CHP il başkanı Sayın Özcan Özel’in dünkü gazetelerde bir demeci vardı. Özel millet vekilimiz Temel Coşkun’u eleştiriyor ve kamu yatırımlarının ilimize gelmediğini, Coşkun’un abartılı çıkışlarını, haberlerini halkı kandırmak olarak nitelendiriyordu.

Sayın Özel’den bir gün önce Esnaf Odası başkanı Sayın İsmail Mutlu’nun demeci vardı. Yalova’da esnaf sayısının fazla olmasının zorluklardan ve işsizlikten kaynaklandığını içeren haberini okumuştuk.

Daha önceleri  Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal’ın Yalova’da esnaf sayısının ülke genelinden yüksek olduğunu yansıtan bir konuşması vardı.

Peki?
Ne yapacağız?
Kamu yatırımı gelmiyor. Nasıl gelecek?
Teşvik mi var, hibe mi var? Var da talepte özel yatırımcı mı var?
Siz ekonomik veriler olarak hep üst sıralarda yer alıyorsanız, size kim, ne kalır?
Lafı evelemeyelim.
Yalova yatırım yapacaksa önce dışarıdan gelecekleri değil, kendi dinamiklerini değerlendirmelidir. 

Örnek mi?
Buyurun çiçekçiler. Onlarda bile çatlak ses çıkartanlar, onları bile eleştirenler olmadı mı?
Ancak yatırım doğruluğuna inanılınca örneğe inanç artıyor.
Öncelikle ön yargılarımızdan arınmak zorundayız. Ankara’nın Yalova’ya bakışı belli. Yalova’ya dışarıdan gelecek yatırımcıya bedelsiz yer tahsisi yapıyoruz ama kendi ilimizde iş yapana taş atıyoruz. Önce birbirimize inanmak zorundayız.

İşte bu noktada YTSO’ya büyük görev düşüyor. Yalova Ticaret ve Sanayi Odası tam bu noktada devreye girmeli. Kentin önde gelenlerini toplamalı. Vali, milletvekilleri, rektör, il başkanları arasında bin konsensus oluşturarak yatırımlarda destek yaratacak birlikteliği sağlamalıdır. Yalova’da bu konuyu diri tutacak akil isimler de, yatırımcılarda bir araya getirilebilir. Gelmiş olanlara destek ve ilin ekonomisine kazandırılacak yeni yatırımlara da öncelik yaratılabilir.

Siyaset zamanı siyaset yapılmasına kimsenin bir şey dediği yok. Ama bu il adına bir şeyler yapılacaksa herkes söyleyeceği sözü bir kez daha düşünüp söylemeli, bu il için bir şeyler yapabileceğini ortaya koymalıdır.
Bu görüntü ile devam etmemiz halinde daha çok kısır çekişmelerin ortasında kalacağız demektir.
Eleştirirken bir şey yapmanın da yolunu bulmak zorundayız.