Bir Kahvaltı Masasında Filizlenen Hayal
Girişimin temelleri, aslında oldukça sıradan bir günde atıldı. Ortaklardan Merve Yazıcı’nın anlatımına göre, İstanbul’dan uzaklaşma arzusu ve daha doğayla iç içe bir yaşam arayışı, bu fikri doğurdu:
"Aslında çiftçilikle çok alakamız yoktu. Sadece kahvaltı yaparken ‘bu işi yapabilir miyiz?’ diye düşündük. Bu kadar maliyetli olacağını bilmiyorduk ama başladık. Ortaklarım başta biraz şüpheliydi ama 'tamam' demeleri beni çok sevindirdi.”
Zorluklarla Başlayan Yolculuk
Seranın kurulumu ve ilk adımlar hiç de kolay olmadı. Murat Girgin, süreçte karşılaştıkları zorlukları şöyle anlattı:
“İlk iki ekibimiz gelmedi, üçüncü ustamızla çok zorlandık. Serayı Mersin’den bulup getirdik. Kurulum sürecinde ciddi maddi kayıplar yaşadık ama vazgeçmedik.”
Merve Yazıcı ise, projeye ilham veren bir YouTube videosunun, çilek üretiminin potansiyelini gösterdiğini belirtti:
“Yalova’da daha çok aronya ve yaban mersini üretiliyordu. Çilekle ilgili bir öğretmen ve bir bankacının videoları bize yol gösterdi. Bu iş yapılabiliyorsa neden biz yapmayalım dedik.”
Sabrina Cinsinde Karar Kıldılar
Topraksız tarımda uygun fideyi seçmek de kolay olmadı. Murat Girgin, uzun araştırmalardan sonra Sabrina cinsinde karar kıldıklarını söylüyor:
“Rubigem ve Albion cinslerini düşündük ama iklim koşullarına en uygun olanın Sabrina olduğuna karar verdik. Şu anda 30.000 kök diktik ve yaklaşık 12 ton ürün bekliyoruz.”
365 Gün Üretim Mümkün
Topraksız tarımın sunduğu avantajları ise ortaklardan Bager Arıcı detaylandırdı:
“Sabrina cinsi daha dayanıklı ve raf ömrü uzun. Topraksız tarım sayesinde yılın 365 günü üretim yapılabiliyor. Bitkinin her şeyine biz karar veriyoruz. Gübrelemeden sulamaya kadar tüm kontrol otomasyon sistemiyle elimizde.”
Murat Gülbaba da seranın teknik yapısını şöyle anlattı:
“Seramızda sehpalarımız var ve çilekler bu sehpaların içinde yetişiyor. Sıcaklık ve nem kontrolü biraz zorlasa da verim çok yüksek. Soğuğa dayanıklı Sabrina, bu sistem için biçilmiş kaftan.”
"İlk Ürünümüzü Çerçeveletmek İstedik"
Girişimciler, ilk meyvenin heyecanını hâlâ unutamıyor. Murat Girgin, ilk çileğin hikayesini gülümseyerek anlattı:
“Her gün gidip onun pembeliğini izliyorduk. Onu çerçeveletmek istedik ama ben dayanamayıp yedim. Ortaklara söylemedim, biraz sıkıntı yaşadım tabii ama sonraki ürünler bizi fazlasıyla mutlu etti.”
Yalova’da Bir İlk
Bu ölçek ve sistemde topraksız çilek üretiminin Yalova’da bir ilk olduğunu söyleyen ekip, hem üretimde hem pazarlamada başarılı bir grafik çiziyor. Instagram üzerinden sipariş alıyor, belirli satış noktalarında ürünü tüketiciyle buluşturuyorlar.
“Instagram adresimiz @bahce.77. Siparişleri bir gün önceden alıyoruz. Aynı gün için ise en geç saat 11'e kadar sipariş verilebiliyor.” diyor Murat Girgin.
Gelecek Planları: Daha Büyük Seralar
İlk deneyimlerini bir tür “staj” olarak gören ekip, öğrendiklerini yeni yatırımlara taşımayı planlıyor. Hedefleri, üretimi büyütmek ve Yalova’da bu alanda öncü bir rol üstlenmek.
Murat Gülbaba, “Topraksız tarımda öğrendiğimiz her detay bizi daha güçlü hale getiriyor. Şimdi hedefimiz daha büyük alanlarda üretim yapmak.” dedi.
