Kur korumalı mevduat (KKM) Türk Lirası mevduat hesaplarına faize ek olarak kurda oluşacak değişimlerin farkını da eklemek suretiyle yüksek getiri vermeyi amaçlayan bir mevduat çeşididir.
Bu sistem; Türk Lirası mevduatlardan kur korumalı mevduata geçenler ile döviz tevdiat hesabını bozdurarak kur korumalı mevduat hesabı açan mevduat sahiplerine uygulanmakta. Başlangıçta Türk Lirası mevduatın kur farkları Hazine tarafından bütçeden, döviz tevdiatından gelen kur korumalı hesapların kur farkları da Merkez Bankası tarafından ödeniyordu. Temmuz 2023 tarihinde yürürlüğe giren torba yasa ile yeni açılacak kur korumalı mevduatlardan kaynaklanan tüm kur farkların TCMB tarafından karşılanması kabul edildi.
KKM hesaplarının çıkışı ve uygulama süreci ise şöyle; 2021 yılı Eylül ayında, enflasyon ile TCMB belirlediği Politika faizi %19 iken siyasi iradenin kararına paralel TCMB faizleri düşürme kararı aldı. Faizlerin düşmesi ile zaten yükseliş sinyalleri veren enflasyon tırmanmaya başladı. Enflasyonun altında faiz alanlar kendilerini korumak için gayrimenkule, taşıta vb. emtia ile dövize yöneldiler. Sonuç olarak enflasyon ve dövizde yükseliş başladı.
Faizleri yükseltemeyen ekonomi kurmayları enflasyonu ve döviz artışını durdurabilmek için Kur Korumalı Mevduat hesabı adı altında bir uygulama başlattı. KKM’ların cazip hale gelmesi için vergi avantajı da sağlandı, KKM’lardan kesinti yolu ile yapılan vergilerin tahsil edilmemesine karar verildi.
KKM’ın 2023 bütçesine ilk yedi aylık yükü 34.5 Milyar TL’sıdır. 2022 yılında gerçekleşen yıllık yük 92,5 Milyar TL. 2023 yılının kalan 5 ayında vadesi gelmemiş KKM ile bütçeye yükün 90-100 Milyar TL civarında olacağı tahmin ediliyor. Merkez Bankasının ise KKM hesapları için ödediği kur farkı zararını açıklamadığı için bilinmiyor.
Faizleri enflasyonun altına çekerek ;
Bankaların müşterisine ödemesi gereken faizlerin, kur artışından kaynaklanan farklarının bütçeden karşılanması bütçe açığının artmasına sebep olmuştur. Ek vergi ve vergi oranlarında yapılan artışlar ile karşılanmaya çalışılan bütçe açığının yükünü dolayısıyla tüm vatandaşlarımız taşıyacaktır.
TCMB, KKM’dan kaynaklanan zararları hazineye devredeceği karından yada para basarak karşılayacaktır. Bunun başka bir yoktur. İki uygulamanın sonucunda bu zararlar bütçeyi olumsuz etkileyecek, yükü tüm vatandaşlarımız pahalılık ve ek vergiler yolu ile taşıyacaktır.
KKM’ların faizlerinden stopaj yolu ile vergi kesintisi yapılmaması nedeniyle tahsil edilecek vergiler Bütçeye gelir olarak kaydedilemeyecektir.
Ekonominin temel kurallarını göz ardı ederek, faizleri enflasyonun altında belirlemek suretiyle yapılan bu hatadan yavaş yavaş vazgeçilmeye çalışılmaktadır.
24.08.2023 tarihinde Para Politikası Kurulu, Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 750 baz puan arttırarak yüzde 17,5’ten yüzde 25’e yükseltilmesine karar verdi. Önümüzdeki günlerde faizlerin daha da arttırılacağı iradesi TCMB tarafından kamuoyuna yansıtıldı. Bunun dışında TCMB’nın bankaların karşılık oranlarını arttırması ile KKM hesaplarından TL mevduat hesaplarına geçişler başladı.. Bu uygulamalar neticesinde kur koruma hesaplarında düşüş 60 Milyar TL’sına ulaştı.
Özetle yapılan bu yanlış uygulama ekonomimize olan güveni zedelemiş, Türk Lirasından kaçışa, enflasyonun artışına neden olmuştur. Yeni önlemler alınsa da enflasyonun tekrar tek hanelere düşme hedefi ilerideki yıllara kalmıştır.