Türklere sığınanlar konusuna, toplu sığınmalardan örneklerle devam edelim.
AHISKA TÜRKLERİ: Ahıska, (Gürcüce: Akhaltsihe), Gürcistan’da Türkiye sınırına 15 km. uzaklıkta bir şehirdir. Rusların bu bölgeye verdiği coğrafî isim, Meshetya’ dır. Bundan dolayı Meshet Türkleri olarak da adlandırılırlar. Ahıska bölgesi, yarı bağımsız olarak; İlhanlı, Karakoyunlu ve Akkoyunlu devletlerine bağlı olarak kaldıktan sonra, 1578 yılında Osmanlı Devleti’nin yönetimine geçti ve eyalet merkezi hâline getirildi.
1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Rus birlikleri komutanı General Paskeviç, kenti ele geçirdi. 1829 tarihli Edirne Antlaşması’yla Ahıska, Rusya’ya bırakıldı. Bu savaştan sonra bölgeden Müslüman ve Katolik nüfusun önemli bölümü Osmanlı topraklarına sığındı. Buradan gelen Katolik Gürcüler, 1861’de İstanbul’un Bomonti semtinde Katolik Gürcü Kilisesi’ni kurdular.
Ahıska Türkleri, 1944 yılında Stalin tarafından iki saat içinde tren vagonlarına doldurularak, gidecekleri yere kadar aşağı dahi inmemek koşulu ile kapalı tren vagonlarında Orta Asya'ya sürülerek Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’a yerleştirildi. Bu sürgün Stalin'in Karadeniz kıyılarını Türklerden temizleme operasyonunun bir parçası olduğu Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra açıklanan arşivlerde ortaya çıktı.
Aynı kaderi paylaşan Kırım Tatarları ve Ahıska Türklerinin bu hazin sürgününde binlercesi yolda öldü. Ahıska Türklerinin göçünden sonra, Sovyet yönetimi tarafından sürgün edilen Ahıska Türklerinin yerine Ermeniler yerleştirildi. Ahıska Türkleri, Gürcistan parlamentosunun 2007 yılında aldığı kararla ülkeye geri dönme hakkına sahip oldu ama yerel Gürcü ve Ermeni halkı buna karşı çıktı.
Bulundukları topraklardan sürgüne gönderilen Ahıska Türkleri’ nin küçük bir bölümü, bulabildikleri imkânlar oranında, Türkiye’ye sığındılar. Bugünkü nüfusu 600.000 dolayında olan Ahıska Türkleri dünyada 15’ e yakın ülke ve yüze yakın bölgede yaşamlarını sürdürmektedir. En fazla bulundukları ülkeler ise Türkiye, Kazakistan, Rusya Federasyonu, Azerbaycan ve Kırgızistan’ dır.
Türkiye’de özellikle Artvin ve Ardahan illerinde önemli addedilebilecek Kıpçak (Ahıska) Türkü nüfusu bulunmaktadır. Ardahan’ın etnik kökenini ve kültürünü Ahıska Türkleri önemli derecede etkilemiştir.
ARNAVUTLAR: Anadolu’ya bilinen ilk Arnavut göçleri Arnavutluk’ un ve Arnavutların yaşadıkları diğer bölgelerin (eski Yugoslavya ve Makedonya) Osmanlı idaresine geçmesiyle başladı.
Fatih Sultan Mehmet, Arnavutluk’tan getirdiği Arnavutları, 1468 yılında, bugünkü İstanbul’un Arnavutköy adını alan köyüne yerleştirdi. Yine aynı dönemde Karadeniz’de Rize, Samsun ve Trabzon gibi şehirlerde de birçok Arnavut iskân ettirildi.
Balkan Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’dan çekilmesi ile Sırpların, Bulgarların ve Yunanlıların Arnavut topraklarına saldırmaları üzerine, çok sayıda Müslümanlığı kabul etmiş Arnavut da, Anadolu’ya sığındı.
Arnavutluk’ un dağlık oluşu ve tarıma elverişli olmaması da, pek çok Arnavut’un Türkiye’ye gelmesine neden oldu. Arnavutlar, içinde yaşadıkları topluma süratle adapte olurken, kendi bazı özelliklerini de topluma kabul ettirdiler. Örneğin yemeklerden “Arnavut Ciğeri”, kişilik özelliklerinden “Arnavut İnadı”, yollardaki “Arnavut Kaldırımları” artık Türk kültürü içindeki yerin almıştır.
Osmanlı Devleti idarî makamlarında çok sayıda Arnavut, görev aldı; en çok devlet adamı (Paşa- Vezir gibi) çıkaranlar Arnavutlar’ dı. Örneğin, Osmanlı Devleti’nde Sadrazamlık görevine getirilen 215 kişiden 35'i Arnavut’tu.
Yunan Hükümeti, Lozan Antlaşması'nın bir ön çalışması olarak imzalanan "Türk ve Rum Ahalinin Değişimine İlişkin Sözleşme ve Protokol"ü kapsamına Güney Epir bölgesindeki Çamerya Arnavutlarını da dâhil edip, Türkiye’ye göndermek istemiş ancak Çamerya Arnavutları buna direnmişler ve bu uygulamayı reddetmişlerdi. Yunan makamları Yanya, Preveze, Louros, Konitza, Philiyiades, Çamerya, Kastoria bölgesinde yüzyıllardır yaşayan Arnavutları Türkiye'ye göçe zorladığı gibi 1940 yılında patlak veren Yunanistan- İtalya Savaşı ve bu savaşı takip eden yıllarda Çamerya’ da yaşayan Müslüman Arnavutlara soykırım uyguladı. 27 Haziran 1944 günü, Paramiti kasabasında 1 400 Çameryalı Arnavut öldürüldü. Bunu diğerleri takip etti. 1945 yılı Mart ayına kadar süren etnik temizlik sırasında Gumenika, Margelik, Parga ve Filat kasabaları da Paramiti’nin kaderini paylaştı. Sağ kalanlar da Türkiye’ ye göç etmek zorunda kaldı.
Günümüzde Yunanistan, soykırımı kabul etmediği gibi Arnavutluk ve Türkiye gibi ülkelere giden Çamerya Müslüman Arnavutlarının geri dönmelerine izin vermiyor; mal varlıklarını iadeye ise hiç yanaşmıyor. Tarihi gelişmeleri izleyen herkes, Ortodoks olmayan her vatandaşına kuşkuyla yaklaşan Yunanistan’ın Çamerya sorununu çözmek yerine, üzerini örtmeye çalıştığını görür.
Halen, Türkiye’deki Arnavutların sayısını kesin olarak tahmin etmek çok güçtür. Çoğunluk olarak zaten bu ayrımın yapılmasını istemezler (burada yapılan sadece tarihi olayı belirlemektir)ama tahmini olan 5 milyon civarında Arnavut’un halen dillerini unutsalar bile varlığını sürdürdüğüdür.