GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Modern Türk Devleti’ nin temeli olan Türk Milleti’ nin oluşmasında etken olan unsurlar içinde din birliği esası yoktur. Atatürkçülük’ te Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti’ ni kuran, zengin bir geçmişe sahip olan, sahip olunan geçmişin korunmasında iradeleri ortak olan insanlardan meydana gelmiştir.
Bu husus Türk Milleti’ ni oluşturan kişilerin büyük çoğunluğunun Müslüman olduğu gerçeğine karşı değildir ve bu durumu değiştirmek amacı içermez.
Devlet belli toprak üzerine yerleşmiş ve kendine has bir kuvvete sahip kişilerin bütününden meydana gelen bir varlıktır.
Devletin gücü siyasîdir, dinî değildir!
“Devleti oluşturan milletin üzerinde etkisini sürdüren kuvvet, kişi olarak hiç kimse tarafından verilmiş değildir. O bir siyasî nüfuzdur ki, devlet kavramının özünde vardır. Devlet onu halk üzerinde uygulamak ve milleti dışa ve diğer milletlere karşı savunmak yetkisine sahiptir. Bu siyasî nüfuz ve kudrete irade veya egemenlik denir.” (Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M. K. Atatürk’ ün El Yazıları, TTK Yayını, Ankara, 1959, Sayfa 388)
Bu güç millî gücün bütün unsurlarını etkiler. Bu güç dünyevîdir, bu güç Atatürkçülükte Türk Milleti’ ni çağdaş toplumlar içinde yaraştığı düzeye yükseltmek ve Türkiye Cumhuriyeti’ ni sarsılmaz temeller üzerinde, her gün daha güçlendirmek için kullanır.
Türk Devleti siyasî gücün kendisine Allah tarafından verildiğini iddia etmez.
Türk Devleti’ nde yasama, yürütme ve yargı olarak gruplandırılan vazifeler, bilimsel esaslara göre kanunlar, yönetmelikler ve yönergelerle düzenlenir.
Türk toplumunda Türk Milleti’ ni oluşturan kişilerin dâhil oldukları temel müesseselerden eğitim, ekonomik, sosyal, askerî, yasama ve yürütme ile görevli müesseselerin, modern ve gelişen teknolojiyi kullanarak Türk Devleti’ ni millî hedeflere ulaştırması gerekmektedir. Bu müesseselerin dinî esaslardan etkilenmesi söz konusu değildir.
Ancak, din vardır ve lüzumludur.
Türk Milleti’ ni oluşturan kişilerin seçtikleri çeşitli dinler vardır ve tamama yakın çok büyük çoğunluk İslâm dinini seçmiştir.
Temel müesseselerden olan aile müessesesi ise milleti meydana getirir.
Tabiat kanunlarının etkisi altında olan aile müessesesi, üyelerinin isteği ile seçtikleri ve uyguladıkları dinî esasların da tesiri altındadır.
Ancak ailenin kurulması ve dağılması, evliliğin temel yapısı, mal ve mülk edinme esasları, miras ve bunlar gibi dünyevî hususlar devlet tarafından düzenlenir.
Dinî esasların kişiler tarafından uygulanması Allah ile kul arasındadır.
Atatürk diyor ki:
“ Allah dünya üzerinde yarattığı bu kadar nimetleri, bu kadar güzellikleri insanlar istifade etsin, varlık içinde yaşasın diye yaratmıştır ve en büyük ölçüde yararlanabilmek için de bugün evrenden esirgediği zekâyı, aklı insanlara vermiştir.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayını, Ankara, 1952,Sayfa 107)
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.
“Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.” (ATATÜRK)