Yalova Gazetesi’nin serisi Mahallenin Muhtarı siz değerli takipçilerimiz ile buluşmaya devam ediyor. Yalova’nın Çiftlikköy İlçesi’ne bağlı Denizçalı Köyü’nün Muhtarı Hüseyin Avni Çetin, Yalova Gazetesi Muhabiri Göktuğ Doğukan Yüksel ile görüşme gerçekleştirdi.
“İlk kurulan köylerdeniz”
Kendisi ve köyü hakkında bilgi veren Denizçalı Muhtarı Hüseyin Avni Çetin, “ Karamürsel 1946 doğumluyum. SSK’dan emekliyim, lise mezunuyum. Doğma büyüme bu köylüyüm. Denizçalılı olduğum için gururluyum. Köyümüzü Osmanlılardan Orhan Gazi aldıktan sonra her Osmanlı padişahının ideali olan İstanbul’u almak için kurulan ilk köylerden bir tanesi. Karakol olarak kuruluyor, zamanla çoğalıyor ve aileler geliyor. Şu anda bulunduğumuz yer köyün üçüncü yerleşim alanı” dedi ve köydeki geçim kaynağının 40-50 sene öncesinde çiftçilik ve hayvancılık olduğunu belirtirken, “ AKSA VE AKKİM gibi fabrikalar açılınca insanlar oralarda çalışmaya başladı. Çünkü ziraatçilik ve hayvancılık zorlaştı. Hele son zamanlarda girdileri pahalılaşmasından sonra daha zor. Daimi olarak oturan nüfusumuz fazla ama kayıtlı olarak 138 hane, 211 kişi ama hali hazırda 311 kişi var” ifadelerini kullandı.
“Yerler pahalı olduğu için fazla göç almıyoruz”
Köylerinin dışarından göç almadığını belirten Muhtar Çetin, “Köyümüzde yaşayan insanlar ekonomik olarak iyi durumdalar. Yerler pahalı. Pahalı olduğu için fazla göç almıyoruz. 40-50 sene önce çok göç verdik. Kartal ve Yalova’da bizim köyümüzün 10 kat daha fazla hanesi var” şeklinde konuştu. Su sorunlarının olmadığını söyleyen Çetin, “En azından içme suyu sorunumuz yok. Kullanma suyu için bir serbest akan, dağdan gelen bir suyumuz var. Bir de sondaj kuyumuz var” dedi.
“Muhatap bulamıyorum”
Köylerindeki en büyük sorunun mücavir alan sorunu olduğunu açıklayan Çetin, “Kendi bölgemi araştırdığım kadarıyla bağlı olduğumuz belediyenin bize hizmet vermesi lazım. Şu anda ben Taşköprü Belediyesi mücavir alanındayım. Su oradan geliyor. Parasını oraya ödüyorum ama bir su arızası olduğu zaman kazılıyor öyle kalıyor, muhatap bulamıyorum. Tekrar gidip Özel İdare’ye yaptırmak istiyorum. Bana, “Geçen sene yolu yaptırdım” diyor. Bizim yaşadığımız sömürge... Bizim vergilerimizi alıyor, her şeyimizi alıyor ama hiçbir şey vermiyor. Son 4 senedir belediyeden hiçbir şey almadım. Ben kendimi sömürge, onları sömürgeci olarak görüyorum” dedi ve köylerindeki bir sorundan bahsederken, “İlyasköy’de trafik merkezi yapılıyor. Benim köyümden geçiyor arabaları. Toz topraktan sebzeler etkileniyor. Ağaçların yaprakları bile kuruyor” ifadesini kullandı.
“Kontrolünü devletin yapması lazım”
Köylerinin yakınına kurulan OSB’ler hakkında konuşan Çetin, “Benim yetiştirdiğim ürün ne kadar lazımsa sanayinin de bu ülkeye o kadar lazım olduğuna inanıyorum. Bu da demek değil ki alttakini ezeceksin. Kontrolünün devletin yapması lazım” dedi.
Haber/Göktuğ Doğukan Yüksel