Deprem öncesi, Yalovamızın ilk radyolarından, "Radyo 77 " de,
"Edebiyat ve kültür programın da yaşayan, yazar çizer, sanatçılar " diye bir çalışmam vardı. Her gün, dinleyicilerimizle gece geç saatlere kadar, söyleşide bulunurduk. Bugün sevgili Kutsi’yi de yayın yaptığı Yalova’daki radyosunda dinledikçe, geçmiş anılarını yaşıyor, mutlu oluyorum.
O dönemde, "Deli mi, veli mi?" diye bir dizi çalışmam vardı" bunlardan bugün birkaçından kısaca bahsedeceğim. Arşivimde uzun öyküleri var. Ancak internet ortamında özetleyeceğim.
Resmini paylaştığım, HALİL GÜNER ORBAY" ve devamında, Sugörenli "FİKO"- SANATÇI Metin- Yalovalı-"YASİN".
HALİL GÜNER ORBAY;
13 Şubat 1996
İlk defa karşılaştığım bu insanı, uzun arkadan bağlı saçları ve üzerinde Rus askerlerinin giydiği uzun bir palto ve omzunda apoletler, yakasında, madalyaya benzer çeşitli şekilde plastik metal madalyalar ile kendi kendine konuşurdu. Dikkatimi çekmiş ,iş yerime çağırdım, çay ısmarladım konuştum. Bana el yazısı ile bir yazı yazıp verdi. (arşivimde) harika bir el yazısı idi. Hayret etmiştim ve General olduğuna bu güzel el yazısından beni inandırmıştı. Devamlı uğrayıp, casuslardan bahsediyor, görevli olduğundan bahsediyor boş fotokopi kağıdı istiyordu. Şikayet dilekçeleri yazacağını söylüyordu. Fazla konuya girmeden, "SU GÖRENLİ FİKO" dan bahsedeyim;
"Fiko" aslında Ortaköylü olduğunu sonradan öğrenmiştim. Ama Sugören köy minibüsü bedava aldığı için Sugören'e gider. Oradan yürüme Ortaköy’e gidermiş. Fikoyu kızdıran kişilere bir ağız dolusu tükürür, parmak kol hareketleri yapar, bağırarak ayrılırdı. Fikoyu
Ortaköy ilk okuluna arabam ile okul kitabı- kırtasiye siparişlerini götürürken, Subaşı Ortaköy arası mezarlığın yanında görünce çok
Şaşırmıştım. Çünkü bir saat önce
Yalova'da işyerime uğramış bana
Ay çiçeği çekirdeği uzatmış vermişti. Ve benden önce nasıl buraya varmış? diye, hayret etmiştim. O günden sonra, Fiko' dan uzak durdum.
YALOVALI YASİN- Uzayan sakalı, kirli üstü başı pislik içinde. Caddede, havaya zıplayarak, bazı insanların ensesine tokat, kıçına tekme atardı.
Bu insanlarımızın gerçekten, tedaviye ihtiyacı varken, bazı esnaf ve insanlar bunlara takılır, eylenirlerdi.
Umarım yaşıyorlardır.
Muğla.( Gurbetteki Yalovalılar gurubu)