Merhaba saygıdeğer okurlarım;

Geçen haftayı yazımda Gamzedeyim Deva Bulmam adlı parçanın dramatik oluşumunu sizlerle paylaşınca bazı okurlarımdan ağlamaklı birçok tebrik aldım.

Yıllarca bilinmeyen saklı kalmış, yaşanmışlıkların gündeme gelmesi, okurlarımın da geçmiş hatıralara dönük hüzünlenmesi veya özlemle anması gerçeği, yaş kemale erse de olmazsa olmazıdır. Hatta içinde ukde kalmış iyileşmemiş gönül yarasına bir neşterde benden olsun.

İstemesem de benzer yaşanmışlıkların bazı okurlarıma anılarla baş başa kalması hem de gözyaşı döküp hasret gidermesi, ihtiyacı da söz konusudur.

Bu duygularla yüklü iki radyo sanatçısının dramatik bir aşk hikayesini sizinle bir başka konu ile tekrar paylaşmak istedim.

Ses sanatçısı Müzehher Özerinç ile Ekrem Güyer, Ankara radyosunda çalışırken tanışırlar. Arkadaşlıkları önce aşka sonra da evliliğe dönüşür. Ekrem Güyer bir gün udunun tellerine vururken sadece sevdiği kadını düşünür ve onun için bu besteyi hazırlar;

Unutturamaz seni hiçbir şey

Unutulsam da ben

Her yerde sen her şey de sen

Bilmem ki nasıl söylesem

Bir sisli hazan kesilir

Ruhum eğer görmesem

Her yerde sen her şey de sen

Bilmem ki nasıl söylesem.

Müzehher Güyer ve Ekrem Güyer’in birlikteliği ne yazık ki çok uzun sürmez. Geçirdiği mide kanaması sonunda Ekrem Güyer hayata gözlerini yumar.

Müzehher Güyer oğlu ile yalnız kalmıştır. Ayakları üstünde durmaya çalışır ama sevdiği eşini unutamaz.

Günlerden bir gün Müzehher hanım, radyo evinin koridorunda elinde bir kağıtla beklerken, bestekar Şekip Özışık’la karşılaşır.

Elindeki kağıtta o unutulmayan ve unutulmayacak aşkının güftesini bestelemesi için rica eder;

Unutmadım seni ben unutmadım

Her zaman kalbimdesin

Aylar yıllar geçti söyle sen neredesin

Unutmadım, unutamadım seni ben

Her zaman bendesin.

Dizeleriyle ölen aşkının arkasından kendine yapılan, ‘Unutturamaz seni hiçbir şey, unutulsam da ben’ eserine karşılık, ‘Unutmadım seni ben, her zaman kalbimdesin’ adlı güfteyi, bestekar Şekip Ayhan Özışık’a vererek, yıllar geçse de hala her kesimin dilinde söylenmesini ve dinlenmesini sağlayarak, aşkın ne denli ulu, ne denli yüce bir duyguya sahip olduğunun nişanesinden bir örnektir sanırım.

Saygılarımla.