Dere Mahallesi Muhtarı Faize Demir Kahraman, Yalova Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu.

“Bir muhtar kızı olarak büyüdüm”

Babadan kıza geçen muhtarlık serüvenini bizlerle paylaşan Dere Mahallesi Muhtarı Faize Demir Kahraman, şöyle konuştu: “1973 Yalova doğumluyum. Yalova Lisesi mezunuyum. 2 çocuk annesiyim. Dere mahallesinin muhtarıyım. Doğduğumdan beri Yalova'da yaşıyorum. Dere mahallesinde doğdum, büyüdüm. Evlendim ve evlendikten sonra Mustafa Kemalpaşa mahallesinde bir dönem oturdum. Sonra tekrar mahalleme taşındım. Taşındığımdan beri de mahallenin muhtarıyım. Babam 23 yıl Dere mahallesinin muhtarlığını yaptı. Onun hastalığı döneminde ben burada bulundum. O yüzden muhtarlığıda aşinayım. Bir muhtar kızı olarak büyüdüm. Devamlı babamın yanına gelir giderdim. Hastalanınca da azalar bu görevi bilmediği için ben her zaman geldiğim için işleyişi bilirdim. Sonrasında babam vefat etti. Babam vefat edince de önce bir aza atandı o işi bilmiyordu. Ona yardıma geldim derken o görevi bıraktı ikinci aza geldi. Sonra vatandaştan bir talep geldi. Bu işi yapıyorsun, seviyorsun niye sen aday olmuyorsun diye. Hiç aklımda yoktu aslında. Onların isteği üzerine bende düşündüm. Eşimle konuştuk. O da sağ olsun çok büyük destek verdi. Girdiğim seçimde kazandım. Çok büyük bir oy farkıyla kazandım. Sağ olsun mahalleli de çok destek oldu. Şöyle düşünüyorum mahalleli babamı çok severdi. Babamda insanlara çok yakın, samimi, yardım etmeyi çok seven bir insandı. İlk seçimi ben vefa borcu olarak düşünüyorum. Bence insanların babama olan vefa borçlarından dolayı bana oy verdiler. Ama 3 dönem yaptığıma göre iki seçimi de kendime mal ediyorum.”

“6 bin 700 seçmenimiz var”

Mahalle nüfusunun 10 binin üzerinde olduğunu söyleyen Mahallesi Muhtarı Faize Demir Kahraman, “Mahallemi eskiden çok daha iyi tanıyordum. Daha ufak bir mahalleydi. Burada doğduğum büyüdüğüm için belli bir kesimi yani mahallenin yarısına kadar ki bir kısmı eski yerleşim olduğu için hemen hemen hepsini tanıyordum. Ama sonrasında tabii ki taşınmazlar oldu. İleriye dönük yeni yapılaşmalar olduktan sonra bizde sistemde değişti. Önceden kayıtları muhtarlar yapıyordu. O yüzden vatandaşlarla tanışıyorduk, sohbet ediyorduk. Nüfus Müdürlüğü kaydı yaptığı için artık vatandaş bize gelmiyor. Gelmediği içinde eskisi kadar mahalleliyi tanıyamıyoruz. 10 binin üzerinde kişi var. 6 bin 700 seçmenimiz var. Nüfus olarak 10 binin üzerindeyiz. Portföy olarak eski yerleşim yerinde genelde esnaf ve işçi kesimi var.  Ama diğer yerleşim yerlerinde daha çok memur kesimi bulunuyor” şeklinde konuştu.

“Dârülharpçı aileler özellikle kız çocuklarını okula göndermiyor”

Mahallesinde Dârülharpçı ailelerin olduğunda bahseden Kahraman, “Dârülharpçı aileler var ve bizde gidiyoruz. 3 aileye gittik. Konuşuyoruz, görüşüyoruz ama sonuç aldığımızı söyleyemeyeceğim. Onların görüşleri çok farklı. Eğitimlerini kendileri vermek istiyor. Daha iyi olduğuna inanıyorlar. O yüzden de çocuklarını devlet okullarına göndermek istemiyorlar. Ben bu konuda çok üzülüyorum. Devletimizin daha katı kuralları olması lazım. Kanunlar var fakat işlemiyor. Bu çocukları da topluma kazandırmak lazım. Özellikle kız çocuklarını okula göndermiyorlar” ifadelerine kullandı.

“Gittiğimiz yere güzellik katıyoruz”

Kadın muhtar olarak bir zorluk yaşamadığını belirten Kahraman, “Hayır bir zorluk yaşamıyorum. Merkezde ki tek kadın muhtarım. Çiftlikköy, Geyikdere, Subaşı ve Soğucak Kalıcı Konutları’nda vekaleten bakan bir kadın muhtarımız var. Merkezde ben tekim. Kadın olarak aksine benim bulunduğum ortamlarda ortam güzelleşiyor. Erkekler özellikle üsluplarına, davranışlarına dikkat ediyorlar. Bence gittiğimiz yere güzellik katıyoruz” dedi.

Mahallesinde ki gelişmeleri aktaran Muhtar Kahraman, “Burada ki insanlar evlerini müteahhitte vermeye başladılar. Burada çok eski bina ve çok katlı binalar yok. Evler, iki katlı ya da üç katlıdır. Birçoğu bunu risk olarak görmüyor. Sağlam bina diyor, kat yok diyor. Ama gelişen topluma da uyum sağlamaya başladılar.  Onlarda evlerini müteahhitte vermeye başladı. Islah çalışmalarının yarısı tamamlanmıştı. Şimdi de mahallemizde devam ediyor. Mahallemizde Türkan Saylan sokağı var. Eskiden mahallemizin en uç noktasıydı. Oraya kadar zaten yapılmıştı. Şu anda da yavaş yavaş ilerliyor fakat orada sokaklar yeni yeni açılıyor. Orada çok fazla yerleşim yok. Mahallenin sorunlarını bütün kurumlarla çalışarak çözüyoruz. Her sorun bize geliyor. Ormandan tutun, turizmden tutun, bütün il müdürlükleri, sosyal hizmetler, sosyal yardımlaşma ve belediyeler bütün kurumlarla devamlı istişare halindeyiz. Elimizden geldiğince her sorunun üzerine gitmeye çalışıyoruz. Bazı vatandaşlarımız faturalarını ödeyemiyor, maddi olarak sıkıntı yaşayanlar var.  Onları da hayırseverler aracılığı ile çözmeye çalışıyoruz. Bu süre içinde birçok insanın güvenini sağladık. Onlar sayesinde iletişim kurduğumuz insanlar var. O şekilde çözmeye çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.

Güvenli bir mahallede yaşadıklarını dile getiren Kahraman, “Bizim mahallemizin bir kısmı Safran Köyü’ne sınır. Bir bölgemiz jandarmaya ait. Bir bölgemiz emniyete ait. İki birimle de biz çalışıyoruz. Bekçilerimiz var geziyorlar. Asayişe ait iki tane araç her gece denetim yapıyor. Çok büyük sıkıntılar yok. Olduğu zaman belli noktalarda oluyor onları da emniyetle paylaşıyoruz. Denetimler sık sık yapılıyor. Şu an için bir güvenlik zafiyeti yok mahallemizde. Ama ufak tefek hırsızlık olayları oluyor.  O da belli saatler de ve onların üzerine gidiyorlar” dedi.

Güneyköy Muhtarı Erhan; Köyümüzün Çeşmesi Sultan Reşat Han Tarafından Yaptırılmış Güneyköy Muhtarı Erhan; Köyümüzün Çeşmesi Sultan Reşat Han Tarafından Yaptırılmış

“İnsanların hayatına dokunmayı seviyorum”

Unutmadığı bir muhtarlık anısından bahseden Kahraman, “Çok fazla anım var. O kadar güzel şeyler yaşadım ki. Onlar sayesinde iyi ki diyorum. İyi ki muhtar olmuşum. Muhtar olmak istediğim zaman annem olmamı istememişti. Çünkü babamda kendini çok veren bir insandı. Çok yıpranmıştı. Bir şey söylendiği zaman sonuna kadar olması için uğraşırdı.  Bende öyle olduğum için annem pek istemedi. Bir de tesadüftür babam 35 yaşında muhtar olmuştu, bende 35 yaşında muhtar oldum. Hayatınızda birçok şey yapabilirsiniz ama insanların hayatına dokunmak herkese nasip olmaz. Bana nasip oldu. Ben insanları çok seviyorum. İnsanlara yardım etmeyi çok seviyorum.  Burada bir kazı çalışması olur, bir sıkıntı yaşanır ama belediyeyle çözülür. Ama asıl insanların o ruhlarına dokunmak var ya o bambaşka bir şey. Onu yaşadığım için mutluyum. Hep anlattığım bir anım var ve çokta severim” şeklinde konuştu.

Unutulmaz anılarından bir kesit paylaşan Muhtar Kahraman, “Mahallemizde bir yaşlı amcamız vardı. İsmail amcamız dışardan baktığınız zaman sert, soğukkanlı, agresif, komşularıyla anlaşamayan, çevresinde hiç görüştüğü insan olmayan fakat özünde çok iyi bir insandı. Ama hiç sevgi görmemiş, göremediği içinde sevgisini veremiyor insanlara. Buraya geldi, gitti. Biz İsmail amcayla görüşmeye başladık. Ben onu tanıdıkça onunla takılmaya başladım. Ben ne desem alınmamaya başladım. Sonra ben babamı kaybettikten sonra İsmail amcayı babamın yerine koydum diyebilirim. Babalar Günü’nde İsmail amcaya bir hediye aldım. O sert mizaçlı o kalbi böyle kararmış gibi görünen adam o kadar sevgi doluydu ki. Ben ona hediye verdikten sonra İsmail amca hüngür hüngür ağladı. İsmail amcaya o yaşına kadar hiç kimse hediye almamış. O kadar mutlu oldu ki. Bundan sonra her Babalar Günü’nde ben buradayım ve sen benim babamsın dedim. Aradan bir hafta geçti. İsmail amca ziyaretime geldi. Bana bir hediye almıştı. İsmail amca bana sen beni hiç unutma diye bu hediyeyi aldım dedi. Birkaç yıl önce İsmail amca vefat etti. Bana kahve fincanı getirmişti. Ben hala o kahve fincanını kullanırken İsmail amcayı anarım ve onun için hep dua ederim. Benim için çok özel bir anı” ifadelerine yer verdi.

“Muhtar mahallenin her şeyidir”

Muhtar bana göre mahallenin her şeyidir diyen Kahraman şunları kaydetti: “Biz; anne, baba, arkadaş, kardeş, dost hatta bazılarının da çocuğuyuz. Çocuğu olmayanın çocuğu oluyorum. Bazılarının arkadaşı oluyorum. Gençlerle konuşuyorum. Kimseye anlatamadıklarını benimle paylaşıyorlar. Beraber bir yol bulmaya çalışıyoruz. Öğrenciler geliyor. Elimizden geldiğince aslında biz her şey olmaya çalışıyoruz.”

“Yalova benim gözümde hala gelişememiş bir il “

Yalova’nın gelişemediği konusuna dikkat çeken Muhtar Kahraman, “Farklı illere de gidiyorum, geziyorum. Gelişmiş illerimiz var. Yalova benim gözümde hala gelişememiş bir il.  Yatırımlardan çok fazla nasibini alamamış bir il. Bence daha çok güzelleşmesi gerekiyor. Hala mahallemize kenar mahalle gözüyle bakılıyor. Yollarımızın asfaltlanması gerekiyor. Yüzyılın gerekliliğini yaşamamız lazım. Mahallemizde spor tesislerinin olması lazım. Baktığınız zaman boş arsaların temizlenip güzel bir görünüme kavuşması gerekiyor” dedi.

“Eski Yalova’yı arıyoruz”

Eski ile yeni Yalova’yı karşılaştıran Kahraman, “Eskiden Yalova daha küçüktü. Çok daha nezihti. Herkes birbirini tanırdı. Yolda kimi görseniz selam verirdiniz. Saygı vardı. Şimdi sadece Yalova değil, dünya değişti. İnsanlar değişti. Yalova daha da büyüdü. Artık kimse birbirini tanımıyor. O konuda özlemlerimiz var. Eski Yalova’yı arıyoruz. Yalova çok kozmopolit bir yer. Bana kalsa Yalova sahil kasabası olarak kalsaydı. Biz kalabalığa alışkın olmadığımız için trafik bile yoruyor. Ben büyükşehirlerde yaşamayı düşünmüyorum. Yalova’nın ufak sahil kasabası olarak kalmasını isterdim” diyerek sözlerine son verdi.

MUHABİR: DUYGU SARAL

KAMERAMAN: RÜMEYSA ŞAHİN

Editör: Rümeysa Şahin