Merhaba sevgili okurlarım,

6 Şubat tarihinde yaşadığımız deprem felaketi sonrasında bizler, daha doğrusu yıkım bölgesi dışında olanlar medya aracılığı sayesinde bu inanılmaz dramatik manzaraya şahit olduk. Televizyonun başından ayrılamadık. 3 gün sonra, 6 gün sonra, 10 küsür gün sonrasında bile yaşama tutunan vatandaşlarımızın kurtarılmasını canlı yayınlarda gece gündüz izledik. Kurtarılan her yaştaki depremzedeye çocuklar gibi sevindik, sevinçten gözyaşı döktük.

Yardımlar konusunda tüm kurum ve kuruluşlar, dernekler, STK’lar, vakıflar ve spor kulüplerinin dayanışmasını izledik. Diğer devletlerden gelen yardımların yanında, ülkemizde yaşayan başta sporcuların maddi manevi gayreti, bir başka duygu yüklü görüntülerdi.

Bu konuda sınıfı geçtik bence. Son yüzyılın geniş çaplı afetine yetişebilmek, ufak tefek aksaklıklarla bile olsa şimdilik büyük bir başarı örneği gibi gözüküyor.

Tabi bu arada coğrafi olarak fay hatları bölgelerimizin çoğunlukta olması bu felaketin tetiklenmesine vesile olmuştur. Ancak konutlarımızın zemin etüdüne uyum sağlanarak yapıldığı konusu görülüyor ki atlanmış. Hani derler ya balık baştan kokar diye, demir ve demir bağlantıları ile beton kalitesini yazmıyorum bile.

Özetle siz sayın okuyucularımla paylaşmak istediğim konu, binalarımızın tuzla buz olmasına vesile olan, şahsi çıkar uğruna yüzde 80 felakete zemin hazırlayan, gözü dönmüş bazı kişileri unutturmayıp, hiç olmazsa bundan sonrasında yapılacak konutlar ve buna benzer yapılar için dikkatli ve vicdanlı oluruz.

Saygılarımla.