GÜNAYDIN Değerli Okurlar, Osman Gazi, 27 Temmuz 1302 tarihinde, Hersek civarına çıkan Roma/ Bizans kuvvetlerini ağır bir mağlubiyete uğratmıştı.

Osmanlı’ nın ilk günleri, fetihleri ve Osman Gazi’nin 27 Temmuz 1302’de Hersek’te kazandığı bu zafer, Osmanlı tarihçileri tarafından aradan en az 100 yıl geçtikten sonra, o da kulaktan dolma bilgilerle yazılmış olmasına rağmen, dönemin canlı tanıklarından Pachymeres (Pahimeres), “Bapheus Savaşı” adını verdiği (gerçekte savaş değil) muharebeyi ayrıntılarıyla anlatmaktadır.

Metinde adı geçen Georgios Pachymeris (Georgius Pachymeres), 1241- 1310 yılları arasında yaşamış Nicaea (günümüzde İznik) doğumlu Romaio bir tarihçidir. Yunanlı ya da Helen değildir. Anadolu kökenlidir. Unutmayalım tarihte hiçbir zaman Bizans diye bir imparatorluk olmamıştır. Bizans Devleti adı ilk defa 1557’de kullanılmıştır. Bunlar kendilerini Romalı kabul ediyor ve kendilerine “Romalı” anlamında Romaio (Romaryo) diyorlardı. Bzantion eski kentin adıdır. Romalılar burayı ele geçirip Roma’ nın başkenti yapınca önce “ Nova Roma” (Yeni Roma), daha sonra da “Konstantinopolis”  (Konstantin’ in şehri anlamında) adını vermişlerdir.

Bu metin yazarının yaptığı araştırmalar sonucunda Osman Gazi döneminde yaşamış olan Pachymeris’in yazdığı kitabın İngilizce ve Fransızca basılmış çevirileri; orijinal kitap değil de muharebeyi anlattığı Rumca orijinal metinler bulundu. 

Yapılan araştırmada, bazı tarihçilerin Pachymeris’ in orijinal kitabını değil de, ilâve ve eklemeler yapılmış İngilizce ve Fransızca çevirileri esas alarak değerlendirmede bulundukları görüldü.

Her sefer ortaya değişik yorum ve ilâveler çıktı.

Örneğin, Bafheus adının yanına parantez içinde sonradan Koyunhisar ya da Çobankale adlarının eklendiğini görüldü, orijinal metinde bu ekler yok.

Pachymeres, “Bizanslı”, “ Osmanlı”, “Türkler”, “Osman”, ”Osman Bey”  adlarını hiç kullanmamış ama Pachymeres’ ten alıntı yapan kitaplarda genellikle bu tanımlamalar varmış gibi yazılmış.

Pachymeres “Osman” yerine “Atman”,”göçebeler” ve “barbarlar” tanımını kullanmış.  

“Bapheus Kalesi” tanımı ise hiç yok. Aksine “Bapheus sahili, Bapheus yanı, Bapheus düzlüğü” gibi tanımlamalar var.

İngilizce çevirilerde “on the plain of Bapheus” (Bapheus Ovası’ nda), Fransızca çevirilerde “ du côte de Bapheus” (Bapheus sahilinde) ifadelerine rastlanıyor.

Kısacası sonradan yapılan ilâveler, yanlış değerlendirme ve yorumlara neden olmuş ve halen oluyor! Bizim tarihçiler ise orijinal metinden değil de, genellikle İngilizce yazılan çevirilerden yararlanmışlar.

1983’te Robert Mantran’ın yönetiminde hazırlanan “Histoire de L’Empire Ottoman” isimli kitap, daha sonraları Server Tanilli tarafından “Osmanlı İmparatorluğu Tarihi” diye Türkçe’ ye çevrilmiş.

Burada, “Osman, 27 Temmuz 1302’de, Nikomedia (İzmit) yakınlarında Bapheus’ta, Muzalon’u bozguna uğratınca Germiyan, Menteşe ve Aydın beyleriyle aynı mertebeye yükselir” ifadesi var.

Marc C. Bartisus, Pennsylvania’da kaleme aldığı “The Late Byzantine Army” isimli kitabında, Bapheus hakkında şunları yazmış: “…Battle of Bapheus…Mouzalon’s army consisted of barely 2 000 men, of wich perhaps something more than half were Alans. While Mouzalon was defending Nikomedeia, an army composed of same 5 000 light cavalry drawn from nomadic tribes appeared between Nikomedeia and Nicaea. …There on the plan of Bapheus Mouzalon’s army was defeated.” (p.76)

Bu yazının Türkçe anlamı şudur:

“…Mouzalon’un ordusu, içlerinde Alanların da bulunduğu, yaklaşık 2 000 kişiden oluşuyordu. Yaklaşık 5 000 süvariden oluşan göçebe aşiretlerin birlikleri İzmit ile İznik arasında ortaya çıktı ve Bapheus düzlüğünde yapılan muharebede Mouzalon’un ordusu yenildi.”

Bu ifadelerden anlaşıldığı kadarıyla Bapheus, muharebenin yapıldığı alanın (vadiden gelen yolun kıyı ile birleştiği alan- Hersek Köyü genel bölgesi) adıdır.

Günümüzde Bapheus Muharebesi’ni anlatan kaynaklarda, Bapheus kelimesinin yanında, tırnak içinde (Çobankale) ismine rastlanmaktadır.

Yani bu isim sonradan ilâve edilmiştir.

Bundan dolayı da Bapheus Muharebesi’ne Çobankale ya da Koyunhisar Muharebesi adı verilmektedir.

Muharebeyi ilk anlatan kaynağın yazarı olan Pachymeres’ in vadideki kaleye Türkçe “Çobankale” ya da “Koyunhisar” demesi mantıken mümkün değildir.

Sözü edilen Çobankale denen kalenin, 27 Temmuz 1302 günü yapılan Bafeus Muharebesi ile yakından uzaktan ilgisi yoktur!

Konuyu incelemeye devam edeceğiz.

(Bugünkü konumuzla ilgili değil ama aklıma takılan bir konuyu sizlerle paylaşmak istedim: Neden Milletvekilleri, milletvekillikleri bitince emekli oluyor ve ölünceye kadar kendisine ve ailesine bir takım sosyal haklar tanınıyor? Bu anayasanın eşitlik ilkesine aykırı değil mi?)

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.