’da 1889’da doğan Hitler, başarısız ve tembel bir öğrenciydi. 1905’te ortaöğrenimini tamamlayamadan okuldan ayrıldı. Çocukluğundan beri duyduğu sanatçı olma isteğiyle, iki kez Güzel Sanatlar Akademisi’nin sınavlarına girdiyse de başarılı olamadı.
1913’te Münih’e giden Hitler, ertesi yıl askerlik için Avusturya’ya çağrıldı ama uygun bulunmadığından orduya alınmadı. Düş kırıklığıyla geçen amaçsız yıllardan sonra I. Dünya Savaşı’nı coşkuyla karşıladı ve gönüllü olarak 16’ncı Bavyera Piyade Alayı’na katıldı. Savaş boyunca ön saflarda çarpıştı, yaralandı ve gösterdiği kahramanlıklar nedeniyle Demir Haç nişanı aldı. Son rütbesi Onbaşı idi…
Savaştan sonra, orduya bağlı olarak siyasî etkinlikleri izleyip rapor etmekle görevlendirildi. 1919’da yeni kurulmuş olan Alman İşçi Partisi’ne girdi. Ertesi yıl partinin propaganda sorumlusu oldu ve bütün zamanını partiye ayırmak için ordudaki görevinden ayrıldı. Aynı yıl partinin adı Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (Nazi Partisi) olarak değiştirildi. Parti yönetimi, onu Temmuz 1921’de sınırsız yetkiyle parti başkanlığına getirdi.
Hitler, yönetimi ele geçirebileceğini düşünüyordu. Kasım 1923’te Münih’teki bir birahanede düzenlenen toplantıda yandaşlarına darbe plânını açıkladı. Ama ertesi gün başlattığı yürüyüş polis tarafından dağıtıldı ve Hitler, arkadaşlarıyla birlikte tutuklandı. Beş yıla mahkûm olmasına rağmen yalnızca dokuz ay hapis yatan Hitler, cezaevinde Mein Kampf (1925-27; Kavgam 1940,1978) adlı iki ciltlik kitabının birinci cildini yazdı.
Hitler’in serbest bırakıldıktan sonraki ilk işi bölünmeler nedeniyle eski gücünü yitirmeye başlayan partiyi yeniden örgütlemek oldu. Nazi Partisi, 1930 seçimlerinde ülkenin ikinci partisi durumuna geldi. Hitler önceleri seçimi kazanamasa da ümidini hiç kaybetmedi, sonuçta Hitler, 1933 yılında, Merkez Partisi ve Alman Ulusal Halk Partisi’yle kurduğu ittifak aracılığıyla, hükümeti olağanüstü yetkilerle donatan yasanın Parlamento’dan geçmesini sağlayarak, özlediği diktatörlük yönetiminin yasal temellerini hazırladı.
Bu arada ordunun ileri gelenleri SA’ların etkinliklerinden rahatsız olmaya başlamışlardı. (SA: Sturm abteilung, Nazi Partisi’nin bir nevi yardımcı polis rolü üstlenen paramiliter örgütü) Ülkeyi tek elden yönetebilmek için ordunun desteğini almak zorunda olduğunu gören Hitler, 29 Haziran 1934’te, SA birliklerinin kurucularını ve bazı kendisine muhalif siyasetçileri tutuklatarak yargılanmadan öldürttü. Böylece ordunu isteği yerine getirilmiş oldu; komutanlar da Cumhurbaşkanı Hinderburg’ un 2 Ağustos 1934’te ölümünden sonra, Hitler’in Şansölyelik ve Cumhurbaşkanlığı görevlerini birleştirmesine karşı çıkmadılar.
Bu tarihten sonra Führer und Reichkanzler (Almancada Önder ve Şansölye) unvanını kullanan Hitler, 19 Ağustos 1934’te yapılan plebisitte oyların yüzde 90’nını alarak yeni görevine başladı. Bundan sonra Almanya’da totaliter bir polis devleti kuruldu. Bu dönemde basınla birlikte bütün eğitim ve sanat kurumları parti denetimine alındı ve gençlerin Nazi ideolojisi doğrultusunda eğitilmesi için Hitler Gençliği adlı bir örgüt kuruldu.
Hitler, olağanüstü hitabet ve ikna yeteneğini kullanarak bütün Alman halkını Nazi Bayrağı altında birleştirmeyi başardı. Kendini Almanların yanılmaz büyük lideri ilân etti ve Alman halkına da bunu inandırdı.
Ülke genelinde büyük otobanlar inşa ettirirken, aşırı artış gösteren işsizliği savaş hazırlığı için kullanarak, iş sahaları oluşturdu.
Arkadan, artık bütün dünyanın çok iyi bildiği II. Dünya Savaşı’ ndaki Alman Dramı başladı.
Savaş sonucunda Almanya'nın yenilgisinin kesinleşmesi ve ümitsizliğin iyice artması üzerine 30 Nisan 1945'te Berlin'de eşi Eva Braun'la birlikte intihar etmeye karar verdiler.
Kendilerini bir odaya kapattılar. Önce Eva Braun sonra da Hitler içinde siyanür bulunan bir kapsülü ısırdı, zehir saniyeler içinde etkisini gösterdi.
Hitler’ in isteği doğrultusunda Hitler ve Eva Braun’ un cesetleri, Führerbunker bahçesinde, bombaların neden olduğu bir çukura yerleştirilip benzinle yakıldı.
Rus güçleri içeri girip cesetleri bulduğunda ise diş kayıtlarıyla yapılan otopside teşhis edilen Hitler'in ve Eva Braun'un cesetleri, bir çeşit türbe hâline gelmelerini önlemek için bir süre dolaştırıldıktan sonra, gizli Sovyet departmanı SMERSH tarafından Magdeburg’ daki yeni başmerkezlerinde gömüldü.
4 Nisan 1970'te bir Sovyet KGB ekibi tarafından, Magdeburg'da bulunan SMERSH'in tesisinde bulunan mezardan Hitler ve Braun'un kalıntılarını çıkarılarak tamamen yakıldı ve külleri Elbe Nehri'nin bir kolu olan Biederitz nehrine döküldü.
Sonuca gelelim.
Günümüzde: Hitler’in ya da Nazizmin siyasal sembolü Gamalı Haç’ ın bir bayrak, bir parti, kamusal ya da özel bir kuruluş alâmeti üzerinde yer alması, yalnız Almanya’da değil Avrupa’da 1944’ten beri yasaktır. Almanların üstün ırk olduğunun vurgulandığı ve Yahudi karşıtı görüşlerin yer aldığı Hitler’in yazdığı “Kavgam” adlı kitabın yayımlanması ve satışı Almanya’da yasaktır.
***
SON SÖZ: Hemen hemen dünyanın en büyük diktatörlüğünü kurmuş olan Adolf Hitler, asker değildi.
GÜNCEL BİR NOT:
Bizim yeni bir anayasaya değil, mevcut anayasanın tam ve eksiksiz kullanılmasına ihtiyacımız var!