Enflasyon ülkemiz ekonomisinin bir gerçeği, uzun yıllardır vatandaşlarımız, işletmelerimiz enflasyonist bir ortamda yaşamaya alışmıştır. Gerek vatandaşlarımız, gerekse işletmeler hesaplarını yaparken, bütçelerini oluştururken enflasyonu mutlaka hesaba katarlar. Yatırım ve harcamalarını ise buna göre yaparlar.
Özellikle işletmeler, fiyat artışlarından, döviz kurundaki dalgalanmalardan korunmak için profesyonel yöneticileri ile veya kendilerince önlemler alırlar. Döviz ve fiyat artışlarından korunmak için belli tarihlerde döviz kurunu sabitleyen anlaşmalar yaparak, döviz ile ithal ettikleri girdilerini veya fiyat artışlarından etkilenebilecek girdilerini kendilerini bir süre idare edecek kadar stoklamak gibi işletmelerini koruyacak bir çok önlemi almaktadırlar.
Döviz kurundaki oynamaların, fiyat artışlarının etkisini en aza indirmek işletme yönetiminin bir gereği, görevidir.
Ülkemizin yeni işletmecilere, girişimcilere ihtiyacı olduğu ise tartışılamaz. Bu işletmelerin çoğu ise KOBİ diye adlandırdığımız Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerdir.
Korunulması gerekirken, bugün ekonomik istikrarsızlıktan kendini korumak için mücadele eden, yeni yeni iş kollarının ortaya çıktığı dünyada en çok ihtiyacımız olan KOBİ niteliğindeki işletmelerden fiktif, yani gerçekte gelir elde ettiği belli olmayan kazançlar vergilendirilmeye çalışılmaktadır. En güzel örneklerinden biri Finansman gider kısıtlaması adı altında sermayesinden fazla borçlanan işletmelerden vergi talep edilmesi ve en son örneği ise borçla yatırım yapan işletmelerin varlıklarındaki enflasyon artışının vergilendirilmesidir.
Bugünün en önemli gündemi Enflasyon düzeltmesi adı altında enflasyonun vergilendirilmesidir.
Enflasyon Vergilendirilemez.
Eğer gerçekten vergi adaleti sağlanmak istense idi, nereden buldun yasasını çıkarılır. Yılın başı ile yılın sonundaki servetteki artışlar enflasyondan arındırılarak vergilendirilir idi. Reel ekonomi kadar kayıt dışı ekonomi varken üreten, vergi görevlerini süresi içinde yerine getiren işletmelere bu kadar yüklenilmezdi.
Geldiğimiz noktada;
Enflasyonun vergisi olmaz diye yazıldı, çizildi, mitingler yapıldı, mecliste tüm ilgililere konu detaylandırılarak sunuldu, anlatıldı.
Geçici vergi dönemlerinde bilanço düzenlemenin zorluğu ve mükelleflerin bilanço düzenlemeye zorlanmasının mümkün olmadığı söylendi.
Bakanlık inatla, 2024 yılı ikinci vergi döneminde enflasyonun vergilenmesini ve beyanların ekinde her üç aylık dönemde, yıl sonlarında bir kere hazırlanan bilançoların düzenlenmesini talep etti.
Yoğun çalışmalar neticesinde bilançolar, enflasyon hesaplanarak düzenlendi, beyanlar verilmeye başladı. KOBİ’ler 1 Milyonun üzerinde beyanlarını düzenleyerek GİB gönderdiler. Hatta vergi ödemeleri dahi yapıldı. Ancak Gelir İdaresinin hesapları tutmadı. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Halbuki hesaplarının tutmayacağı hususunda çok uyarıldılar.
1. Yanlış enflasyonun vergilendirilmesi idi. 2. Yanlış ise enflasyonun vergilendirilmesinin cari yıl içinde üç ayda bir verilecek geçici vergi beyanlarında, enflasyon muhasebesinin uygulanması ve vergilendirilmesi oldu. Birde bunun için yoğun çalışmalar sonucunda düzenlenecek bilançoların talep edilmesi Mali Müşavirleri ve mükellefleri de zor durumda bıraktı.
Yanlış üzerine yanlış yapmaya devam edildi. 3. Yanlış 1 Milyon 500 bin mükelleften 1 Milyon 200 bin mükellefin süresinde defter ve kayıtlarına uygun olarak mevcut yasalara göre düzenlediği beyanların bir tebliğ ile tekrar düzeltilmesi talebi oldu. Bu dönemi ihtiyari bırakın diye söylenmesine rağmen inatla tüm beyanların düzeltilmesi istendi. Çıkarılan tebliğde beyanlarınızı düzeltmez iseniz ceza keseriz denilemediği, ceza kesilmesinin hukuki bir gerekçesi olamadığından, mükellefe süresinde yaptığınız düzeltmeler için ceza kesilmeyeceği ifadesi kullanıldı. Sormak gerekir, süresinde yapılan hangi bildirime ceza kesilebildi bugüne kadar.
Yanlış hesap Bağdat’tan döner sözü nasıl gelecek yıllara taşınmış ve halkın dilinde bir durumun açıklanması olmuş ise, Maliye Bakanlığının yanlış üzerine yanlış yaparak çıkardığı bu tebliğde gelecekte kötü bir örnek olarak her olumsuzlukta konuşulacaktır. Bu tebliği çıkaranların tek kazançları vergi konusunda bu tebliğ ile tarihe geçecek olmalarıdır.
Türk vergi sistemini bilmeyen seçilmiş veya atanmış kişiler ile önünüze sunulan şablonlar ile dünyada uygulanan para politikalarını gerçekleştirebilirsiniz, ancak Türk vergi sistemini bilmeden maliye politikalarını yönetemezsiniz.