Spor hayatına dövüş sporlarıyla başlayan ve güreşle Türkiye çapında başarılar elde eden Çukur, üniversite eğitimini Yalova Üniversite Spor Bilimleri Fakültesi’nde sürdürüyor. Yüzme alanındaki yeteneğini fark ederek bu branşa yöneldiğini belirten Çukur, konuşmasına şöyle devam etti: “Spor hayatıma çok erken yaşlarda başladım. Yüzmeden uzak bir sporla başladım aslında, öncelikle dövüş sporları yapıyordum. Daha sonra Türkiye’de güreş branşında derece yaptım. Üniversiteye gelmemdeki en büyük katkıyı güreş sağladı. Sonrasında uzmanlığımı yüzmeden yana tercih ettim. Yalova Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’ndeyim. Üçüncü sınıf öğrencisiyim ve yüzme benim uzmanlık alanım. Aslında birinci sınıftan itibaren seçmeli ders olarak yüzme dersine başlamıştım. Zamanla yeteneğimi ve gerçekten bu işte başarılı olduğumu fark ettim. Bu alanda ilerlemeyi düşündüm. Çocuklarla olan samimiyetim ve çocukları çok sevmem nedeniyle özellikle 3 yaş ve okul öncesine yöneldim. Yüzme üzerinde çocukların çok büyük katkılar sağladığını düşünüyorum. 3 ile 5 yaş arasındaki “tolder” dediğimiz yürümeye yeni başlayan öğrenciler diyebiliriz. Bu grupta da bir projemiz var. Şu an TÜBİTAK 22-09 bilimsel araştırma projemizi sunduk. İnşallah güzel sonuçlar alacağız”

“Çocuklarımıza erken yaşta yüzme öğretmeliyiz”

Çukur,  yüzmenin çocuklar üzerindeki fiziksel ve zihinsel etkilerine de dikkat çekerek “Kesinlikle çok büyük avantajlar sağlıyor. 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülkemiz var ve yüzme bilmeyen o kadar çok yetişkin bireylerimiz var ki çocuklarımıza erken yaşta yüzme öğretirsek, suyu sevmelerini ve suda güvenli olmayı öğrenirler. Su güvenliği çok önemli. Fiziksel açıdan, yüzme tüm kas gruplarını çalıştıran bir spor dalıdır, bu nedenle kas gelişimi, kondisyon ve çocuğun fizyolojik değişimi üzerinde çok büyük katkı sağlıyor. Zihinsel açıdan ise, ince motor becerilerinden kaba motor becerilerine, bilişsel becerilerden sosyal becerilere kadar büyük katkıları vardır. Akranlarına göre daha fazla gelişim gösterdikleri ispatlanmış bir şeydir” diye konuştu.

“Su güvenliğini aşılamak bizim için çok önemlidir”

3-5 yaş arasındaki çocukların suya karşı güvenini artırmak için geliştidiği özel programlarla dikkat çeken Çukur, “Ayak vuruşları, dalışlar ve kulaç atmalar temel başlangıç seviyesinde yapılan hareketlerdir. Ancak bu süreç bazen uzun olabiliyor. Bu süreçte çocuklara doğru yönlendirmeler yapabilmek için stratejiler kullanmamız gerekiyor. Önceliğimiz, çocukların suyu sevmesi ve sudan korkmamalarıdır. Su güvenliğini aşılamak bizim için çok önemlidir. O yüzden oyunlar yardımıyla çocukları suya alıştırıyoruz. Örneğin, çocuk suyun yüzeyine geldiğinde korkabiliyor. Ancak oyun oynayarak, çocuğun suyla olan ilişkisinde güven oluşturuyoruz. Eğitimlerimiz haftada bir ya da iki gün olabiliyor bu tamamen velinin isteğine bağlıdır. Ancak 0-3 yaş grubu için derslerimizin süresi 45 dakikayı geçmiyor” ifadelerini kullandı.

Elif Numanoğlu’ndan Sağlıklı Yaşamın Altın Kuralları Elif Numanoğlu’ndan Sağlıklı Yaşamın Altın Kuralları

“Çocuğun güvenini artırır”

Ebeveynlerin bu süreçteki rolüne de değinen Çukur, “Ebeveynlerin desteği çok önemlidir. Bu yaş grubundaki çocuklarla birlikte ders yaptığımız için ebeveynleri de havuza alıyoruz. Ebeveynin çocuğuna duyduğu güven, çocuğun güvenini artırır. Antrenörüne güven duyması çok önemli olsa da, ebeveyni tanıdığı için çocuğun daha güvende hissetmesi sağlanır. Anne, çocuğunun sudan korkmaması için büyük bir rol oynar. Bu yüzden, ebeveynlerin de yüzme hakkında eğitimli olması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Muhabir: Rümeysa Şahin - Sezgin Altınel