Cumhuriyet’in ilânından sonra, Atatürk, Çankaya dışında çalışma yeri olarak Bursa’yı benimsemişti; İstanbul’dan uzak duruyordu.
O, trenle İzmit’e geliyor, buradan bir vapurla Mudanya’ya geçiyor, Mudanya’dan da tren veya otomobille Bursa’ya gidiyordu. Dönüşü de genellikle aynı yoldan oluyordu.
Atatürk, İstanbul’dan yapılan davetleri de kabul etmiyordu. Örneğin, 22 Eylül 1925’te, 500 kadar İstanbullu’nun Kınalıada Vapuru ile Armutlu’ya gelip, Ertuğrul Yatı’ndaki Atatürk’e bağlılıklarını bildirip davet etmelerini cevapsız bırakmıştı.
Atatürk, Cumhuriyet’in ilânından sonra, İstanbul’a, ilk kez 1 Temmuz 1927’de gitti. Bu gidişinde tam 90 gün İstanbul’da kaldı. Zaman zaman Mudanya üzerinden Bursa’ya gidiyordu ama bu günü birlik oluyor, sonra tekrar İstanbul’a Dolmabahçe Sarayı’na dönüyordu.
1928 yılı da aynı şekilde geçti. Bursa’ya gidecekse yolu mutlaka Mudanya’dan geçiyordu. Henüz Yalova gündemde değildi, adı bile geçmiyordu.
Atatürk, İstanbul’a geldiği 1929 yılı Ağustos ayında, Yalova’yı ziyaret etti. Yanında dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Özel Kalem Müdürü Tevfik, Başyaveri Rusuhi, Kılıç Ali ve Recep Zühtü beyler olduğu halde, 19 Ağustos 1929 günü, saat 16:00’da, Ertuğrul Yatı ile İstanbul’dan hareketle Yalova’ya geldi. Atatürk’ün geldiğini duyan halk, kıyıya toplanmış, büyük tezahüratta bulunuyordu. Alkışlar arasında karaya çıkan Atatürk, otomobiline binerek önce kaplıcaya küçük bir gezinti yaptı.
Atatürk, kaplıcayı gördükten ve burasının geliştirilmesi için aydınlatıcı talimatlar verdikten sonra, Baltacı Çiftliği’ne gitti. Bu sırada bu çiftlikte göçmenler bulunuyordu.
Göçmenlerin durumunu inceleyen Atatürk, saat 20:00’de hareket ederek, İstanbul’a döndü.
Atatürk, hemen ertesi günü, 20 Ağustos 1929’da, tekrar Yalova’ya geldi. Ancak bu sefer Millet Çiftliği’ne doğru bir gezinti yaptı. Buradan Termal’e ve Koruköy’e gitti. Gezisini tamamladıktan sonra İstanbul’a döndü.
Atatürk, 21 Ağustos 1929 günü, Bursa’ya gidecekti. Önce Yalova’ya geldi; buradan kara yoluyla Bursa’ya gitti. Ancak Atatürk’ün dönüşü ertesi günü Mudanya üzerinden oldu. Atatürk, büyük bir olasılıkla Yalova-Bursa yolunu yetersiz bulmuştu.
Atatürk, 24 Ağustos 1929 Cumartesi günü, Ertuğrul Yatı ile tekrar Yalova’ya geldi. Ancak, bu sefer yanında Başbakan İsmet (İnönü) Paşa da bulunuyordu.
İşte bundan sonra Yalova, artık Atatürk’ün yazlık çalışmalarını yaptığı, dinlendiği ve en önemli kararları aldığı bir yer oldu. Çok önem verdiği toplantılara Yalova’da hazırlandı. Yerli ve yabancı devlet adamlarını ve konuklarını Yalova’da ağırladı.
Atatürk, Yalova’ya bir davet üzerine değil, kendiliğinden gelmişti. Bu sıtma yatağını görür görmez de sahiplendi. Her gittiği yer, yerinden oynarken, Türkiye’nin çok daha gelişmiş ve güzel yerleri dururken, Atatürk, Yalova’yı seçti.
Termal’i dünyaca tanınmış bir sağlık merkezi haline getirmeye çalışan Atatürk, yörenin kalkınmış, yaşanabilir ve çağdaş bir yer olması için büyük çaba gösterdi.
Atatürk, Yalova dışında hiçbir yere bu kadar sık gitmemiş ve hiçbir yerde iki çiftlik ve üç ev sahibi olmamıştır.
Atatürk, Yalova’ya en son 21/22 Ocak 1938 gecesi, sabaha karşı geldi. 20 Ocak 1938 günü Ankara’dan trenle yola çıkmıştı. Trenden Derince’de indi. Akay idaresinin Heybeliada Vapuru ile Yalova’ya geçti. Yeni yapılan Termal Oteli’nin ilk konuğu oldu.
Atatürk, Termal’in dünyaca ünlü bir sağlık merkezi olmasını istiyordu. Termal Oteli’ni bu amaçla yaptırmıştı. Ne yazık ki, otelde misafir olarak bulunduğu ilk gün hastalığı teşhis edildi. Bütün keyfi kaçmıştı. 1 Şubat 1938’de, bazı fabrikaları açmak için Bursa’ya gitti. Bu ise, ulu önder Atatürk’ün Yalova’dan son ayrılışı oldu.