1999 yaşadığımız o büyük yıkımın ardından sorulan o soruyu bir kez daha yineleyecek olursak, “Olası bir depreme hazır mıyız?” Bugün daha önce hakkında birçok kez açıklamalarda bulunduğum kentsel dönüşüm konusunu tekrar ele almak istedim. İnternet üzerinde kısa bir araştırma yapacak olursanız geçmişte bu konuda sizlerle neler paylaştığımı, hangi konularda uyarılarda bulunduğumu görebilirsiniz.
Eğer bir kenti yönetiyorsanız bazı konularda sorumluluk almanız gerekebilir. İlk etapta vatandaşların tepkisini çekse de doğru adım attığınızı ve onlara karşı dürüst olduğunuzu gösterirseniz sonuç olarak tepki arkanızdaki güç olur.
2014 yılında göreve geldiğimizde trafik bugün olduğu gibi en büyük problemlerden bir tanesiydi. O gün ki sorun Dörtyol Kavşağı’nın karmaşıklığı idi. Bu nokta için hazırlanan proje güzergahı üzerinde bazı engeller vardı. Dönemin Valisi, Yalova Belediyesi’ne gönderdiği resmi yazıda güzergahın yol çalışmasına uygun hale getirilerek teslim edilmesi görevinin belediyeye ait olduğu aksi takdirde projeden vazgeçileceğini yazdı. O dönem Yalova’nın buna ihtiyacı vardı. O bölgede bulunan ağaçları canımız acısa da tüm olumsuzluklara son vermek adına kaldırmak zorunda kaldık. Ülkede konu gündem olsa da Yalova halkı bir rant uğruna değil, vatandaşlarımızın refahı adına o işi yaptığımızı bildiği için arkamızda durdu. Yalova’nın o dönemki trafik sorunu çözüldü. O bölgede olan ölümlü trafik kazaları engellendi ve uzun araç kuyrukları ortadan kalkarak çevreye verilen zarar bertaraf edildi. Bugün hiç kimse o köprülü kavşağa karşı değil, olmadı da.
Gelelim konumuza şimdi de benzer bir durumla karşı karşıyayız. Kentsel dönüşüm yıllardır konuşulan belirli adımlar kat edilse de siyasi baskılar nedeniyle engellenen bir konu. Şuan hükümette, yerel yönetim de aynı siyasi partiden. Yani o siyasi baskı artık yok.
Kentsel Dönüşüm Ofisi açılıp bu iş tamam başlıyoruz denilmesinin üzerinden 3 yıldan fazla bir zaman geçti. Bağlarbaşı Mahallesinde yapılması planlanan dönüşüm için görüşmeler ve anlaşmalar yapıldı. “İlk kazmayı vurduk başlıyoruz” denilerek mahallede yıkımlar başladı. TOKİ yapılan anlaşma gereği Ocak 2023’te ihaleyi gerçekleştirdi ve yıkımların tamamlanarak arazinin kendisine teslim edilmesini beklemeye başladı.
Geçtiğimiz günlerde TOKİ yetkililerinin Yalova’ya geldiğini ve belediye yönetimi ile mahallede incelemelerde bulunduğunu öğrendik. O incelemelerde TOKİ yönetiminin ihalenin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen yer teslimin yapılmayışından dolayı duyduğu rahatsızlığı dile getirdiği konuşulan başka bir konu. Kısacası bize zamanında bin dereden su getiren TOKİ şimdi bu işi yapmak için can atarken belediye üzerine düşen görevi yerine getiremediği için inşaat halen başlaya bilmiş değil.
Anlaşma yapıldığı halde evlerini insanlar boşaltamıyor. Verilen destek yetersiz. Konteyner kent yapıldı ama insanlara bir türlü teslim edilmedi. Belediye olarak mahalle halkına verilen her söz havada kaldı. Dolayısıyla az önce söylediğim doğru adım atılmadı. TOKİ de, vatandaşlar da belediyeyi bekliyor. Altını çizelim; yapıyoruz ediyoruz şekilden laflar değil icraat bekliyor.
Depreme hazırız diyebilmek için sadece yeni yapılan binaları deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa ettiriyoruz demek tek başına yetmez. Kentsel dönüşümün de hızlı bir şekilde doğru ve insanlara dürüst yaklaşarak çözülmesi gerekiyor.
Biz deprem kuşağının tam üzerindeyiz ve depremin belli bir saati tarihi yok. O nedenle elimizi çabuk tutmalıyız. Bu konuda da doğru adım atanın Yalova halkı yanında olacaktır. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın.
Biz üzerimize düşen uyarıları, gördüğümüz hataları konuşmaya geçmişte olduğu gibi devam edeceğiz.
Kalın sağlıcakla…