GÜNAYDIN Değerli Okurlar,

Çarşıda, pazarda ve marketlerdeki sebze ve meyve fiyatları el yakıyor.

Ve ne yazık ki, fiyatlar giderek yükseliyor.

Marketlerdeki fiyat kontrolleri yararlıdır, ancak kontrollerin yeni zamlara engel olabileceğini düşünmüyorum. Zira üreticinin sorunları çözümlenmeden ve nakliyenin maliyeti düşürülmeden gıda maddelerinde fiyat düşüşleri yaşanamaz!

Yalova’ da tüketilen sebze ve meyvenin çok büyük kısmı Akdeniz bölgesindeki üretim yerlerinden geliyor.

Mesafe uzak!

Aramızda kilometreler var.

Bu ürünler uzun bir yoldan Yalova Hali’ ne geliyor, buradan dağılıyor.

Her gün ya da her ay, Hal’ e ne kadar mal girdiği de belli!

Oldum olası merak ediyorum.

Yalova, kendi tükettiğini kendi üretemez mi?

İstanbul’ da bir pazarda kendi gözlerimle gördüm; Yalova’ da üretilen bir sebze, “Yalova ürünü” diye satılıyordu.

Yalova’ ya dönünce merak edip inceledim. Aynı ürünün, pazarda Antalya civarından geldiği söylendi.

Yalova Valiliği, 8- 14 Mayıs 1998 tarihleri arasında bir Yalova Kongresi düzenlemiş, kongrede Tarım Kongresi de bir Sonuç Raporu hazırlamıştı.

Merkezî ve yerel yönetim kadrolarının bu kongre sonuç raporlarını okuyup öğrenmeleri gerekir. Emek verilip hazırlanmış olan bu raporlar, aynen uygulanmasa da hiç olmazsa bir yol gösterici olur.

Yalova’ da son derece yetenekli ve konularına hâkim Ziraat Mühendisleri var.

Onların plânlaması, koordinasyonu ve yönlendirmesiyle kurulacak kooperatifler eliyle, Yalova’ nın her türlü sebze ve meyve ihtiyacı karşılanabilir.

Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü gibi bir hazine var.

Her türlü bilgi birikimini samimiyetle ortaya koyabilir.

Elde edilecek ürünler hem piyasaya göre çok daha ucuza mal olur, hem de köylü kalkınır.

Yalovalı ve Yalova’ nın yönetim kadrolarında görev yapanlar, Atatürk’ ün Millet ve Baltacı Çiftliklerini neden ve hangi amaçla kurduğunu, nasıl işlettiğini bilmek zorundadırlar.

Birkaç küçük örnek vereyim: Atatürk’ ün çiftlikleri kurma amaçlarından biri çevre köyleri kalkındırmak, onlara örnek olmak ve İstanbul gibi bir büyük kentin pazarını hedeflemekti. Yalova köylüleri hem çiftliklerden bir şeyler öğreniyor, hem de ürünlerini bu çiftliklere satıyorlardı. Örnek çok: 1932 yılında halka 30 000 dut fidanı ve çok sayıda bağ çubuğu dağıtıldı. Yalova’ da çiftliklerde ve köylerde konserve yapılacak şekilde “kuşkonmaz” üretilmeye başlandı. Yine Atatürk döneminde Yalova civarındaki araziye 12 binden fazla şeftali, erik, elma, kiraz, vişne, kayısı fidanı dikildi. Yapılanları belirtmek bakımından bunlar küçük örnekler…

Atatürk döneminde, günümüzde Enstitü arazisinde Millet Bahçesi yapılan alanda, mevcut zeytinlik geliştirildi ve buraya İtalya’ dan 6 000 fidan daha getirildi. (Ne oldu burası?)

Şimdilik bu kadar, tarım ve hayvancılığa önem verilmesi gerektiğini belirten yazılara devam edeceğiz.

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.

“Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.” (ATATÜRK)