GÜNAYDIN/ TÜNAYDIN Değerli Okurlar;
Yerel Basın ile Ulusal Basın arasında önemli bir ilişki vardır; Yerel Basın, Ulusal Basın’ ı besler.
Yerel basın, yönetim kadrolarının değil, bölge halkının sesidir, nefesidir.
Halkın sesinin gür çıkması ise demokrasinin ta kendisidir.
Yerel basın halkın sesi olduğuna göre, bu sesin daha gür çıkmasına köstek değil, destek olmak gerekir.
Unutulmamalıdır ki;
Yerel basının güçlü olması, yerel yönetimlerin de güçlenmesini sağlar.
Yerel yönetimlerin güçlenmesi ise demokrasinin gelişmesine katkıda bulunur.
Yerel yönetimlere düşen en önemli görevlerden birinin, yerel basının sorunlarının çözümüne yardımcı olmak olduğunu düşünüyorum.
Yalova’ da internet haber siteleri dışında günlük üç gazete ( Yalova Gazetesi, Haberci Gazetesi, Yalova Hayat Gazetesi) ve bir haftalık gazete (Manşet Gazetesi) var.
Adlarını saydığım bu yerel basın, çok büyük zorluklarla yayın hayatına devam etme çabası içinde…
Kanaatimce, ulusal basının hafta sonları çıkan bölge ekleri de, yerel basına indirilmiş darbedir.
Bilinçli toplumlarda Yerel Basın’ ın ağırlıklı bir durumu vardır; önemsenir.
Bizde ise ne yazık ki, kısmen önemsenmesinin yanında oldukça küçümsenir.
Küçük yerlerde yerel basının işi gerçekten çok zordur.
Hangi konuya el atsa, nereye dokunsa, tepki görür; kimseye yaranamaz.
Esasen, yerel basının kimseye yaranma kaygısı olmamalıdır; böyle bir durum söz konusu olursa, basının etik değerlerinin dışına çıkılmış olur.
Yerel Basın, reklâmlarla ayakta durmaya çalışır.
Bu da zordur!
(Resmî ilânların dışında) Reklâm aldığınız kurum, kuruluş, iş yeri aleyhine bir yazı- haber- yorum ya da bir fotoğraf yayımladığınız an, reklâm bıçak gibi kesilir; ne yapacağınızı bilemezsiniz.
Hata ve yanlış yaptığını anladığınız kurum- kuruluş hakkında görmezliğe gelip hiçbir şey yazmamayı ya da tam tersi yağcılık yapmayı da içinize sindiremezsiniz.
Zordur, yerel basın yöneticiliği…
Yerelde ya da mahallinde ön plânda olan kişiler, hep kendi lehlerinde yazı yazılsın, hataları görülmesin isterler. Abartmayayım ama çoğu kişinin istediği, yandaş basındır.
Basit bir spor olayını ele alalım.
İki amatör takım arasındaki maçı izleyen yerel basın muhabiri, bir takım için “kötü oynadı, iyi yönetilemedi” diye yazdığı anda, genellikle, o takımın yöneticileri ya da Teknik Direktörü tarafından dışlanır.
“Kötü oynadı” diye tek yıldız verilen bir oyuncu, muhabire küser, darılır.
Hadi buna herkesi katmayalım da “çoğunluk” diyelim, (kötü oynasa bile) hakkında güzel şeyler yazılsın ister.
Ben bir amatörüm, mesleğim gazetecilik değil. Mesleği gazetecilik olanlara ve bu meslekten ekmeğini kazananlara büyük saygı duyuyorum.
Özellikle yerel basına ve yerel basının temsilcilerine saygı gösterilmesinin zorunlu olduğuna da yürekten inanıyorum.
Bu konuda yazmaya devam edeceğim.
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.
NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!