GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Yalova Gazetesi’ nin logosunda Türk Bayrağı ve Atatürk’ ün resmi yer alır; bu, gazetenin Atatürk’ ün ışığında yol aldığının işaretidir. Benim de, kuruluşundan beri kendimi gazetenin bir parçası gibi hissetmemin nedenidir.
Bunu dosta düşmana özellikle belirttikten sonra, bugünkü konumuza gelelim. 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization-UNESCO)’ nun çok az bilinen Atatürk gündemli bir toplantısı olmuştur, ilginçtir.
UNESCO’da örneği yoktur. Böylesine önemli bir uluslararası örgütün, Atatürk başlığı altında bir toplantı yapması, Atatürk’ün manevi şahsına büyük bir saygı, hepimiz için bir iftihar vesilesidir.
Yıl 1978. UNESCO, üyelerine bir öneriyle gelir.
Öneride, UNESCO’ nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babasının Mustafa Kemal Atatürk olduğu belirtilerek, Atatürk’ ün doğumunun yüzüncü yıldönümü olan 1981 yılında, 152 üyesi olan UNESCO’ ya üye tüm devletlerin aynı anda Atatürk’ ün doğum gününü kutlaması talep edilmektedir.
Önerge okunur. Ardından İsveç delegesi ayağa kalkarak söz alır ve kürsüye gelerek şu açıklamayı yapar:
“ Ben, Atatürk’ ün büyüklüğünü elbette biliyorum. Türkler için, insanlık için, çağdaşlaşma için ne anlama geldiğini de biliyorum. Buna rağmen bir kaygım var. O kaygımı sizinle paylaşmak için söz aldım. Evet, Atatürk büyük bir devlet, bir cumhuriyet kurucusudur. Fakat dünyada 200’ e yakın devlet var yarısından fazlası da cumhuriyet. Bu kadar cumhuriyet kurucusu arasından, bugüne kadar kimse için düşünmediğimiz bir konuyu şimdi bir tek Atatürk için ve Türkler için düşünüyor olursak, bu ileride bir sıkıntıya yol açmaz mı? Bir süre sonra bir başka meslektaşımız bu kürsüye gelir, ‘… şimdi de George Washington’ un doğumunun şu yılı, Napolyon’ un ölümünün bu yılı, bu defa dünya onların da ölümünün veya doğumunun 150, 200.yıl dönümünü anmalıdır…’ derse ve bu seçkin kurul buna hayır yanıtını verirse… gereksiz yere kırgınlıklara yol açmış olmaz mıyız? Dolayısıyla, Atatürk elbette çok büyük bir lider ama onu tarihe bırakalım. Bana göre bu kararı tartışalım, hemen oylamaya geçmeyelim. Görüşüm budur” der ve yerine oturur.
Salon tam bir sessizliğe bürünmüştür.
Bunun üzerine bir kişi daha söz alır. Kürsüye gelen, o zamanın Sovyetler Birliği delegesidir. Daha o kürsüye yürürken, fısıldaşmalar başlamıştır:
“ Muhtemelen Lenin’ den bahsedecek…”
Konuşmacı yumruğunu masaya vururken,
“20’nci yüzyılda, hiçbir ülke bir Mustafa Kemal çıkaramadı ki böyle bir kaygı söz konusu olsun. Bu mümkün değildir. Dolayısıyla bu karar bugün alınmalıdır…”diyerek yerine oturur.
Ardından oylamaya geçilir. Aleyhte konuşan İsveçlinin de olumlu oy kullanmasıyla o gün, 1981 yılının tüm dünyada Atatürk Yılı olarak kutlanmasına karar verilir.
Bu önergenin altında, 11 ülkenin yer almış olduğu görülür.
Birinci sırada Yunanistan, ikinci sırada ise Sovyetler Birliği olmak üzere dünkü düşmanlar, Atatürk söz konusu olunca, en yakın dost olmuşlardır.
27 Kasım 1978 Tarihli UNESCO Genel Kurulu kararında aynen şunlar yazılıdır:
"UNESCO Genel Konferansı; Uluslararası anlayış işbirliği ve barış yolunda çalışmış üstün kişilerin gelecek kuşaklar için örnek olacakları inancıyla, Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumunun 100. yıl dönümünde, 1981 yılında anılmasını kararlaştırmıştır. UNESCO'nun ilgilendiği tüm alanlarda Atatürk'ün olağanüstü bir reformcu olduğu göz önünde tutularak, özellikle sömürgecilik ve emperyalizme karşı en önce açılan savaşların ilk liderlerinden biri olduğu kabul edilmiştir. Atatürk'ün dünya ulusları arasında karşılıklı anlayışın, sürekli barışın kurulması için çalışmaları olağanüstü bir örnektir. Tüm yaşamı boyunca insanlar arasında hiçbir renk, din ve ırk ayrımını gözetmeden, bir uyum ve işbirliği çağının doğacağına olan inancını anımsatarak, eylemlerini her zaman barış uluslararası anlayış ve insan haklarına saygı yönünden yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Atatürk'ün kişiliğini ve eserinin çeşitli yönlerini ortaya çıkarmak üzere, 1980 yılında yapılacak sempozyum hazırlıkları için Türk Hükümeti ile UNESCO'nun işbirliği yapmasına karar verilmiştir."
Ölümünden 43 yıl sonra, 100’üncü doğum yılında Atatürk hakkında uluslararası bir örgütün aldığı karar ve bu karar metninde yer alan ifadeler, Atatürk’ün hakikaten de zamana sığmayan ölçekte büyük bir lider olduğunun en güzel kanıtlarından birisi olmuştur.
Yüzyılını kutladığımız ve İkinci Yüzyılına başladığımız Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ü, saygı ve minnetle anıyorum; mekânı cennet olsun, nurlar içinde uyusun.
Aydınlık ve esenlik dolu günler dilerim.
NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!