Merhaba saygıdeğer okurlarım;
Geçen haftadan devamla, Türkiye genelinde 1016 yarışmacıyı eleyerek Türkiye Altın Ses birincisi olmam sonrası, ileriye dönük hazırlıklarım söz konusu olunca ailemi bu konuda ikna edemedim.
Gizli gizli yakın il ve ilçelerde yapılan açık hava konserlerine katılmam sonucu, buna benzer teklifler çoğalmaya başladı.
Türkiye Altın Ses birincisi unvanım halkında, menajerlerinde ilgisini çekiyordu. Beni kadrolarında görmek istiyorlardı. Tabi bu arada konser sonrası aldığım ücrette yabana atılır cinsten değildi.
Yaz konserleri bitince bütün müzikholler kış kadrosunu hazırlamaya başlamışlardı bile. Yeni yüz, yeni isim, yeni unvan tüm menajerlerin ilgisini çekmesi söz konusu iken, ben ailemi ikna edemiyordum.
Bir gün aklıma babamın arkadaşı Tophaneli meşhur tanınan isim Arap Nasri lakaplı büyüğümün Tophane’deki ofisine gittim.
Son aylardaki gelişmeleri kendisine tek tek anlattım, isteklerimi de, engellenilmemi de babam dahil, teferruatlı anlattım.
Yanında avukatı ve arkadaşım olan oğluna tek tek bakarak, “Babanla olan 40 yıllık arkadaşlığımı orada burada şarkı söyleyeceksin diye bozamam” diyerek konuyu kapattı.
Samimiyetine istinaden avukatı, ne kadar da eski kafalısınız deyince içerisi yine buz gibi oldu. Oğluna işaret edip kalkalım deyince, yüksek sesle, “Oturun atarım içeriye” diyerek (buzhane) menajerim Hayri Küçük’e telefon açtı.
Takriben 10 dakika uzun uzadıya konuştular. Bana dönerek, “Adam gibi bu işi yapabileceksen, ilk önce babana sonra bana yapımıza uymayan en ufak gelişmeleri başımıza çorap öreceksen, avukatı da, oğlumu da sende dahil hayatımdan çıkarırım bilmiş ol” diyerek beni menajer Hayri Küçük’ün yanına yolladı.
Hayri bey bir anda sitem ederek karşıladı beni, istedin de biz halletmedik mi der gibi.
Netice itibariyle Hülya Koçyiğit assolistliği altında kadro oluşturduğunu, beni de bu kadroya aldığını söyledi.
Devamı haftaya şimdilik hoşça kalın.
Saygılarımla.