Olağanüstü seçim kararları haricinde Türkiye’de seçimler  beş yılda bir gerçekleştiriliyor. Halk kendine her beş yıl hizmet etmesi için vekillerini, yerel yöneticilerini seçmek için sandığa gidiyor.  Siyasetçiler, ancak bu beş yıl içinde verilen güveni kırmaz, vaat ettiklerini yerine getirirler ve oyunu kuralına göre oynarlar ise sonuçta emeklerinin karşılığını alırlar. Siyaset bir bilim, ancak yarıştığınız rakipler ile  mücadelenizin sonucunda kazanmak istiyorsanız bugünün Türkiye’sinde iyi bir oyun kurucu olmanız gerekir.

Oyun kültürü olanlar çok iyi bilirler kozlu oyunlarda eliniz güçtü ise veya eliniz güçsüz kaybedeceğinizi anladığınızda, rakibinizi terse düşürmek suretiyle oyunu, yarışı kazanmak için  EL YÜKSELTİRSİNİZ.

Siyaset de bir yarıştır. Ancak siyaset öyle bir yarıştır ki, sizi destekleyen yığınlara karşı sorumlu olduğunuz hedefi kazanmak olan bir yarıştır. Kaybettiğinizde sonuçlarını  siyasetçiden çok  destekleyenlerin ödeyeceği bir yarıştır.

O zaman bu yarışta rakibinizin zayıf yönlerini çok çabuk keşfederek oralara yüklenmek, yine rakibinizin güçlü yöndeki hamlelerini kısa sürede kavrayarak bu hamleleri boşa çıkarmanız gerekir.

Rakibinizin eli güçlü, masaya getirdiği kendi kağıtlarını istediği gibi dağıtıyor ise, önce kağıtların yenilenmesi için mücadele etmeniz gerekir. Masaya yeni kağıt talep etmeniz gerekir. Önce, adil bir yönetim sistemi için kuvvetler ayrılığını talep etmeniz, bunu seslendirmeniz gerekir. “Yürütme, yasama ve yargının bağımsızlığını sağlamak, bunun için halkı arkanıza alacak politikalar üretmeniz gerekir. Ya da yargının ve denetimin bağımsız olduğu bir sistemin ülke şartlarına daha uygun olduğunu defalarca bıktırıncaya kadar anlatmanız gerekir.  Göçmen politikasının, sığınmacılara vatandaşlık verip ülkenin demografik yapısının bozulacağı ile ilgili mücadele etmeniz, vatandaşı ikna etmeniz gerekir. Ekonomideki sıkılaştırma politikalarından mağdur olan  ücretli ve emekliyi arkanıza almak için politikalar üretmeniz, alternatif yeni ekonomi politikaları üretmeniz  gerekir. “ Bütün bunlar ile mücadele etmek yerine ekibiniz arasındaki rekabete yoğunlaşır ve önceliğiniz bu olur ise, hiçbir oyun kurmadan  rakibinizin  kuralları ile oyuna devam ettiğinizde kazanma şansınız yoktur.

Rakibiniz oyunu kaybedeceğini anlamış,  ancak mevcut kağıtları ile masada ise ve siz  masadaki kağıtların değişmesi için arkanızda olan yığınların taleplerine rağmen halen aynı kağıtlarla, rakibinizin elindeki kozları bildiğiniz halde oyuna devam ediyorsanız ve  hiçbir oyun kurmadan EL YÜKSELTİYORSANIZ vay halinize. Biliniz ki oyunu kaybettiğinizde mağdur olacak, arkanızda olan yığınlar sizi her an terk edebilirler.

Hele hele  oyuncularınız da ekip değil rakip,  masadaki yerlerini belirlemek için kendi aralarında mücadele ediyor ve rakibinizde bunu biliyor ise bu oyunu kazanamazsınız. Arkanızda olan yığınları yine hayal kırıklığına uğratırsınız.

Oyun kurmadan, masadaki kağıtları değiştirmeden EL YÜKSELTMEMEK  yanlışına düşmemek gerekir.  Sonra gırtlağınızdaki damarlar çatlayana kadar bağırmanız bir şey ifade etmeyecektir.