Her gün yeni bir uyarı her gün yeni bir açıklama. Uzmanlar diyor ki deprem kapıda. Söz konusu 16-17 milyon nüfuslu İstanbul olunca dolayısıyla diğer şehirler onun gölgesinde kalıyor. Peki deprem bu kadar yakınken biz depreme hazır hale geldik mi?

Bu acıyı yaşamış biri olarak bu konuda hem çalışmalar yapmış, girişimlerde bulunmuş ve defalarca bu satırlardan uyarılarını dile getirmiş biriyim. Marmara Depreminin üzerinden 26 yıl geçti. Geride kalan 26 yılda farklı illerde depremler ve can kayıpları yaşandı. 2023 yılında 11 ili kapsayan daha büyük bir felaketle karşı karşıya kaldık. Peki bundan ders çıkarttık mı?

Geçen haftaki yazımda Yalova’nın sorunları var ve bu sorunların çözümü için yerel iktidarla merkezi hükümetin işbirliği yapması gerektiğini hatta siyasi parti il başkanlarının da buna katkı sağlamaları gerektiğini vurgulamıştım. Bunu söylememdeki sebep ne yazık ki ülkemizin içinde bulunduğu siyasi ortamdır. Muhalefet ile iktidar senin sorumluluğun benim sorumluluğum dedikçe olan vatandaşa oluyor. Buda işlerin yavaşlamasına hatta durmasına sebep oluyor.

Yalova’nın çözüm bekleyen konularından biri de kentsel dönüşüm. Ülkemizde kentsel dönüşüm iki yöntemle yapılıyor. Birincisinde müteahhit ile mülk sahipleri anlaşıyor ve eski binalar yıkılıp yerine yenisi yapılıyor. Diğer yöntem ise büyük alanlarda TOKİ, Emlak Konut, KİPTAŞ gibi kurumlar hak sahipleriyle anlaşıp dönüşüm gerçekleştiriyor. İkinci yöntem Bağlarbaşı Mahallesinde Roman vatandaşlarımızın yaşadığı alanda yapılan dönüşüm. Fakat o konuda durum ortada. Uzun zamandır kamuoyuna yansıyan bir bilgi yok. Durum ne tam olarak bilinmiyor. Yalova için önemli bir sorun ve acilen çözülmesi gerekiyor.

Gelelim ilk yönteme yani müteahhit ile anlaşma konusuna. Bu konuda geçen dönem karşı çıkılsa da bir karar alındı ve deprem öncesi imar durumuna geri dönüldü. Yani en az yıkılan kat sayısı kadar yerine kat yapıla biliniyor. Örneğin 6 katlı bir binada yaşıyorsanız müteahhitle anlaşarak yerine 6 katlı bina yaptırabiliyorsunuz. Özellikle Fevzi Çakmak, Rüstempaşa, Süleymanbey, Bahçelievler Mahallelerinde bulunan deprem öncesi yapılmış bu dönüşüme tabi tutulabilecek yüzlerce bina var. Fakat burada da devreye ekonomi giriyor.

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum ortada. Vatandaş ancak geçinebiliyor. Anadan babadan kalma ya da güç bela edinebildiği konutunu dönüşüme sokacak gücü yok. Bu nedenle bu konuda tıkanmış durumda. Açıla bilinir mi elbette açılır. Merkezi hükümetin İstanbul için uyguladığı yarısı bizden modeli tüm Türkiye’ye yayılırsa bu sorun ortadan kalkar.

Bilmeyenler için kısa bir bilgi notu vermekte fayda var. Bu kampanyaya göre kentsel dönüşüme sokacağınız eviniz için devlet size 700 bin TL hibe 700 bin TL de kredi sağlıyor. İş başladığında %30 ödeme alıyorsunuz. Taşıyıcı sistemler bitince %30, yapı sıva aşamasına geldiğinde %30, yapı kullanım belgesi alındığında da kalan %10 kısmın ödemesi yapılıyor. Böylece sizde anlaştığınız müteahhite eğer ki bir ödeme yapmak durumundaysanız bu para cebinizden çıkmadan bu şekilde ödeyebiliyorsunuz. 700 bin TL’nin geri ödemesi ise 2 yıl sonra başlıyor ve 10 yıla kadar vade yapılabiliyor.

İstanbul’dan nerdeyse her gün kolon patlaması ya da bina çökmesi, kayması haberleri geliyor. Çok şükür Yalova’da böyle bir olayla henüz karşılaşmadık. Umarımda karşılaşmayız. Ama olası bir depremde 1999 depremine maruz kalmış birçok yorgun bina risk teşkil ediyor. O nedenle yarısı bizden kampanyası Yalova’da da uygulanmalı. Bu sayede inşaat sektörü de canlanacağı için ekonomik anlamda da bir döngü başlamış olur.

Yarın belki çok geç olabilir. Aynı acıları tekrar yaşamak istemiyorsak. Olası bir deprem sonrası başımızı ellerimizin arasına alıp düşünmek yerine şu an amasız fakatsız tüm yetkililer taşını elin altına koymalı ve dönüşüm hızlıca sağlanmalı. Yoksa bu ortamda maalesef dönüşemiyoruz!