GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Bugün, taa Afyonkarahisar’a kadar gidecek ve (bana iletilen) orada yaşanan bir olayı nakledeceğim.
Soğuk bir kış günüdür.
Jandarma, Afyonkarahisar'da trafik uygulaması yapmaktadır.
Yaşlı bir amca ve yanında seyahat eden eşinin aracını kontrol için çevirirler.
Kontrolden sonra bir kaç eksiklikten dolayı amcaya ceza yazılır.
*
Amca makbuzunu alıp aracına doğru giderken geri döner ve Jandarma Astsubay Zeki Marmara'ya;
“ Evlâdım sana bir kere sarılabilir miyim?” der.
Asb. Zeki Marmara insanların ceza yazıldıktan sonra söylenmesine alışıktır.
“ Hayırdır amca niye sarılacaksın?” diye sorar.
Amca:
“ İçimden geldi evlâdım...” der.
Asb. Zeki Marmara; sıcak bir tebessümle;
“ Gel sarılalım!” der.
Sarılırlar...
Ayrıldıklarında amcanın gözleri yaşlıdır.
Ve hızla aracına doğru yürüyüp biner.
O esnada Astsubay Zeki Marmara hiçbir şey anlamadığı bu durumu açıklaması için;
“ Amca niçin ağladığını bana söyleyeceksin?” diye ısrar eder.
Amca gözleri buğulanmış olarak yanında ki hanımına dönüp bakar.
Teyze de ağlamaktadır.
Bu esnada Jandarma Uzman Çavuş Faruk Yayla da yanlarına gelmiştir.
Amca ısrara dayanamaz.
Astsubay Zeki Marmara'ya şefkatle bakar ve
“ Oğlum yaşasaydı senin yaşlarında olacaktı. Cizre'de şehit düştü” der.
Astsubay Zeki Marmara ve Uzman Çavuş Faruk Yayla, kurşun yemiş gibi sarsılırlar.
Bir müddet gözleri birbirlerine takılı kalır. O an zaman durur, dünyevî tüm sıkıntılar mis kokulu evlâtlar unutulur...
Afyon'un soğuğunda yürekleri alev alev yanmaktadır.
Amca aracını vitese takar yürümek üzereyken aracını durdurup ceza makbuzunu geri isterler.
Zorla da olsa elinden alırlar.
Amcanın ellerini öpüp;
"Biz de senin evlâdın sayılırız ve evlâtlar babalarının cezasını öderler. Gerçi bu cezanın bedeli Cizre'de çoktan ödenmiştir. Lâkin kabul edersen bir kerede biz ödemek istiyoruz ” deyip amcayı hürmet ve saygıyla yolcu ederler.
Kahraman Jandarma personelimizin şahsında, bu ülkenin kuruluş ve bekası için can veren/ can vermekten bir an bile kaçınmayan tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum; ruhları şâd, mekânları Cennet olsun!
Aydınlık ve esenlik dolu günleriniz bol olsun!
NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!