Beyaz ve kırmızı yünden yapılan bu geleneksel süsler, dernek üyeleri tarafından özenle hazırlandı. Dağıtım için Yalova Kent Müzesi önünde stant açılması planlanıyor.
Kadınlar, marteniçkaları büyük bir emekle tek tek elleriyle hazırlarken şarkılar söyleyerek etkinliğe renk kattı. Bal-Göç Kadın Kolları Başkanı Gönül Yüzer, marteniçkanın göçmenlerin Balkanlardan getirdiği önemli bir gelenek olduğunu belirterek, “Marteniçka, kırmızı ve beyaz renklerden oluşan bir süstür. Beyaz, saflığı ve temizliği; kırmızı ise sağlığı ve gücü temsil eder. Bu marteniçkalar mart ayı boyunca takılır ve özellikle akrabalara, tanıdıklara, arkadaşlara hediye edilir. Leylek görüldüğünde ise dilek dilenerek çiçek açan bir ağaca, gül ağacına, denize ya da akan suya bırakılır. Biz kadınlar olarak bu geleneği yaşatmak için Yalova halkına marteniçka hediye ediyoruz” dedi.
Pijo ve Penda’nın Dillere Destan Aşkı
Marteniçkanın bir diğer önemli sembolü ise Pijo ve Penda’dır. Bal-Göç üyesi Fatma Özen, marteniçkanın en sevilen simgelerinden biri olan bu figürlerin hikâyesini anlattı.
“Bulgaristan’da çok eskilerde, bir köyde yaşayan Pijo isimli genç adam, çalışkanlığıyla tanınırdı. Gün boyunca köydeki herkese yardım eder, akşamları eve kıpkırmızı yanaklarla dönerdi. Aynı köyde, güzelliğiyle dillere destan olan beyaz tenli Penda isimli genç bir kız yaşardı. Pijo ve Penda birbirlerini ilk görüşte aşık oldular ve muhteşem bir düğün yaparak tüm köy halkını davet ettiler. Köylüler, bu büyük aşkı onurlandırmak için her yıl kuklalar yaparak kapı kollarına, perdelere ve evlerinin çeşitli köşelerine asmaya başladılar” diye konuştu.
Bal-Göç Kadın Kolları tarafından hazırlanan el emeği marteniçkalar, Yalovalı vatandaşlara hem baharın gelişini müjdeleyecek hem de Balkan kültürünün yaşatılmasına katkı sağlayacak.