Merhaba saygıdeğer okurlarım;
Bu haftaki yazıma başlamadan önce çok sevdiğim yakınımın vefat etmesi sonrası gözyaşları ile toprağa verilmesi görüntüsü, ister istemez hiçbir suçu yokken nereye gömüldüğü bile belli olmayan yüzlerce, binlerce çoluk çocuk, kadın erkeği akla getiriyor.
Biz burada cenazemize tüm dini kuralları uygularken, onların böyle bir şansı olmadı ne yazık ki.
21. asırda ama uzaktan veya yakından şahit olmak her insanın kaldıramayacağı bu katliamı unutmanın çok zor olacağı kanaatindeyim.
Benzer irili-ufaklı devletleri sömürüp, sayesinde saltanat gemisinde seyahat imkanı bulan, giyimine kuşamına, yemesine içmesine, eğlenceye bol bol zaman ayırmaları sömürülen devletler sayesindedir.
Yatağı yastığı olmayan, ertesi güne sağ çıkamama korkusuyla, soğuktan ve açlıktan birbirlerine sarılıp, çoluk çocuğundan başka bir zenginliği olmayan, hayatta kalabilme ümidi ile güne başlayan, garibanlara sesini dahi çıkaramayan, hatta katliamların devamını sağlayacak her türlü yardımı esirgemeyen devletler söz konusu.
Siz neler yaptınız neler, sömürü adına varken yok ettiniz, bir dilim ekmeğe muhtaç ettiniz, hala doymuyorsunuz.
Bu kadar inanılmaz zulme kılıf bularak yeni bir din icat ettiniz. Sizin gibi sömürücüleri arkanıza alıp, uzaktan seyre daldınız, zevk aldınız.
Ne idüğü belli olmayan bir din uğruna insanları yerinden ettiniz.
Olmadı sömürü yaptınız ve düşünceniz tatmin olmayarak yeni topraklara gözünüzü diktiniz, oralarda da yeni darbeler yaratarak toplumu birbirlerine kırdırarak ezberimizde olan hikayeyi tekrarlamak an meselesi.
Bugün bakıyorum da sömürge sayesinde şan, şöhret sahibi devletlerin belli bir oranda sıkıntısı var galiba.
Onun içindir ki alacak defteri yıllar sonra arşive atılmışken, şimdi yaprak yaprak kontrole dönüştü.
Yoksa yeni dini lideriniz sizi kucaklamaktan vaz mı geçti, gelmeyecek mi?
Ben size ne dedim siz ne yaptınız, acıların, çilelerin, dökülen kanın üzerinde yapı durma, yaşam olmaz, demedim mi?
Saygılarımla…