GÜNAYDIN Değerli Okurlar,

Yalova tarım- sanayi, tarım- yapılaşma seçenekleri arasında yönünü bulmaya çalışan ve artık tercihini giderek tarım aleyhine koyan bir il durumuna gelmiştir.

Tarıma saygının ilk adımı sanayi ve konut yerleşimlerinin değersiz topraklara kaydırılması olacaktır. Bilinen tarımsal özelliğini koruyarak, yetiştirilecek yeni tarım ürünlerini iyi belirleyecek bir Yalova, tarımda üretim politikasını saptamayı becerememiş bir ülkenin il’i olmaktan kaynaklanan şanssızlığına dur diyecektir.

Yalova bugüne kadar yaratılan imajla (kaplıca dışında) bir tarım şehridir. Ancak yine de bu verim, teknoloji kullanımı ve bireysel refah yönünden tarımda çıta yeterli yükseklikte değildir.

Diğer yandan hatalı ürün seçimi de Yalova’ da tarımı giderek ikinci sınıf uğraş konumuna getirmiştir. Örneğin Yalova’ da elma yetiştirmenin imkânsızlığı nihayet anlaşılmaya başlamıştır.

Tarım cephesinde bir diğer engel de üreticilerin yaptıkları üretim konusunda yeterli uzmanlığa (bilgiye) sahip olmamasıdır.

Tarıma en önemli darbe pazarlama yetersizliğinden gelmektedir. Bin bir güçlükle yetiştirilen ürünün anlamsız fiyatlarla satılması, üretici olma arzusunu giderek yok etmektedir.

Tarımda bu engellerden kurtulmanın yolları ise, arazinin bölünmesini önlemek; nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan yerleşim, sanayi, tarım ve yeşil alanları birbirinden kesin çizgilerle ve mantıklı yaklaşımlarla ayırmak; uygun ürünlerin üretimine geçmek; uygun üretim teknikleri kullanmak; üretici birlikleri oluşturmak ve özellikle ürünü ısmarlama ya da belirli plan isteklerine göre yapmak; iç pazar kadar dış pazarlara da hitap edecek üretime geçmektir.

Konunun bir diğer boyutu ise; tarım yapılarak yaratılan sorunlardır. Tarım işletmelerinde teknoloji kullanımı ile verimin yükseltilmesi zorunluluğu, Yalova gibi alansal genişlemelerin sınırlandığı yerlerde daha da önem kazanmaktadır. Birim alanda verim artışı; enerji, ilâç, gübre vs’ nin kullanımını artırmakta, girdi kullanımındaki bu artışlar doğal dengenin bozulmasına, doğal dengenin bozulması çevre sorunlarının ortaya çıkarak artmasına, çevre sorunlarındaki artışlar da hastalık ve zararlıların artarak tarımı ve insanlığı tehdit eder boyutlara ulaşmasına yol açmaktadır.

Üreticiler elde etmek istedikleri gelirler ile insanlığa ve çevreye verdiği zararlar arasında kararsızlığa düşmektedir. Ayrıca yaprak ve toprak analizlerine dayanmayan gübrelemeler sonucunda toprakların tuzlanması ve kirlenmesi söz konusudur ve verim düşüklüğüne yol açan bu durum bir yandan da yeraltı sularının kirlenmesine neden olmaktadır.

Yalova üreticileri de yüksek oranda girdi kullanımı ile karşı karşıyadır.

Yalova’ da bitki gelişimini düzenleyen, üründe renk şekil, irilik, bodurlaşma ve aşırı büyümeyi etkileyen değişik terkipli kimyasalların bilinçsiz kullanımı da insan, doğa ve çevre üzerinde sorunlar yaratmaktadır.

Yalova’ da tarım arazileri kirlenmekte, amacı dışında kullanıma adeta sürüklenmektedir. Yapılacak şey bu sürüklenmeyi durduracak sistemleri harekete geçirmektir. Bunlar yatay yerleşim yerine dikey büyümenin yollarını aramak, sanayileşmeye dur demek, Yalova’ yı sağlık ve eğitim kenti haline getirmek, tarım alanlarının imara açılmasını ve arazilerin küçük parçalara bölünmesini önlemek ve tarımın sürdürülebilmesi, aşırı kimyasalların kullanımının ve çevre kirliliğinin önlenmesi içinde üretimde organik kaynaklı girdiler kullanılmasının ağırlık kazandığı, ilâç gübre kullanımının engellendiği, doğal mücadele yöntemlerinin öne çıktığı ”Entegre Mücadele” yöntemleri ile gerçekleştirilen üretime yönelmektir.

(NOT: Yukarıdaki metin, Ziraat Mühendisi Dr. Erim Ünal’ ın, 19- 20 Aralık 1997 günleri düzenlenen Yalova 2020 Yalova’ da Sanayileşme ve Çağdaş Kentleşme Konferansı’ndaki “Yalova’ nın Toprak Yapısı ve Tarım Politikası” başlıklı bildirisinden özetlenmiştir. Bu son derece yararlı bilginin tozlu raflarda gözden uzak kalmasına gönlüm razı olmadı.)

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.

“Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.” (ATATÜRK)