GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
İstanbul’un fethi sırasında, 1453 yılı 21 Nisan’ı 22 Nisan’a bağlayan gece, II. Sultan Mehmet, Boğaz’da ve Marmara’ da bulunan donanmasından 70 kadar gemiyi karadan kaydırarak Haliç’e indirmişti.
Her ne kadar II. Sultan Mehmet’in yaratıcı kabiliyeti ve cesareti bunu yalnız başına bulabilecek kadar kuvvetli ise de, ilk çağ tarihinde veya daha yakın tarihlerdeki örnekler kendisince meçhul olmadığı için böyle bir işe girişmek fikrini onlardan almış olması muhtemeldir.
Tarihte, donanmaların bir denizden diğerine nakli için birçok örnek vardır:
1. Arganotlar’ın, Toison d’Or (Altın Yapağı) koyunu bulmak için yaptıkları seferde, gemilerini birçok defa karadan naklettiklerini Herodot yazmaktadır.
2. Pelepones Harpleri sırasında, 428’de, Hylos’un Atinalılar tarafından muhasarası esnasında, Ispartalılar 60 kadar gemiyi Locadie berzahından geçirmişlerdi.
3. Axion Muharebesi’nden sonra Auguste, donanmasını Korint berzahının bir tarafından diğer tarafına geçirmiş, diğer bir sefer esnasında, donanmasını bir mil genişliğinde bulunan Amiros berzahından aşırmıştı.
4. Avar Hanı Abseh, 626’da İstanbul’u muhasara ettiği zaman, beraberinde bulunan Slavlar, büyük miktarda Pirogu, karadan naklederek Haliç’te denize indirmişlerdi. Bunlarla Roma (Tarihte hiçbir zaman Bizans diye bir devlet olmamıştır. Kostantinopolis yani İstanbul, Roma İmparatorluğu’nun başkentiydi) donanmasına hücum ederek Haliç’ten çıkarmaya çalışmışlardı.
5. Romalı Amiral Nicetas Oryphas, 872’de Pelepones sahillerine tecavüz eden Araplara karşı hareket edebilmek için, donanmasını Korint berzahından aşırmış ve bunlara baskın tarzında taarruz ederek imha etmişti.
6. IX. yüzyılda Paris’i iki defa muhasara eden Normanlar, gemilerini karadan naklederek iki mil uzaktaki Seine Nehri’ne kadar getirmişlerdi.
7. Malazgirt Zaferi’nden sonra Anadolu’ya yayılan Türk beylerinden Kutalmışoğlu Süleyman, 1075’te İznik’i ele geçirmiş ve burasını kurduğu devletin başkenti yapmıştı. 1097’de Haçlılar İznik’i kuşattılar. Kuşatma, 14 Mayıs 1097’de başladı. Şehrin savunması oldukça kolaydı. Etraf tamamen surlarla çevriliydi. Ayrıca gölden de kayıklarla çeşitli ihtiyaç maddeleri şehre taşınabiliyordu. Roma (Bizans) İmparatoru Alexi Comnene, Türklerin bu yardım yolunu kapatmak için ilginç bir yola başvurdu. Gemlik Körfezi’ne giren gemilerini karadan 15 km. kadar kızaklar üzerinde çektirerek, takriben bugün Orhangazi’nin bulunduğu bölgeden göle indirdi. Yardım yolları kesilen Selçuklular, 26 Haziran 1097’de kenti Romalılara (Bizanslılara ) bırakarak çekildiler. İşin daha da ilginç yönü, karadan nakledilen bu gemilerin içinde Turkopol denilen Türk asıllı paralı askerlerin bulunmasıydı.
8. Gemileri karadan yürüten ilk Türk de, Gazi Umur Bey’dir. Umur Bey, 1339’da, Yunanistan’a yaptığı bir seferde, gemilerini Korint Berzahı’ ndan öbür tarafa aşırarak düşman üzerinde baskın tesiri yaratmıştı.
1453 yılında İstanbul’un fethi sırasında Fatih’in yanında bulunan Tursun Bey, “Tarih-i Ebü’l- Feth” isimli eserinde, gemilerin karadan Haliç’e indirilmesini şöyle anlatmaktadır:
“…Emr itti ki, kadırgalar ve fâyık kayıklardan bir niçe gemiler kal’a-i kal’atâ (Galata Kalesi) ensesinden, boğaz denizinden kurudan çektürüp lîmûn denizine salalar. Tâ ki min külli’i- cevânib muhasara kılınup, düşmenün tebeddüd ü teferrukına sebeb ola.
Be fermân-ı kader- tüvân ile san’at-i cerr-i eskâlde mâhir mühendisin ve mellâhin hâzır olundı..Ber- vefk-ı merâm-ı Pâdişâh-ı İslâm, gemileri gûnâgûn ve levnâlevn (rengarenk) bayraklar ile bezeyüp, yelkenler açtılar. Kal’atâ (Galata) ensesinden havâda yürittiler, belki uçurdılar.”
Fetih sırasında surlar içinde ve Roma (Bizans) İmparatoru yanında bulunan Nikolo Barbaro da, “Kostantıniyye Muhasarası Ruznâmesi” adını verdiği kitabında, gemilerin karadan yürütülüşünü şöyle anlatmaktadır:
“…Sütunlar mevkiinde bulunan donanmasından bütün taifelerini karaya çıkarttı ve Pera şehri üzerinde bulunan dağı düz bir hale getirdi. Sahilden yani donanmasının bulunduğu sütunlar mevkiinden başlayarak 3 mil uzakta olan Kostantiniyye limanı dâhiline kadar her yeri mükemmel bir surette tesviye ettiler. Türkler tesviye ettikleri topraklar üzerinde çok miktarda muhaddeb (dışbükey/tümsekli) yuvarlaklar koyup bunları iç yağ ile mükemmelen yağladılar. Bunun üzerine bizzat kendisi donanmasının bir kısmının Kostantiniyye limanı dâhiline geçirtilmesi işine başlanılmasına karar verdi. …Neticede Kostantiniyye limanı dâhiline Pera civarından tam 72 tekne geçirildi.”
İstanbul’un fethi sırasında, 1453 yılı Nisan ayında, gemilerin karadan yürütülerek bir gecede Haliç’e indirilişini, günümüzdeki bazı tarihçiler kabul etmemektedirler.
Benim kanaatime göre de, gemilerin bir gecede karadan yürütülerek Haliç’e indirilmesi mümkün değildir. Bu işin gerçekleştirilmesi için mutlaka önceden bazı hazırlıkların yapılmış olması gerekir.
Şüphesiz bir ön çalışma yapılmış, plânlar hazırlanmış ve sonra da icraata geçilmiştir.
Burada esasen üzerinde durulması gereken konu, yapılan bu taktik harekâtın, stratejiye nasıl etki ettiğidir. Bu konu üzerinde nedense kimse durmamaktadır.
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.
NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!