Kendir, "Bir depremle karşı karşıya kaldık. Öncesinde 4 büyüklüğünde, ardından 6.2 ve bu depremin artçılarıyla devam eden, 5.2’ye kadar varan depremler yaşadık. Öncelikle karşı karşıya olduğumuz depremin ne olduğunu iyi anlamamız gerekiyor. Bugün meydana gelen deprem, 17 Ağustos 1999 depreminden sonra beklenen Marmara depreminin olası merkez üssünde gerçekleşti. Yani bu, deprem uzmanlarının ve bilim insanlarının ‘sismik boşluk’ olarak tanımladığı alanda meydana geldi. Bu nedenle bu deprem bizim için çok önemli ve dikkatle takip edilmelidir. Vatandaşlarımızın da yetkilileri dinleyerek ona göre hareket etmeleri gerekiyor." dedi.

Kendir açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

"6.2 büyüklüğündeki depremin ardından 5.2 büyüklüğünde bir başka deprem meydana geldi. Aynı bölgede bu büyüklükte depremler olabiliyor. Depremin oluş yeri, büyüklüğünden belki daha da önemli. Olası büyük Marmara depremiyle ilgili gelişmeler yaşanabilir ama bu, büyük depremin hemen olacağı anlamına gelmez. Ancak, oluş yeri itibarıyla, bu durum tüm meslektaşlarımızı endişelendirmektedir. Bu nedenle, Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden elde edilen tecrübelerle, bugün yapısal güvenliği olmayan binalarda yaşayan vatandaşlarımızın, 23 Nisan etkinliklerini de fırsat bilerek parklara ve açık alanlara yönlendirilmesi uygun olacaktır. Yetkililer bu konuda gerekli açıklamaları yaparlarsa, vatandaşlar da sonrasında evlerine dönebilirler."

Kendir, bu depremin Marmara depremi olmadığını vurgulayarak şöyle devam etti:

"Bu kesinlikle büyük Marmara depremi değildir. Ancak, beklenen büyük depremin gerçekleşmesi öngörülen yerde, daha küçük çaplı bir deprem meydana gelmiştir. Bu, bizim için çok önemli bir veridir. Çünkü bu bölge, sismik olarak en az hareketin olduğu bir alan ve büyük depremler genellikle bu tür bölgelerde meydana gelir. Bu nedenle bu depremin olması, daha büyük bir depremin olabilme ihtimalini artırmaktadır. Bu sürece ihtiyatla ve bilinçle yaklaşmak zorundayız. Bu bilinci ve dikkati kim göstermeli? Marmara Denizi’ne kıyısı olan Tekirdağ, İstanbul, Yalova, Bursa, Çanakkale gibi tüm illerimiz bu uyarıyı ciddiye almalı, bilim insanlarını dinlemeli. AFAD, Kandilli gibi yetkili kurumlarımızın açıklamaları takip edilmeli ve bu doğrultuda hareket edilmelidir."

Kendir, sözlerini şöyle tamamladı:

Yalova’da Müsilaj Tehlikesi! Yalova’da Müsilaj Tehlikesi!

"Uzmanların, İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen depremin stres azaltıcı değil, tam tersine stres yükleyici olabileceği yönündeki açıklamalarına da saygı duyuyorum. Ancak stresin azalabilmesi için bu ve benzeri 6.2 büyüklüğünde en az 30 deprem daha olması gerekir ki bu da oldukça düşük bir olasılık. Dolayısıyla bu deprem ne kadar stresi azaltır ya da yükler, bunu kesin olarak bilmemiz şu an mümkün değil. Önemli olan, depremin meydana geldiği yer ve bu yerin kırık sistemi içindeki konumudur. Bu yüzden bu depremi önemsiyoruz. Bu bölgede 3 ila 4 büyüklüğünde depremler olduğunda bile endişeleniyoruz ki bugün 6.2 büyüklüğünde bir deprem yaşandı. Bu bir öncü mü, başka bir şey mi, bunu şu anki verilerle tespit etmemiz mümkün değil. Ancak dikkatli olunmalı ve bilinçli hareket edilmelidir. 17 Ağustos 1999'dan bu yana 26 yıl geçti ve hâlâ büyük bir Marmara depremini bekliyoruz. Belki de önümüzde 25 yılımız daha var. O yüzden bugünden itibaren planlı ve bilinçli bir şekilde önlem almamız gerekiyor. Bir sorun yumağı haline gelmeden, küçük adımlarla çözüm üretmemiz şart. Bilim insanlarının yapacakları açıklamalar elbette ki önemlidir. Farklı uzmanlardan farklı yorumlar gelebilir ama bu, Marmara bölgesinin depremselliği gerçeğini değiştirmez. Önlem almalı, bilinçli hareket etmeli ve vatandaşlarımıza da depremin meydana geldiği yerin önemini açıkça anlatmalıyız. Çünkü bu, olası Marmara depreminin merkez üssü olarak öngörülen bir bölgede meydana gelmiştir ve bu alanın artık hareket ediyor olması hepimizi endişelendirmektedir. Bu nedenle herkesin bilinçli bir şekilde harekete geçmesi gerekiyor."

Muhabir: Göktuğ Doğukan Yüksel