Çocuklar, Diş Hekimine ilk ne zaman götürülmeli?
S.H: Güzel bir soru. İlk Diş Hekimi kontrolüne, ilk dişinin çıkmasıyla beraber bir diş hekiminin onu görmesi gerekiyor. Çünkü burada çocuklara ebeveynler tarafından yanlış yapılan beslenme olsun, alışkanlıklar olsun veya ebeveynlerin yanlış bilgilerinden kaynaklı çocuklarda ciddi bir diş çürümesine sebep oluyor. Bizler ilk etapta çocuktan çok ebeveyni görüyoruz. Bu esnada onlara gerekli bilgileri veriyoruz. İlk diş çıktığı andan itibaren çocuklar bir Diş Hekimine gelmelidir.
Süt dişine tedavi gerekir mi yapılmazsa ne olur?
S.H: Yani maalesef biz bu şeyle çok muhatap oluyoruz. “Ya hocam nasıl olsa süt dişi… Yapmazsak ne olur? Bugün, yarın düşecek. Fakat işin doğrusu bu değil. Çünkü erken çekilen, erken kaybedilen süt dişleri evvela çocuğun beslenme sorununa sebep oluyor. Bununla beraber erken çekilen dişler alttan gelen daimi dişlerin sürmesini etkilediği için sonrasında çapraşıklıklara sebep oluyor.
Çapraşıklık dediğiniz nedir? Çarpıklıklar mı?
S.H: Evet. Oradaki boşluklar. Dişler devamlı aslında boşluğa doğru meylederler. Bizler o dişi çektiğimiz zaman geri kalan yandaki, sağındaki, solundaki o boşluğun o bölgeyi dolduracağı için alttan gelen dişin yönünü değiştiriyor. Bundan ötürü gelen dişin yönü kayıyor ve ilerleyen dönemlerde tel tedavisine gereksinim duyulabiliyor. Süt dişlerini ağızda tuttuğumuz zaman bir de orada yer tutucu görevi olarak her şey doğal seyrinde düşmesini bekliyoruz. Beklentimiz bu.
Vaktinden önce çekilen dişler çocuğun hem çene yapısını mı bozmuş oluyor? Hem de diş yapısını bozmuş oluyor?
S.H: Öncelikle zaten beslenme sorununa sebep oluyor. Öğütemiyor. Bu ciddi bir problemdir çocuklar için.
Çene yapısını bozma durumu?
S.H: Diş yapısını.
Çene yapısı bu dişin erken çekilmesi ile bağlantılı değil?
S.H: Yok yok. Çene yapısı onunla ilgili değil. O biraz daha genetik bir kısım.
Çocuklarda Diş Hekimi korkusu neden oluyor?
S.H: Biraz bunlar azaldı ama daha önce çocukları doktorla korkutma gibi, iğneyle korkutma gibi bir alışkanlığımız vardı toplumsal olarak. Bir yere gittiğimizde, “bak yemeğini ye doktor burada”, “bak şunu yapmazsan iğne gelir” Çocuk ilk etapta bununla muhatap olduğu zaman korkuyor, “Demek ki iğne ve doktor korkulacak bir şey” diye. İlk etap bir hafızasına kazınıyor. Onun haricinde çocuklar mesela bir başkası dişini çektirmiştir. Onun yanında konuştuğu zaman, “Ya gittim işte dişimi çektirdim ama çok canım yandı” Bu da çocukta bilinçaltında Diş Hekimi korkusu getiriyor. Mümkün olduğunca çocukların yanında hem bu şekilde tehdit etmemek gerekiyor hem de varsa da bir diş sorunu onların yanında konuşmamak gerekir.
Çocukları nasıl ikna ediyorsunuz?
S.H: Birden fazla teknik var burada. Benim uyguladığım bir tekniği söyleyeyim. “Anlat-Göster-Uygula” tekniği vardır. Önce çocuğa anlatıyorsun; “Bak işte elimizdeki şu. Şöyle yuvarlak yuvarlak dönüyor” Hatta mümkünse de onun hayal kurmasını sağlıyoruz. “İşte orada kötü bakteriler var. Biz o bakterileri, o dönen şey çamaşır makinesi gibi, işte ne biliyim şunun gibi dönüyor bu ve bunu temizleyeceğiz. Oradaki bakterileri ikimiz beraber yok edeceğiz” diye anlatıyoruz. Sonra elimize aldığımız o ağzınızda değişik dönen şeyleri, onları elinde tırnağında gösterip değdiriyorum. “ Bak görüyor musun? Hiç canını yakmıyor. Çocuk bunu görünce önce anlıyor. Daha sonra görünce, “Evet, bu çok da can yakan bir şey değilmiş, daha sonra da akabinde uygulama kısmında ikna etmeye çalışıyoruz. Yapabiliyorsak, yapabildiğimiz kadar.
Peki, ikna olmuyorsa çocuk ne yapıyorsunuz Selçuk Bey?
S.H: Şimdi ikna olmuyorsa… Ben Pedodontist değilim. Bunula ilgili daha çok sedasyon ve genel anestezi yöntemleri var. Medikal yöntemler… Bununla ilgi bir Pedodontiye yönlendiriyorum.
Çocuklarda çürük nasıl önlenir?
S.H: Programın başında söylediğim gibi ilk dişi çıktığından beri 6 aydan itibaren çocuğu görmeliyiz. Neden görmeliyiz? Çünkü öncelikle klasik bir uygulanan yöntem vardı; “Biberon içerisine balı koy. Sütü rahat rahat içsin. Akşamları işte biberonun içine sütü koy, içini de biraz şekerlendirip…” Bunlar evvela çocuklarda çürümeye, Biberon çürüğü dediğimiz çürüklere sebep olur. Biz bunları hem ebeveynlerine anlatıp hem de çocuğu görüp ebeveynlere bilgi verdikten sonra bu kısmı tölere ediyoruz. Daha sonra beslenme olayı var. Çocukların yanlış beslenmesini yönlendirebiliyorsak bu da yine çocukların diş çürüğünü engelleyebiliyoruz. Bir başka seçenekte beslenme haricinde az önce bahsettiğim “iğne ile korkutma olayı var” ama bir de “şekerle ödüllendirme” gibi bir huyumuz var maalesef. Çocuklara bir şey yapsın diye “bak al şunu ben sana şeker vereceğim” ya da “şunu al ben sana çikolata alacağım” gibi. Bizler çocukları ne kadar geç çikolata ve şekerle tanıştırırsak o kadar onlar için doğru olanıdır.
Peki, bu ne kadar geç?
S.H: Olabildiğince. Hani bu çok aralıklı bir şey. Yani daha çok biz çocukları hediyelendirirken yiyecekle hediyelendiriyoruz. Ama bunun yerine daha farklı… Oyuncakla ödüllendirmek daha doğru olur. Beslenme ve şekerden uzak tuttuktan sonra…
Sadece şeker mi peki? Karbonhidratın da dişleri çürüttüğü söyleniyor. Doğru mu?
S.H: Tabi ki doğru. Çünkü şekerin içerisinde de karbonhidrat var. Bizlerde mesela erişkinlerde özellikle “pastacı çürüğü” diye bir şey var. Tamamen karbonhidratla alakalı bir durum. Düz yüzey çürükleri… Temizlendikten sonra illa ki bakımı gerekiyor. Çocuklarda diş fırçalamayı sevdirmek gerekiyor. Hani kum saati şeklinde olup şu kadar diş fırçalayacaksın, bu kadar diş fırçalayacaksın… Çünkü diş fırçalamaya ne zaman başlanmalı dersek, ilk çıktığından itibaren diş fırçalama başlanılmalı. İlk başlarda ebeveynler bir tülbent yardımı ile temizleyebiliyorlar ama çocuk ne zaman eline diş fırçasını alırsa biz artık o andan itibaren diş fırçalaması gerektiğini söylüyoruz. Tabi enerjik çocuklar bunlar. Devamlı hareket halindeler. Şekerde de ciddi bir enerji var. Bizde bu enerjiyi ara öğün dediğimiz kısmı, daha faydalı şeyler verirsek meyve gibi, kuruyemiş gibi. Çocuklar en azından hem enerjilerini alır, hem de şekerden uzak tutabiliriz.
Okullarda florür uygulaması hakkında ne düşünüyorsunuz?
S.H: Bir hocamdan duymuştum. Farmakolojide, ilaçla zehri birbirinden ayıran şey aslında dozajdır. Aslında florür oranı biz çocuklara uyguluyoruz tabi ki ama öncelikle yutmamasını söylüyoruz. Yutmadığı sürece korkulacak bir durum yok. Evet dokulardan emilim oluyor ama bunlar öyle bahsedildiği gibi tehlikeli şeyler değil. Fakat şu ispatlanmış bir gerçek ki florür dişleri aside karşı, çürüğe karşı ciddi derecede güçlendiriyor ve bu bizim yıllardır uyguladığımız ve sonuç alınmış, laboratuvar ortamında ve klinik ortamlarında sonuç alınmış bir gerçek bu. Fakat diğerleri hipotez aşamasında... İşte bir sürü, toplumumuzda florürle ilgili yorumlar var. Biz sadece Avrupa Çocuk Diş Hekimleri Dernekleri olsun, Dünya Çocuk Diş Hekimleri Dernekleri olsun hepsi florürün çocuklar için doğru olduğunu söylüyorlar. Hepsi de bunu savunuyor. Bizde bunları destekliyoruz fakat yutmamalarına dikkat etsinler.
Yetişkinlerde florür tedavisi görebilirler mi?
S.H: Erişkinlerdeki diş macununda bu bin ppm’den daha fazla. O yüzden çok ta gerek yok yani biz o diğer florür uygulamalarında bu açığı çocuklarda kapatıyoruz ama erişkinlerde yapılabilir mi? Evet ama çok ihtiyaç yok yani.
Yetişkinler çok fazla florürlü macun kullandığında beyinde hasar oluyor diye bir söylem halk arasında. Bu doğru mudur?
S.H: Bununla ilgili ben de iki uç noktanın çok fazla makalelerini okudum. Birileri yok “köleliğe kadar götürüyor olayı. Bu “florür uygulamak köleliğe sebep oluyor” kadar götürürken diğer tarafta “hiçbir sorun yok, çok masum” diyor. Açıkçası florürün o kadar da kötü olmadığını düşünüyorum. Ötekinin henüz daha kanıtlanmamış sadece bir hipotez veya varsayım olduğunu düşünüyorum. Ötekini düşünmek istemiyorum.
Diş çürüğü anneden çocuğa geçer mi?
S.H: Diş çürüğü anneden çocuğa geçer. Nasıl geçer? Yine buradan alışkanlıklarımıza geleceğiz. Maalesef genel olarak bizim sorunumuz alışkanlıklarımız. Anne çocuğa bir şey yedirecek. Önce ağzına alıp ısısına bakıyor sonra çocuğa yediriyor veya işte emziği yere düşüyor önce alıp ağzına ondan sonra çocuğa veriyor. Bu tarz yanlış uygulamalar, yanlış alışkanlıklardan dolayı ağızda bulunan ve çürüğe sebep olan “Aktinomiçes, Streptekok” gibi bakteriler anneden çocuğa geçer.
Muhabir/Duygu Saral
Kameraman/Göktuğ Doğukan Yüksel