Hayatımın 25 senesini engelsiz bir şekilde geçirdim”

Yalova’da bir kamu kuruluşunda memur olarak görev yapan Volkan Yılmaz,  Ben elektrik elektronik mühendisiyim. Yalova'da bir kamu kuruluşunda memur olarak görev yapıyorum. Bu süreç 2013 yılında başladı. 2013 yılında o dönemki adıyla ÖMSS, Özürlü Memur Seçme sınavıydı, şimdi ki adıyla da EKPSS (Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı). Önce 2013 yılında ÖMSS'yle düz memur olarak Halk Sağlığı Müdürlüğü’nde çalıştım. Düz memur olup da devam edemeyeceğimi anlayınca tekrar açıktan sınava girerek mühendis kadrosuna atandım. Mühendis olarak görev yapıyorum. Burada tabii devletin engellilere göstermiş olduğu pozitif ayrımcılık ilkesi çerçevesinde bu sınavların devam etmesi de biz engelliler için bir avantaj oldu. O yüzden de teşekkür ediyoruz. Ben sonradan engelli olan bir insanım. Hayatımın 25 senesini engelsiz bir şekilde geçirdim” dedim.

“Koltuk değnekleriyle 2019 yılında tanıştık”

Bacağında başlayan bir şişlik nedeniyle  geçirdiği operasyonlar, kemoterapi dönemlerine kadar uzanan hayat hikayesini ise Yılmaz şöyle aktardı:  “1 Nisan 2008’i hiç unutmuyorum. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi'nde okuyordum. Halk oyunları şenliği vardı. Orada gösteri yaptık. Akşam Zeybek oynadık. O dönemde Samsun'da İzmir ekiplerin kaliteli ekipler yapılmamıştı. Ben de o akşam zeybek oynadım. Sabah uyandığımda bacağımda bir kaşıntı hissettim. Kaşıdığım zaman kaşınan yerin şiş olduğunu farkettim. Bir yere vurduk herhalde falan diye başladı süreç, gel zaman git zaman o büyümeye başladı. Ağrı yapmaya başladı. Yerel doktorlar daha sonra İstanbul çaplı doktorlara gittiğimizde bacağımda kaval kemiğinde tümör tespit edildi. Bu tümörün gelişen süreç içerisindeki bacağa verdiği zarar bugünleri yaşamama sebep oldu. 12 santim uzunluğunda bir kaval kemiği kaybım oldu. Tümör kaslara, sinirlere yayılmış. Kasları ve sinirlerin bazılarını kesmek zorunda kaldılar. Öyle olunca ayak bileğimi kullanamamaya başladım. Bacaktan 7 kez operasyon geçirmek durumunda kaldım. Koltuk değnekleriyle 2019 yılında tanıştık. Benim rahatsızlığım 4 yıl kadar sürdü. Daha sonra tümör akciğerime sıçradı. 4 kez de akciğer operasyonu geçirdim. 1 dönem kemoterapi tedavisi gördüm. Psikolojik olarak da yıpratıcıydı.”

TUFAG benim hayatım olmuş”

TUFAG’ta bir dönem başkanlık yapan Yılmaz, “TUFAG’ı ev olarak görürüz. Bizim için dernekten çok daha ötesidir. 15’li yaşlarımda başladı geçmişim. İlk olarak Şehit Osman Altınkan okulu mezunuyum ben ve okul ekibi kuruldu. Okul ekibine seçildik. Okul ekibini Mehmet Yönder şu an ki derneğimizin hocası Mehmet abimiz çalıştırıyordu. Dernek yarışmaya girecekti o zaman. Mehmet abi dernekteki oyuncu sayısını arttırmak için bizim aramızdan seçme yaptı. Ben dansçı olarak orada seçildim ve 98-99 yıllarında TUFAG kariyerim başladı. Yurt dışı seyahatlerinden gelecek olan ekiplerin yazışmaları görevini yürüttüm. Dönemin Başkanı Osman Dikici’ydi. Mehmet abi Volkan yapabilir aslında bizim yazışmaları tavsiyede bulununca o da olabilir dedi. Öyle başladım. Daha sonra Tamer Çınar'la birlikte tekrar TUFAG yönetiminde yer aldım ve dış ilişkiler sorumlusu olarak yedi sene boyunca görev yaptım. O süreçte bir sürü ekiple yazıştık. Onların hepsinin çalışmalarını ben yapmıştım. 2017’ den sonra da başkanlık süreci başladı. Başkanlık sürecim zor geçti. TUFAG evimiz gibi ve burayla alakalı bir durum olursa gerek maddi, gerek manevi hiçbir şekilde, hiçbir şeyden kaçınmam. Çünkü ben zaten burada büyüdüm. Hani Volkan Yılmaz, Volkan Yılmaz olduysa ki hala olduğumu düşünmüyorum. Ama buraya kadar gelebildiysek tabii TUFAG'ın çok büyük etkisi var. TUFAG benim hayatım olmuş. O yüzden burayla ilgili çalışmalardan yüksünmüyorum. Kent Konseyi’ne gelecek olursak, TUFAG başkanlığından sonra derneğin beni aday göstermesiyle seçildim. Hatta orada da birinci seçildim. Hem dernek sizi oraya aday gösteriyor benim temsilcim diye hem de aldığınız 119 tane oy var. Hani o yüzden de yüksünme lüksünüz yok açıkçası. Her girdiğim işte kendimden katmayı çok seven bir insanımdır. Ben kendimden vermeyi çok severim. O yüzden de böyle açıklayabilirim. Erişebilirlik birlikte alakalı olarak da ben erişebilirlik birim sorumlusu olarak çalışıyordum geçici görevlendirmeyle. Yalova'da bir erişilebilirlik izleme ve denetleme komisyonu var valilik bünyesinde kurulan oraya üyeydim. Bir kentin işte erişilebilir olmasıyla alakalı çalışmalar yürütüyorduk komisyonla birlikte. Aslında erişilebilir komisyonu benim kamuda yaptığım görev. O da şu anda noktalandı zaten. Yalova çoğu kente göre erişilebilir bir kent. Burada tabii küçük olmasının avantajı çok büyük. İstanbul'da da yaşadım. Büyükşehir karmaşası yok. Bir karmaşa var ama bir büyükşehir karmaşası yok. AVM'lere erişebilir hale getirmeye çalıştık ve birkaç tanesine belge verdik bu konuyla alakalı. Bankalar gezdiğimiz kadarıyla erişilebilir. Hani Yalova kent olarak evet bu konuda bazı yani diğer kentlerden biraz daha önde. Eksikleri yok mu? Var” şeklinde konuştu.

“Vazgeçmeyin”

Yılmaz, insanlara ne olursa olsun vazgeçmemelerini ifade ederek,  “Vazgeçmeyin demek isterim. Çünkü ben o dönemde 25 yaşındaydım. Hayata daha yeni atılacaktım. Ben okulumu hastanede bitirdim. Üniversitemin son senesi, ilk dönemi bitirmişim ve ikinci dönem kalmış. Ameliyat bu kadar büyük bir operasyon geçireceğimi bilmiyordum açıkçası. Otobüsten indim, Yalova'ya geldim. Beni hastaneye aldılar. Tetkikler yaptılar. Doktor bacağımda bir tümör olduğunu söyledi. Bu kadar büyük bir şey geçireceğimi bilmiyordum. Ben hastaneye yürüyerek girdim. Üç ay sonra koltuk denekleriyle çıktım. Arkadaşlarımdan notlar istedik. Hastanenin odasında çalışarak bitirdim. Okulumundan vazgeçebilirdim. Vazgeçmedim. Aslında olayın çözümü vazgeçmemekte. Vazgeçtiğiniz anda kaybediyorsunuz. Çünkü hayat sürprizlerle dolu. Her şey olabilir. İnsanın başına her şey gelebiliyor” ifadelerini kullandı.

TRT’de yayınlanan bir görüntüsünü sosyal medya hesabından paylaşan Yılmaz, o görüntüler hakkında da şunları dile getirdi: “Kültür Bakanlığı ve Hacı Ömer Sabancı Vakfı'nın gerçekleştirdiği yarışmalar olurdu. Türkiye'de komple nitelikli halk dansları yarışmaları bunlara sadece büyük dernekler katılıyordu. Çünkü arka arkaya üç kere oynanacak ve müzik durmayacak. Bunu da oyuncu sayısıyla kostümle birlikte desteklemeniz gerekiyor. O yarışmalarda biz hep ufak dereceler almıştık. 3 tane Türkiye birinciliği vardır. Türkiye ikincilikleri ve üçüncülükleri vardır. O TRT'deki görüntü de o yarışmalardan bir tanesi. Yine Türkiye finali o zamanda üçüncü olmuştuk. Orada 16 yaşındaydım.”

Bir gün sahneye tekrar çıkmayı isterim diyen Yılmaz, “Başkan iken çıktım. Tabii paha biçilemez bir duygu. 2019 yılında böyle bir olayla sahnelere veda etmişsiniz. Daha sonra da aradan yıllar geçmiş başkan olarak sahnede konuşma yapıyorsunuz. Hayatımın dönüm noktalarından bir tanesidir. Bayağı zorlanmıştım. Her sahneye çıkmadan önce heyecanlanırdım. Peki o heyecanı nasıl iniyordunuz? Heyecanımı yenemiyordum. İki tane şeyi çok özlüyorum. Bir tanesi futbol oynamayı. Bir tanesi de tekrar sahnede olmayı” diyerek sözlerini noktaladı.

Başkan Özgür: Hayata Dört Elle Sarıldık Başkan Özgür: Hayata Dört Elle Sarıldık

Editör: Arda Yavuz