Yalova Gazetesi’nin okuyucuları ve izleyicileri tarafından takip edilen birçok serisi var. Büyük ilgi toplayan birbirinden farklı serilerimize geçtiğimiz aylarda bir yenisini daha ekleyerek, “Spor Saati” programını başlatmıştık. Yeni serimizde Yalova’nın birçok spor insanını konuk ederek sizlerle buluşturduk. Spor Saati programımızın son konuğu Yalovaspor, Düzcespor, Sakaryaspor, Mersin İdmanyurdu ve Orhangazi Döktaş formalarını terleten Selçuk Yiğitlik oldu. Muhabirimiz, Yiğitlik ile futbola başlama hikayesinden Yalovaspor’a geçiş kararı, efsane Sakaryaspor takımındaki varlığından teknik direktörlük kariyerine kadar keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.
“Biz Amatör Kümedeyken para lafı edilemezdi”
İlk olarak kendisi hakkında bilgi veren Yiğitlik, “1964 Yalova doğumluyum. İlk, ortaöğretim ve liseyi Yalova’da bitirdim. Lisede fabrikalarda iş imkanı doğar diye meslek lisesine gitmiştim ama futbol ağır bastı ve oraya doğru yöneldim” dedi. Futbola başlama hikayesini anlatan Yiğitlik, “Yaklaşık 11 yaşındayım ve Çoşkunspor, Junior bir takım kuruyordu. O ara ben de idmanlara katıldım. Sağ olsun, şuanda da Antrenörler Derneği Başkanı olan Mütahir Özliman beni takıma seçti. O zaman Atatürk Stadyumu yoktu. Yanda Çitlembik ağacı vardı, orada soyunup ve giyiniyorduk. Yıkanma imkanımız hiç yoktu ve oluşan göletlerde ayaklarımızı yıkıyorduk” ifadelerini kullandı. Almanya’dan gelen bir ailenin çocuğu olduğunu vurgulayan Yiğitlik, “Babam 25 sene Almanya’da kaldı. Annem futbol oynamama karşı çıkardı, babamsa tam aksine oynamamı istiyordu. Ama biz futbolla devam ettik. Artık durum tam tersi. Aileler ellinden tutup futbol okullarına gönderiyor. Şimdi işler değişti, futbolun getirisi fazlalaştı. Eskiden biz Amatör Kümedeyken para lafı edilmezdi” şeklinde konuştu.
“Beni Düzce’ye götürdüler”
Çoşkunspor’dan Yalovaspor’a geçişinden bahseden Yiğitlik, “Alaattin Bilgi o dönem Yalovaspor Başkanıydı. O, Coşkunspor’un Genç Takımını olduğu gibi Yalovaspor Genç Takımı yaptı. Biz Yalovaspor Genç Takımı olarak ligi 2. Bitirdik. Ben de o takımın kaptanıydım. 2. senemizde grubumuzda Galatasaray vardı. Türk Hava Yolları vardı ve Bakırköy vardı. Bunların arasından biz Genç Takım olarak şampiyon olduk. O takımdan Yalovaspor A Takımına 3-4 kişi monte ettiler. İlk oynayanlardan biri de ben oldum” dedi. Yalova’dan Düzcespor’a transfer olduktan sonra çok zorlandığını açıklayan Yiğitlik, “Yaşımız genç. Hiç bilmediğini bir ortam. Başımızda o sırada babam da yoktu. Ama sağ olsunlar, Yalova’da abi gibi abilerimiz vardı. Bana çok destekleri oldu. Benim oraya gidişim de enteresan oldu. Düzcespor ile Yalovaspor transfer ücretinde anlaşamadı. Beni buradan aldılar ve Düzce’ye götürdüler. 2 gün otelde kaldım ve 2 gün sonra bonservisimi aldılar. Öyle Düzcespor’lu oldum” şeklinde konuştu.
“Kendimi bir anda Sakaryaspor’da buldum”
Düzcespor’dan Türkiye Kupası’nı kazanan Sakaryaspor’a transferi anlatan Yiğitlik, “Biz Sakaryaspor ile aynı gruptaydık. Beni ilk olarak Trabzonspor istedi. Trabzonspor ile İstanbul’a görüşmeye gittiğim sırada iskelede yanıma araba yanaştı ve kendimi Sakarya’da buldum. Bana “Nejdet Diş’in selamı var, Sakaryaspor’a geliyorsun” dediler. Bende o arabaya biniyorum ve Sakaryaspor’a imza atıyorum” dedi. Efsane Sakaryaspor takımı kadrosunda yer almanın çok zor olduğunu vurgulayan Yiğitlik, “Benim o dönemde kendimi kabul ettirmem zor oldu. 2. Ligden geliyorsunuz. Sizin mevkiinizde daha tecrübeliler var. Ben 2-3 ay boyunca malzemecilik yaptım diyebilirim. Antrenör bana “Topları topla, yelekleri al” diyordu. Yedeğin dışındaki oyuncu muamelesi çok gördüm. Ama hep sabrettim. 3 ay sonra antrenör beni, Hakan Şükür’ü, Bülent Uygun’u, Rahim Zafer’i topladı ve “Kiralık gidiyorsunuz” dedi. O arada Sakaryaspor içeride bir takıma mağlup oldu. Bana telefonla acil olarak Sakarya’ya gelmem söylendi. Beni antrenmana çıkardılar. Bir baktım, bizi kiralık göndermeye çalışan hocanın mukavelesi fes edilmiş. O hafta Kocaelispor ile deplasmanda oynayacaktık ve ilk 16 kadrosuna girdim. Herkes tabi ki şaşırdı. Tabi idama çıktıkça arkadaşlar çok yardımcı oldular. Oğuz olsun Turan olsun… Turan zaten benim Yalova’dan arkadaşım. Çok iyi bir ekipti. Ama tabi bir şansa bakıyor ve o şans da bana güldü” dedi.
“Bileğimizin hakkıyla kazandık”
Sakaryaspor ile Türkiye Kupası şampiyonluğu serüveninden bahseden Yiğitlik, “Biz 5 kişi Sakaraspor’dan Ordu Milli Takımı’na gittik. Oğuz, Aykut, Engin, Turan ve ben Ordu Millideydik. O arada kupa maçları başladı. Biz hiç idman yapmadan Sakaryaspor ile kupa maçına gidiyorduk. İlk maçımız Konya ile içerideydi 4-0 yendik, orada da 1-0 yenerek tur atladık. 2. maçımız Fenerbahçe ile oldu. Fenerbahçe’yi İstanbul’da 5-1 yendik, içeride 2-1 mağlup olduk ama onu da geçtik. Arkadan Beşiktaş çıktı. İçeride 4-0 yendik ve rövanşta da 1-0 yendik. Hiç hesapta olamayan şekilde kupaya gidiyoruz. Sonra Zonguldak’ı geçtik. Finalde de Samsun ile karşılaştık. İlk maçı 2-0 kazanmıştık. İkinci maçta da berabere kaldık ve kupayı aldık. Herkes şok içerisinde kaldı ama bileğimizin hakkıyla kazandık. Sakaryaspor’un tarihine altın harflerle yazılacak bir sezon oldu” ifadelerini kullandı. Futbol kariyerinin sonuna yaklaştığı dönemde tekrar Yalovaspor’a döndüğünü açıklayan Yiğitlik, “Sakaryaspor küme düştükten sonra Mersin İdman Yurdu’na transfer oldum. Orada da 3 sene oynadım. Sonra artık futbolun sonuna yaklaşıyorsunuz, memleketinize döneceksiniz… Yalovaspor’a 1 sene oynama kararıyla geldim. Sonra sakatlıklar başlıyor. Kendinizi daha fazla rezil etmeden bu işten çekilmeniz lazım. “Ben daha oynarım, daha gider” havasında olmamak lazım. Her şeyin bir sonu var” şeklinde konuştu.
“Altyapılar elden geçirilmeli”
Kendi oynadıkları dönemdeki fiziki şartların çok kötü olduğunu vurgulayan Yiğitlik, “Şu sahanın dili olsa da konuşsa. Bu saha su toplardı ve neredeyse boğulan arkadaşlarımız olacaktı. Burası futbol oynamanın imkanı olmadığı bir sahaydı. Şimdikiler çok şanslı. Daha da şanslı olsunlar ve daha da imkanlara sahip olsunlar. Yalova’da Beden Terbiyesi’ndeki arkadaşlara teşekkür ederim. Elinden gelindiği kadar iyi bakılıyor. Dışarıdaki suni çimler de öyle. İnsanlar neredeyse çamurlanmadan ve duş almadan evine gidiyor. Ben her zaman şunu söylüyorum; En iyi malzemeyi, en iyi şartları altyapıya vermek lazım. En iyi antrenörleri altyapıya vermek, en iyi maaşı altyapı antrenörlerine vermek lazım. Ama maalesef bu Türkiye’de göz ardı edilmiş bir olaydır. Üç büyüklerde çalışan arkadaşlarımız var. Dışarıdan gözüktüğü gibi değil. Fenerbahçe gibi bir kulübün altyapısında 3 takım 1 saha da antrenman yapıyor. Bunlar çok kötü şeyler. Altyapılar elden geçirilmeli” dedi.
“Hocalarınızı dinleyin”
Antrenörlük dönemi hakkında bilgi veren Yiğitlik, “Futbolu bıraktıktan sonra kursa gittim. Ben de UEFA A Diploması var. İlk başta Yalovaspor’da başladım. Sağ olsunlar bana güvendiler. Alnımızın akıyla çıktık. Biz Yalovalıyız ve kötü bir şey olursa sokağa çıkamayız. Ondan sonra Dubai maceram oldu. Saadettin Saran ile birlikte menajerlik yaptık. Daha sonra dediğim gibi Dubai’de onların takımını çalıştırdım. Daha sonra da antrenörlük yapmadım. Şartlar da el vermedi. Seni kovan, yanlış anlaşılmasın ama “Manav…” Futbolla alakası yok. Futbolcunun penaltı kaçırıp antrenörün kovulduğu bir ülkede antrenörlük zor yapılır” ifadelerini kullandı. Yalova’daki genç futbolcu adaylarına tavsiyelerde bulunan Yiğitlik, “Altyapıda oynayan kardeşlerimiz futbolu okul ile birlikte götürmeye çalışıyorlar. Birinci olarak hocalarını dinlesinler. Etrafta size, “Sen çok iyi futbolcu olacaksın” diyenler vardır. Bunların hepsi boş… Eğer okulda başarılı değillerse futbola eğilsinler. Ama okulda başarılı olup ikisini götüremeyeceklerse eğitimlerine önem versinler” şeklinde konuştu.
Muhabir/Göktuğ Doğukan Yüksel
Kameraman/Rümeysa Şahin