Çandır, “Fakirlik, ne zaman ki kader olmaktan çıkar, işte tam da o zaman ülkede bir Allah'ın kulu da sağlıksız, güvensiz, endişe verici konutlarda yaşam mücadelesi vermek zorunda kalmaz” dedi. Çandır açıklamalarında şu ifadelere yer verdi, “Geçen gün gazetede denk geldim. Yalova Belediye Bşk. V. Sn. Mustafa Tutuk, Hatay ve Yalova arasında bir mukayese yaptıktan sonra, kentsel dönüşüm konusunda vatandaşımız taşın altına elini sokmalı diyor. Açalım biraz. Yalova'da, ekonomik durumu iyi olanlar zaten ya 2-3 katlı yeni villalarda ya da yeni yönetmeliğe göre yapılmış apartman dairelerinde oturuyor. Orta direk ve ekonomik zorluk yaşayan kesim ise eski, deprem görmüş 6-10 katlı binalarda yaşam savaşı veriyor. Olayı kader çerçevesinde değerlendirmek, ‘Yoksulsun, senin yeni binada oturmaya hakkın yok, bu senin kaderindir. Bu durumda yıkılacak ilk bina da senin binan olacak. Yani ölüm senin için kaçınılmazdır’ demeye gelir. Ne yazık ki bu söylemi dile getirenler, geçmişte çay simit hesabı yaparak fakir fukaranın oyuna talip olanlardan başkası değil. Fakirlik, ne zaman ki kader olmaktan çıkar, işte tam da o zaman ülkede bir Allah'ın kulu da sağlıksız, güvensiz, endişe verici konutlarda yaşam mücadelesi vermek zorunda kalmaz. Sadece eski binalarda oturmak zorunda kalmak değil, özellikle pandemi sonrasında baş gösteren maaş-gider dengesizliğin de getirdiği bir büyük sorun var. 5.500 TL ile ay sonunu getirmek zorunda kalan vatandaşlarımıza, kentsel dönüşüm konusunda taşın altına elinizi sokmalısınız demek, bu işi bizim belediye olarak çözme şansımız yok demekle eşdeğerdir. Pekiyi nasıl çözülecek bu sorun? Öncelikle vatandaşımız binasının sağlam olup olmadığını biliyor mu? Yahu bizim daire zaten sağlam değil ki. Ne karot ne röntgen gerekmez diyen bir vatandaşımızın, ekonomik sorunları sebebiyle kentsel dönüşüme karşı çıkan bir başka vatandaşımızın kentsel dönüşüm için ikna edilmesi kolay değil. Belki de bu kararın artık resen alınması gereği ortaya çıkıyor. Yani, öncelikle, Yalova'da, 2004 öncesinde eski yönetmelik kaidelerine göre yapılmış tüm binalar resen de olsa yapı analizine sokulmalıdır. Bunun için gerekirse, apartman yöneticileri ile toplu görüşme yapılarak, yönetici bazlı ikna yöntemine gidilmelidir. Oturulması tehlike arz eden tüm binalara boşaltılması için süre verilmeli, gerekirse, inisiyatif kullanılarak bu binaların belediye hizmetinden faydalanmasının önüne geçilmelidir. TOKİ'nin, önümüzdeki dönemde ağırlıklı olarak deprem bölgesinde bina üreteceği düşünüldüğünde, Yalova'nın ihtiyacı olan toplu konut hamlesini Yalova Belediyesi'nin gerçekleştirmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Kentsel dönüşüm için yeterli ekonomik gücü olmayan vatandaşlarımızın, Yalova Belediyesi'nin Kiptaş benzeri ucuz konut üretmesi vatandaşın hizmetine sunması gerekliliği gün gibi ortadadır. Gün, estetik planlamaların son bulacağı, asgari sağlıklı yaşam şartlarının temin yoluna gidilmek zorunda olunduğu gündür. Yazının başında, vatandaş elini taşın altına sokmalı söylemi, Yalova Belediyesi taşın altına kolunu sokmalı şeklinde değiştirilse, tam de denk düşer. Bir not: Yalova'yı 99 depremden sonra 20 sene yönetip kentsel dönüşüm adına "zerre miskal" adım atmayan belediye başkanlarımızın, kentsel dönüşümle ilgili gazetelerde boy boy haberlerini okuyorum. Caktım, cektim takılarıyla biten kelimeleri cümle içinde kullanmanızdır fazlasıyla sıkıldık. Sizlerden ricam, kentsel dönüşümle ilgili tek lakırdı etmemeniz. Zira bugün Yalova'da yeni bir deprem ve binlerce kayıptan söz etmiyorsak şanslı olduğumuzdandır. İşte buna kader diyebiliriz.”

Editör: Uğur TEZCAN