Türkiye, 14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı ve 28nci Dönem Milletvekili Seçimi için sandık başına gidecek. Seçim günü yaklaştıkça, anket şirketleri yaptıkları kamuoyu yoklamalarını paylaştıkça adaylarında söylemleri sertleşiyor. Vatandaşlar gerilimden uzak bir seçim istese de adaylar kendileri gerildiği için ortamı germeye devam ediyor.

Geçtiğimiz hafta yine sert söylemlerle karşı karşıya kaldık. Bir bakan seçmeni inanan inanmayan diye ayırırken, bir diğer bakan muhalefeti batının kuklası olmakla suçlardı.

Bir başka bakan ise muhalefetin 14 Mayıs gecesi kazanması halinde siyasi darbe yapılacağını söyledi.

Hafızalarımızı şöyle bir tazeleyelim. Uzağa gitmeden Yalova’da yapılan siyasi darbeleri hatırlayalım.

2014 yılında yapılan yerel seçimlerde belediye yönetimini elinde bulunduran AKP, seçimi CHP’ye karşı kaybedince daha ilk dakikadan itibaren masa başı hamlelere başladı. Askerde olanlar oy kullandı, kısıtlılar oy kullandı iddiaları ile seçim iptal edilmeye çalışıldı. Asker oy kullandı dedikleri kişilerin aslında o gün kışlasından dahi çıkmadığı tespit edilse de iktidar türlü bahanelerle demokrasiye siyasi darbede bulunarak seçimleri iptal ettirdi. O dönem meclis üyesi olduğum için süreci yakından gayet iyi biliyorum. 1 Haziranda yeniden sandık başına gittik. Yenilenen seçimlerde hepinizin malumu halkımız demokrasiyi bir kez daha sandıkta tecelli ettirerek hakkımızı bize bir kez daha teslim etti. 

Bitti mi hayır bitmedi..

Yıl oldu 2019. Yerel seçimlerde halkımız, Yalova tarihinde bir ilke imza atarak CHP’ye üst üste belediyeyi yönetme yetkisi verdi. Seçim gecesinden itibaren sandıklara tek tek itiraz eden AKP, oyları tekrar tekrar saydırdı. Sonuç aradaki fark daha da açıldı ve CHP’nin kazandığı tescillendi. Ama iktidar durmadı. 2020 yılında halkın iradesine iktidar bir kez daha darbe vurarak, suçluyu bulup ortaya çıkaran yönetimi görevden uzaklaştırdı. Fırsat bu fırsat diyen iktidar tüm kadrolarıyla yönetimi ele geçirerek sandıkta kazanamadığı belediyeyi darbeyle ele geçirmiş oldu.

Çok değil yaklaşık 10 yıllık dönemde Yalova’da yapılmış 3 siyasi darbe örneğini sizlerle paylaştım. 21 yıldır ülkeyi yönetenlerin söylemlerinden çok vatandaşlar artık eylemlerine bakıyor. Yalova’da yaşananlarının çok daha fazlası ülkemizin dört bir köşesinde yaşandı. Yine çok uzağa gitmeye gerek 2019’da İstanbul’u hatırlayın. Seçimler iptal edildi. Sonuç katlanarak yine Ekrem İmamoğlu lehine oldu. Sonra ne oldu? Her gün televizyonlarda misliyle rakiplerine hatta vatandaşa hakaret edenler, sudan bir bahaneyle Ekrem İmamoğlu’nu yargılayarak siyasi yasak getirme çabası içine düştüler. Sonuç tabi ki yine istedikleri gibi olmadı.

Birileri artık şunun farkına varmalı halkın iradesine yapılan her müdahale lehlerine değil aleyhlerine geri dönüyor. Kimse şunu unutmasın sandıktan daha öte bir demokrasi yok. Halk sandıkta ne diyorsa onu kabul etmekte, tercihine saygı duymakta siyasilerin görevi.

Ve unutmayın! 14 Mayıs siyasi bir darbe günü değil, kazanan kim olursa olsun halkın iradesini sandığa yansıttığı bir demokrasi şöleni olacak.