Öğrencilerin hayattan dersler alabileceği bir sohbet ortamında gerçekleşen söyleşide Akın öğrencilerle birebir ilgilendi. Sunay Akın, yazarlığı bir cambazlığa benzeterek, “Bizim en büyük heyecanımız ilk adımdır. Oradan geriye aldın mı adımını, korktu derler. Cambazın düşmesi korkmasından daha iyidir. Önemli olan buraya kadar geldin, karşıya geçeceksin. Artık ortadayız” şeklinde konuştu. Akın, yazarlığın zorluklarını ve her adımın kendine özgü bir cesaret gerektirdiğini vurguladı.
Dünyaca tanınmak gibi bir amacının olmadığını belirten Akın, sözlerine şöyle devam etti: "Ben kitapları başka bir dile çevrilsin diye uğraşan bir yazar olmadım. Ama 4 dile çevrildi. Örneğin beni sevindiren şey şu: Bak, Venedik Üniversitesi'nde Doğu Dilleri Bölümü, Nazım Hikmet’ten sonra hiçbir şairi çevirmemişler. Bütün şairler arasında öğrenciler bende karar veriyorlar. Benim haberim yok. Çeviriyorlar ve bir edebiyat dergisinde o şiirler yayınlanıyor. Bir yayıncı görüyor, beni arayıp buluyor ve basılıyor."
Sunay Akın, günümüzde edebiyatın ve sanatın ticari kaygılarla yapıldığını üzülerek ifade etti ve ekledi: “Pek çok arkadaşımız ne yazık ki tırnak içinde pazarlama yöntemiyle yapıyor. Ben Türkçe’de kalayım, beni bu güzel gençlerimiz siz okuyun, benim tek hedefim o” dedi.
Öğrencilerle samimi bir atmosferde gerçekleşen etkinlik, katılımcılara sadece edebiyatın değil, aynı zamanda hayatın da değerli yönlerini keşfetme imkânı sundu. Sunay Akın, konuşmalarında, edebiyatın insanları nasıl dönüştürdüğüne ve sanatın, bireylerin hayatında nasıl derin etkiler bırakabileceğine dair derinlemesine analizlerde bulundu.
Gerçekleştirilen söyleşiye Altınova İlçe Milli Eğitim Müdürü Nedim Karabacak, hayırsever Sebahattin Aslan ve Ailesi, Okul Müdürü Ercan Gökkaya, idareciler, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.