Öyle bir millet düşünün ki 1919 yılından Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’da yaktığı bağımsızlık ateşine sonuna kadar inandı ve canını, kanını, malını ortaya koyarak tüm dünyaya bağımsızlığını ilan etti.
Bizler o neslin evlatlarıyız ve her zaman bununla gurur duyuyoruz.
19 Mayıs 1919’da başlatılan kurtuluş mücadelesi 30 Ağustos 1922’de elde edilen zaferle son bulurken ülkemiz toprakları sonsuza dek Türk Milletinin olmuştu. 1920 yılında açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 1 Kasım 1922’de alınan kararla ilk olarak saltanat kaldırıldı. Aynı mecliste bu kez 29 Ekim 1923’te ülkemizin yönetim şeklinin Cumhuriyet olacağı kararı alındı. Bu karar Türkiye Cumhuriyeti’nin doğum günü olarak tarihte yerini aldı. Bu yıl 100. yaşını kutladığımız Cumhuriyetimiz başta Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin armağanıdır.
Bugün sizlerle ben bu satırları özgürce paylaşabiliyor ve sizler aynı şekilde okuyabiliyorsanız bu o kahramanlar sayesinde olmuştur.
100 yıl önce küllerinden yeniden doğan bu millet kendilerine bırakılan bu mirası daha nice yüz yıllar boyunca koruyup kollayacak. Çünkü o bize Atamızdan emanet. Büyük önderimiz, gençlere hitaben; Cumhuriyeti biz kurduk onu yaşatacak sizlersiniz diyerek onu gençlere emanet etmiştir.
Bugün, konuşmak ya da yazmak yerine gurur ve onur duyarak Cumhuriyet Bayramımızı kutlama günüdür.
Yaşasın 29 Ekim…
Yaşasın Cumhuriyet…
En büyük milli bayramımız kutlu olsun…